Umut karşımda kızarmış ve şişmiş gözlerle bana bakıyordu. Neler olduğunu anlamaya çalıştım sadece birbirimize bakıyorduk uzun zaman sonra ilk defa gözlerimin içine bu kadar uzun süre bakıyordu bense şaşkınlıktan tek kelime edemiyordum neden ağlamıştı çocukluk harici ağladığını hiç görmemiştim bir şey söylemek, sarılmak istiyordum ama donmuştum sanki ağladığı belli olan gözleri yüreğimi yakmış kalbimi küle çevirmişti. gözlerim onu böyle görmenin etkisi ile dolarken dudaklarını araladı
-Deniz çok yoruldum.
dediğinde sol gözümden engelleyemediğim yaş akıp gitti. Bende yorulmuştum hepimiz yorulmuştuk genç yaşta daha küçücükken üzerimize öyle yük bırakmışlardı ki öyle kötülükler görmüştük ki yorulmuş ve ruhumuz yaşlanmıştı. çevremizde ki gençler, yaşıtlarımız normal hayatlar yaşarken biz yavaşa girmiş işkence görmüş hatta istemesek bile işkence yapmıştık, kaçırılıp kurşunlar yemiştik bir çok defa. Ayaklarım benden bağımsız yaklaştı sevdiği adama kollarım doladı o aşinası olduğu boyuna kafamı boyun girintisine sokup geçti demek istedim geçti bitti her şey ama yapamadım.
-geçecek inanıyorum ben geçecek sadece az daha sabır. Zamana ihtiyaç var yoruldun, yorulduk ama başka çaremiz yok.
dedim dilim benden bağımsız hareket ediyordu sanki organlarım, vücudum. bir rüyada mıydım acaba yine, rüya bile olsa şuan bu anı bozmak istemedim bitmesin istedim bu rüya, uyanmayayım sonsuza kadar bu kokunun kaynağı ile kalayım bu şekilde. Her rüyanın bir sonu vardı güçlü kalıp dik durup neden bu kadar ağladığını öğrenmem gerekiyordu. acil bir konu olabilirdi Umut yanıma gelmezdi normal de ve kolay kolay ağlamazdı büyük ihtimalle ya birine bir şey olmuştu ya da artık içine ata ata patlamıştı sonunda. Bu denizin kayalara çarpışması ile çıkan kokudan sırtımda ve belimde duran sıcak ellerden zorla ayrıldım. Demek ki hala benim onun için seçtiğim parfümü kullanıyordu kendine has kokusuyla karısınca gerçekten daha hoş bir koku yayılıyordu sanki bu parfüm onun için üretilmiş gibiydi. Hala kapıda dikildiğimizi fark edince
-hadi geç içeriye konuşalım biraz.
dediğimde sanki bunu bekliyormuş gibi hemen içeriye geçip koltuğa yayılmıştı. Kapıyı kapatıp derim bir nefes aldım mutfağa yönelip
-ne kahvesi istiyorsun?
diye soru yönelttim demin ki kahveden hiç bir şey anlamamıştım ketılın düğmesine basıp Umut'a gözlerimi diktim
-kendine ne yapacaktan bana da aynısından yap sıcak olsun yeter benim için.
dediğinde tamam demekle yetindim gözlerimi ondan ayırmadan inceledim onu her zaman dik duran omuzları çökmüştü göz altları uykusuzluktan morarmıştı zayıflamıştı ama yine de yakışıklı bir şekilde oturuyordu karşımda. Ne çok şey değişmişti en çok da ikimiz değişmiştik, ne o artık sürekli gülen neşe saçan çocuktu ne de ben gözleri parlayan hayat dolu çocuktum. Ketılın düğme atma sesi duyulunca olabildiğince hızlı bir şekilde iki kupaya kahveleri koyup hazırladım ağrım vardı biraz dikişim sızlıyordu sanırım ilaçların etkisi bitiyordu.
Kupaları alıp salon kısmına geçtiğimde bakışları bana döndü elimden kupayı alıp sağol anlamında başını salladı. keşke bir kere gülümsese eskisi gibi ne çok özlemiştim gülümsemesini o gözlerdeki pırıltıyı ama yoktu zaman ilerledikçe omuzlarımızda ki yük arttıkça o gülümsemeleri de kaybetmiştim. karşımda ki adam her ne kadar sevdiğim adam gibi görünse de o değildi onun karsısındaki kadın da onun sevdiği aşık olduğu kişi değildi zaten onun sevdiği aşık olduğu kız kadın olmuştu yaşına göre olgun davranması yetmemişti millete masumluğunu da almışlardı ruhunu öldürmüşlerdi. çok uğraşmıştım zamanında kendime geldiğim zaman ama geç kalmıştım. Başaramamıştım eskisi gibi olmayı, ayağa kalkmıştım ama eskisi gibi değildi hiç bir şey ne ben o olgun çocuktum ne de sevdiğim insanlar çocuktu artık mecburen erkenden büyümüştük iste.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM HAYATIMM!! (DEVAM EDECEK)
Actionkim masumdu bu hikayede kim suçlu. ne doğruydu ne yalan. Deniz'in etrafında bu kadar yalan ve suçlu varken ne kadar masum kalabilirdi. yasadıklarını ne kadar kaldırabilecekti daha ne kadar dimdik ayakta durabilecekti. ilk kurgumdur ama bir şans...