Bu kitapta geçen bütün olaylar sadece kurgudan ibarettir.
İyi okumalar...
Hazal Meriç'
__
Ölümün soğuk nefesini ensenizde bir kere hissettiniz mi bir daha tam anlamıyla yaşayacağınıza inanamazdınız. Bir kadın düşünün, kendi mezarında saatlerce beklemiş ve saatlerce gözyaşı dökmüş. Dimdik ayakta duran ama en ufak bir rüzgarda sarsılan... O kadın tüm hayatın yükünü omuzlarında taşırdı ama bir tek kendi yükünü taşıyamazdı. Ben Hazal Meriç, seneler önce babamın verdiği ani bir kararla ölü ilan edilen kadındım. Alnıma değen soğuk namlunun hissini asla unutamamış ve kendi ölümümün intikamını almak için dakikalar hatta saniyeler saymıştım. Artık zamanı gelmişti. Hem öldürülen ruhumun hem de başka bir kimlikle yaşamamın intikamını en cani ve en acımasız şekilde alacak ve öldürülen ruhumu hayata geri döndürecektim.
Elimdeki silahı karşımda oturan adama uzatırken gözlerinde gördüğüm tek duygu şehvetti. Şeytanın en sevdiği duygu ile birleştirilmişti. Kibir... Elimdeki silahı alıp birkaç saniye silaha baktı, ardından namlunun ucunu bana çevirip tetiği çekti. Bir kez tetiği çekerseniz geri dönüşü yoktu. Elleri bile titremiyordu, gözlerinde herhangi bir duygu kırıntısı aradım ama sadece boş gözlerle silahı bana doğrultuyordu. Ağzını açıp bir şey söylemek istedi ama kelimeler dilinin ucuna gelmedi. İkimiz de biliyorduk ki eli yanlışlıkla bile titrese ikimizi de Dünya üzerinden silerdi. Tek yanlış hareketi onun da benim de sonumu getirirdi. Silahı arkamdaki duvara çevirip tetiği çekti. Başımın yanından geçen kurşun ve aldığım barut kokusu kısa bir süre duraklamama neden olsa da hiçbir tepki vermedim. "Keşke benim yanımda cesur olduğun kadar babanın yanında da cesur olsan." dedi. Eskiden olsa bu cümlesi beni derinden yaralardı ama artık değildi, artık karşısında 17 yaşında babasının karşısında tir tir titreyen o kız çocuğu yoktu. Artık değildi.
Geçmişi değiştirebilseydim eğer o kız çocuğuna korkmaması gerektiğini yaşadığı her şeyin onu daha güçlü hale getireceğini söylerdim. Kaybettiği gençliği için üzülmesi gerektiğini ve her şeyin üstesinden tek başına gelemeyeceğini de eklerdim. "Gerçekten karşısında korktuğumu düşünecek kadar aptalsın Toprak, ben sadece ona görmek istediği kişiliğimi gösteriyorum." Kaşları şaşkınlıkla havalandı, böyle bir cevap beklemediği açıkça yüzünden okunuyordu. Kimse nasıl bu kadar duygusuz ve cani bir insan olabildiğimi anlamıyordu, tıpkı Toprak gibi. İnsanlara göre hala babasının karşısında korkudan titreyen, elleri bağlı bir kız çocuğuydum. Fakat yanıldıkları bir nokta vardı. Ben Mehmet Meriç'in kızıydım ve içimde biriktirdiğim öfke kendimle birlikte herkesi yakmama yeterdi. "Gidelim artık." dedim. Gidelim ve tüm öfkemle birlikte Dünya'yı yaşanmayacak bir hale getireyim. Bugün yeniden doğduğum gündü ve önüme çıkan herkesi tek tek yakacaktım. Ta ki küllerinden dağlar oluşana kadar.
Belime yerleştirdiğim silahın soğukluğunu belimde ve kalbimde hissedebiliyordum, benim kadar soğuk ve acımasızdı. Kapıdan çıkmadan önce son bir kez yüzüme baktı ama bir şey söylemedi, çünkü biliyordu karşıma çıkarsa soğuk namluyu alnının ortasına yerleştirirdim ve kendini korumaya vakti bile olmazdı. Son kez doğup büyüdüğüm eve bakıp kapıyı çocukluğumun üzerine çarptım ve arkama bile bakmadan arabaya ilerledim. Biliyordum, bakarsam yüzleşirdim ve yüzleşirsem daha da öfkelenirdim. "Hazal gerçekten emin misin? Bak bu iş çocuk oyuncağı değil sonra pişman olursun." Gözlerim saliselik dahi ona kaymadı, emniyet kemerimi takıp gaza bastığımda yanımda hiç olmadığı kadar endişeli bir şekilde bana bakıyordu. "Eminim Toprak, emin olmasaydım bu yola çıkmazdım. Sıkıldım artık her şeyi kendisinin yönettiğini düşünmesinden. Ben kukla değilim, beni istediği gibi yönetemez. Beni kimse yönetemez." Gözlerim yoldan ayrılmazken tek düşündüğüm şey karşısında durduğumda nasıl bir tepki vereceğiydi. Eminim onunla dalga geçtiğimi düşünüp benimle alay etmeye çalışacaktı. İzin vermeyecektim, bu sefer karşısındaki kayıtlarda ölü gösterdiği öz kızı değil katili olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümün Soğuk Nefesi
Misterio / Suspensoİnsan bir kez ölürdü ve benim bir daha ölmek için şansım yoktu. -H.M-