Herkese Merhabalar 💕Umarım bölümü beğenirsinizzz
Oy ve yorum atmayı unutmayın 🌸
2.Bölüm
"Kına""İçimde ağlayan bir çocuk var, susturamıyorum."
Keyifli okumalar...
Küçük şehirdir Mardin, burda herkes birbirini tanır.
İçindeyken kurtulmak ister, uzaklaşınca özlersin.
Burda aşkların bazıları göz önünde yaşanır.
Onunla ezberlersin bütün sokakları.
Ama veda etmek zorunda kalırsın çoğu zaman...
Gülerek geçtiğin sokaklardan, ağlayarak geçersin artık.
Yarım kalanlar şehridir Mardin.
Burda herşey yarım kalır.
Çünkü Mardin'de herşey yarım kalmaya mahkumdur.
Mardin burası, dostluğu baki ama aşkı imkansız olan.
Bu kadar kısa sürede aniden neler yaşadığımı düşündüm, birden bütün hayatım değişmişti.
şimdi ise daha adını yeni öğrendiğim evleneceğim adam ve ailesi beni istemeye gelmişti.
Büyükler sohbet ederken annem bana kaş göz yapınca ayağı kalktım, arkamdan kızlar da geliyordu. Hep beraber mutfağa geçtiğimizde, Reyhan, Ezo ve Yezda ablanın geldiğini gördüm.
Cezveyi çıkardım ve kahveyi yapmaya başladım. Önce diğerlerininkini yapacakdım.
"tuz koyacak mısın?" Diye sordu Yezda abla.
"Koymam mı lazım? Severek evlendiğimizi sanmıyorum." Dedim yalandan tebessüm ederek.
"Ya tamam öyle, ama sen kat birşeyler birşey olmaz." Dedi.
Adettendir diyerek biraz tuz koydum sadece. Onun kahvesini de fincana boşalttım ve üzerini kapattım.
"Hadi biz çıkıyoruz, önce büyüklerinkini getir, sonra Halil İbrahiminkini getirirsin."
"Tamam."
Onlar çıktıktan iki dakika sonra büyük tepsiyi elime alıp mutfakdan çıktım. Salon kapısı'nın önüne gelince derin bir nefes aldım ve içeri girdim.
Önce anne ve babasına, sonra annemle babama, abisine, yengesine ve en son da diğerlerine verdim. Hızla aşağı inip bu sefer onunkini aldım. Şeytan tepsiyi yere at ve kaç diyordu, buradan kaç.
Kendi ellerimle hayatım gözümün önünde Mahfoluyordu ama ben birşey yapamıyordum.
Büyüklerin kahvesini dağıttıkdan sonra hemen aşağı mutfağa tekrar indim. Onun kahvesi'nin içinden duran tepsiyi elimi aldım. Merdivenlerden çıkarak salona geldim. Yine derin bir nefes alıp içeri girdim. Tüm gözler benim üzerimdeydi, o hariç. Tam karşısında durunca hafif eğilerek tepsiyi uzattım. Önce kahveyi, sonra suyu aldı. Yüzüme bakmadı.
Tam doğrulacağım sürede gözlerini gözlerime çevirdi. Gözlerine baktığımda o olduğunu anladım. Heyecandan kapıda fark etmemiştim, bu çarşıda görüp birine benzettiğim adamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEZOPOTAMYA MASALI[ARA VERİLDİ]
Teen Fiction"Gülnişan Karaca, bu söz saçmalığı olmasaydı sevdiğim kadınla evlenecekdim." Sözleri neden kalbime bir bıçak gibi saplanmıştı? "Ama durum belli. Benim konağıma gelin geldiğin günden itibaren Gülnişân Karamanlı gibi davranacaksın! Asla benim gerçekde...