Bir kaç dakika sonra oturduğum yerden kalkarak üstümü değiştirdim ve lavaboda yüzümü iyice yıkadım. Aysima'nın karşısında ağlamış gözlerle duramazdım.
Daha sonra aşağıya indim. Kazım ve Aysima beraber çizgi film izliyorlardı. İkisi de bana baktığında çekingen bir şekilde gülümsedim. "Rahatsız olursanız gideyim"
"Hayır. Gelebilirsin" Dediğinde yine can çekişiyordum. Yavaş adımlarla yanlarına oturduğumda Aysima ikimizin arasında oturmuştu. Yukarıda yaşadıklarımızdan sonra Kazım'ın yüzüne bakamıyordum.
Onun bakışlarını üzerimden bir saniye bile çekmediğini bilmek ölesiye geriyordu beni. Mümkün olduğunca umursamadan karşımdaki çizgi filme odaklanıyordum.
"Baba, bugün anyem şen ben beyabey uyuyayım mı?" Aysima'nın sorusuyla derin bir okyanusa düşmüş ve boğulmakta olan birisi gibi nefes alamamıştım. Kazım'la aynı yatakta uyumak... Düşüncesi bile beni heyecanlandırmaya yetmişti.
Acaba kokusu nasıl? Nasıl sarılır bana? Uyurken nasıl görünüyor? Ya da uyandığında? Onun göğüsünde uyumak nasıl bir his?
Bu soruların cevabını asla bilemeyecek olmak bitiriyordu beni, bu adama aşık oluyordum ben. Ölüme kendi ellerimle gidiyordum.
Güzelim yeşilleri önce Aysima'yı, sonra beni bulduğunda ben yüzüne bakamıyordum.
Bir süre inceledikten sonra tekrar Aysima'ya döndü ve ben sinirlenmesini beklerken hiç beklemediğim bir tepki verdi.
"Tabi kızım, ama aramızda sen yatacaksın" Ney? Benimle aynı yatakta mı? Ama benim kalbim kaldırmaz bunu.
"Aysima kızım çok istiyorsan bu gece babanla yatsan" Diyerek Kazım'a baktığımda mimik oynatmadan bakıyordu suratıma.
Aysima'nın bu söylediğimden sonra yüzü düşmüştü. "Ama anye ben şişin yanınışda uyumak iştiyoyum şişe şayıyıyken" Kıyamıyordum ona. Onun yerine kendime kıyıyordum her seferinde.
"Bizim aramızda uyumak istiyor ve kızım ne isterse o olacak" Dedi Kazım itiraz istemeyen bir tonda. Tekrar ona bakıp başımı onaylar anlamda salladım. "Peki, öyle olsun" Hayır desem dinleyecek miydi ki? Buse'ye değilde bana aşık olsa her gece yatırırdı beni o yatağa. Ne yani futbolcu diye efendi olma zorunluluğu var mı sanki?
Yapardı. Ne isterse o olacaktı onun için. Şımarık büyüdüğü belliydi. Her istediği olsun istiyordu.
"O zaman gidelim mi kızım? Uyuyalım artık" Dediğinde Aysima başını sallayarak onu onayladı. Televizyonu kapattığında bütün ışık kaynağı gitmiş, karanlık kalmıştı. Karanlık başından beri en büyük korkumdu benim.
Oturduğum koltuktan kalktım. "Kazım nerdesin?" Dedim onu göremezken. "Buradayım, korkma yaklaş bana" Diyerek bileğimden tutup beni yanına çekmişti ve o şekilde merdivenleri çıkmaya başlamıştı. Ben uzak kalmaya çalıştıkça sürekli daha da yakınlaşıyorduk...
Yatak odasına girip ışığını açtığımızda Aysima babasının kucağından inerek yatağa zorlukla çıkmıştı. Minik olduğu için bu onu biraz zorlamıştı. Ondan sonra bende yatağa oturdum ve üstümü örttüm.
Yatağın yanındaki çekmecenin üstünde Buse ve Kazım'ın resmini gördüğümde gözlerim dolmuştu. Gerçekten benziyorduk Buse'yle.
Ama Kazım'ın yanında, kalbinde benden başka biri olması... Ağır geliyordu, hemde çok.
Yüzümü ona çevirdiğimde göz göze gelmiştik. Dolan gözlerimi fark etmişti ki tuttuğu nefesini vermişti.
Aysima elini uzatıp göz yaşımı sildiğinde gözlerimi Kazım'dan çekmiştim. "Ağyama anye" Dediğinde gülümsedim. "Ağlamıyorum aşkım" Diyerek yanaklarından öptükten sonra tekrar Kazım'a döndüm. "Hadi babası kapat ışığı uyuyalım artık"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ona Benziyorsun/Kazımcan Karataş
FanficAysima Karataş, psikoloğu Ceren Aydemir'i ölen annesine benzetir. En fazla ne olabilir ki?