Merhaba...
Hepiniz hoşgeldiniz ilk kurguma şans verdiğiniz için teşekkür ederim.
Telefondan yazacağım için yazım yanlışları olabilir. Klavye sürekli kelimeleri değiştirip duruyor şimdiden affola. Yanlış yazım olduğu zaman yorum yaparak bilgilendirirseniz mutlu olurum.
Beğeni ve yorumlarınızla beni desteklerseniz sevinirim.
Başlama tarihinizi buraya yazabilirsiniz. 17.10.2023
Hadi hikayeye baslayalım...
🌚🌚
Koşuyordum nereye gittiğimi bilmeden sadece koşuyordum. Aklımda sadece tek bir düsünce vardı kurtulmak. Kurtulmak istiyordum bu hayattan, bu yaşamdan, bu acıdan. Yok olmak ne güzel geliyordu kulağa. ölüm, sonsuz bir uyku, cennet veya cehennem
Anca ölünce mi kurtulacaktım bu acıdan, içimdeki yangından, öldürmelerini istiyordum o zaman öldürsünler ve kurtulayım.
Allah korkum vardı benim geçmişte her ne kadar kaç kere intihar ettiysem bile artık düşünebiliyordum. Aklım yerindeydi yapamazdım. Allah'ın bana emanet ettiği canı alamaz kendimi öldüremezdim.
Nefesim ciğerlerime yetmedikse yavaşladım, yavaşladım. En sonunda bacaklarımda derman kalmadığında, ciğerlerim oksijen için kıvranırken olduğum yere diz kapaklarımın üzerine düştüm diz kapaklarım acısa da umursamamıştım.
Nihayet nefes almayı akıl ettiğimde derin bir nefes almamla öksürmeye başlamam bir olmuştu. Öksürmem geçince nerede olduğumu görmek için etrafıma baktığımda uçuruma geldiğimi görmüştüm. Buraya uzun zamandır gelmiyordum. Onca yolu nasıl koşarak gelmiştim ki. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes almamla burada yaşanan olaylar gözlerimin önüne gelmişti. Hemen gözlerimi açıp yerden kalktım. Kafamı sağ tarafa çevirdiğim zaman o kulübeyi gördüm yani 2 gün boyunca hapis olduğum kulübeye. Kafamı çevirip sol tarafa doğru ilerleyip uçurumun kenarına oturdum.
Deniz ile gökyüzünde ki yıldızlar ile aya baktığım zaman yüzümde buruk bir gülümseme oluşmuştu. Burayı seviyordum ama çok acı çekmiştim burada, yine de bu manzarayı çok özlemiştim. Doğayı seviyordum denizin gökyüzü ile uyumunu yıldızlar ve ayı, güneşi, ağaçlarla çimenlerin uyumunu, çimenlerle çiçeklerin birleşimini, toprağın bitkilere can vermesini seviyordum ama en çok da doğanın kokusunu seviyordum. Onları gördükçe içim huzur doluyor ve acımı bir tık azaltabiliyorlardı.
Arka cebimden popomu hafif kaldırarak sigara paketim ile çakmağımı çıkardım. Daha açılmamış olan paketin ambalajını yavaş hareketlerle açmaya başladım. İçinden bir dal sigara çıkarıp kurumuş dudaklarımı dilimle ıslatıp sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirip yaktım. Sigaramdan derin bir duman çektiğimde dumanın ilk boğazımdan geçmesini hissettim ciğerlerime dağılmasını bekledim. Kuruyan boğazım için bir kaç kere yutkunup basımı gökyüzüne kaldırıp ciğerlerimde ki dumanın dışarıya çıkmasına izin verdim.
Ağzımdan çıkan dumanın havada dans etmesini izledim bir süre. Arka cebimdeki telefonun titremesiyle gözlerimi karşımda gözüken sonsuz denize çevirip popomu hafif kaldırarak telefonu elime aldım. Ekrana baktığım zaman annemin aradığını görmüştüm. Onu endişelendirmemek için boğazımı temizleyip yeşil butonu kaydırıp hoparlöre aldım, kolumu kaldıracak halim yoktu.
-- Deniz neredesin sen yine. Geceleri gel bari artık.
-- İşim var. Hafta sonu o adam yokken uğrarım yanına, beni merak etme Umut'larlayım Maria annemin selamı var.
Deyip yine yalan söylemiştim masum meleğime. Onun daha fazla üzülmesini istemiyordum.
-- Tamam kızım tamam. Hafta sonu sana bir sürprizim var bekliyorum mutlaka gel. Sende Maria, Umut ile Ümit oğluma selamlarımı ilet öptüm hepinizi.
-- Tamam anne selamlarını iletirim, görüşürüz.
Deyip cevap vermesini beklemeden kırmızı butona basıp aramayı sonlandırdım. Derin bir nefes alıp elimde kendiliğinden biten sigarayı atıp yeni bir dal çıkarıp yaktım. Gözlerimi tekrardan karsımdaki sonsuz gözüken denize çevirip düşüncelerimden kurtulmaya çalıştım.
Hakan'ın yüzü gözlerimin önünde canlanınca daha fazla burada duramayacağımı anlayıp yanıma koyduğum telefonumu alıp Emre'nin numarasını tuşlayıp kulağıma götürdüm. Telefon ikinci çalışta acılınca karsıdan ses gelmesini beklemeden konuşmaya başladım.
-- Emre yanında bizimkiler varsa benim olduğumu belli etmeden uzaklaş onlardan.
Telefonun diğer ucundan bir kaç tıkırtı ve uzaktan konuşma sesi geliyordu, bir süre bekledikten sonra Emre'nin sesini duyabilmiştim.
-- Noldu Deniz bir şey mi oldu, iyi misin?
Dediğinde içimden gerizekalı diyip göz devirmem bir oldu.
-- İyim yok bir şey yolda kaldım gelip beni alsana.
-- neredesin
-- uçurumdayım geri yürüyeceğim şimdi yol üstünden alırsın beni.
--ne tamam bekle orda kımıldama 1 saate orda olurum.
--bekleyemem senin geleceğin yoldan yürüyeceğim. Yol üstünden alırsın beni.
Deyip aramayı sonlandırdım. Uçurumun kenarından dikkatli bir şekilde ayaklanıp yerde duran sigara paketi ile çakmağımı alıp telefonumla birlikte pantolonun arka cebine koydum, hafif basım dönse de umursamayıp geldiğim yoldan yavaş adımlarla yürümeye başladım.
🌚🌚
Bölümm sonuuu
647 kelime..
Bölümün daha devamı vardı aslında ama parmaklarım yoruldu ve heyecanlıyım birazcık. Kimi kandırıyorum ki çok heyecanlıyım o yüzden bir an önce bölümü atmak istedim.
Bölümü nasıl buldunuz baslangıç olarak. Bence güzel basladım ne dersiniz.
Yorumlarınız benim için çok önemli bana destek olurmusunuz.
Beni destekleyen herkese şimdiden teşekkür ederim.. Seviliyorsunuz... 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM HAYATIMM!! (DEVAM EDECEK)
Actionkim masumdu bu hikayede kim suçlu. ne doğruydu ne yalan. Deniz'in etrafında bu kadar yalan ve suçlu varken ne kadar masum kalabilirdi. yasadıklarını ne kadar kaldırabilecekti daha ne kadar dimdik ayakta durabilecekti. ilk kurgumdur ama bir şans...