medya: bu şarkıyla gaza geliyorum şaka mı
öncelikle selamlar ilk kurgum değil fakat hesabımın temasını değiştirdiğim için diğer kurgularımı yayından kaldırdım.
karakter tanıtımı olmayacak kendiniz hayal edebilirsiniz karakteri.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
sabahın köründe çalan alarmımla uyandım, ilk alarmım 7.50 fakat benim için sabahın körü.
üzerimdeki yorganı tekmeleyerek yataktan kalktım ve öfleyerek odamdan çıktım.
kendimden bahsedeyim biraz, adım Esila soyadım Altıntaş, 2006 doğumlu 12. sınıf bir kızım. Babamın adı Polat ve polis. annemin adı Defne ve basketbolcu fakat bileğinden amiliyat olduğu için basketbolu bırakmak zorunda kaldı. Bir abim var adı Bora 2000 doğumlu yani 23 yaşında, fitness eğitmeni.
tuvalete girip işlerimi hallettim ve yüzümü yıkayıp çıktım. Tekrar odama girip çantama bir adet defter koyup giyinme dolabımın önüne geçtim.
spor lisesinde okuduğum için forma zorunluluğu yoktu o yüzden altıma gri eşofman, üstüme de siyah sweatshirtimi giydim.
övünmek gibi olmasın okulda hocalar tarafından gayette sevilen bir kızdım.
odamdan çıkıp mutfağa gittiğimde annemin ve abimin mutfakta olduğunu gördüm "annemm" diyerek sarma saran anneme arkasından sarıldım "kuzuumm" diyerek arkasını döndü ve karşılıklı sarıldık.
sarılmamızı bölen babamın "hani bana" diyerek kollarını birbirine bağlamasıydı. gerçekten iş arkadaşları görse bu kişinin babam olduğuna inanamazlardı. "babişş" diyerek babama yöneldim ve sıkı sıkı sarılıp öptüm.
o sırada abim "o zaman yeni bir maratona hazır mıyız altıntaş ailesi" demesiyle hepimiz gülüp "hazırıız" dedik hep birlikte.
abimi de öpüp portmantodan motor ceketimi ve kaskımı alıp evden ayrıldım.
(İzmir'de yaşıyor kızımız. bilgi vermeyi unutmuşum)
asansöre binip zemin kata inmesini bekledim. ardından apartmanın otoparkına girip bebeğimin yanına gittim.
ilk ve tek aşkım motorum diyemeyeceğim ama şu anki tek aşkım motorumdu.
bebeğimi çalıştırıp otoparktan çıktım. okul yakındı en fazla 10 dakikaya okulda olurdum ve saat şu an 8.27ydi okulun başlamasına 3 dakika vardı.
zaten hep geç kaldığım ve herkesi buna alıştırdığım için çokta problem değildi o yüzden rahat rahat gidiyordum okula.
okulun bahçesine girdiğimde hocaların motorlarını bıraktığı yere yöneldim, orası daha güzeldi hem de güneş gelmiyordu.
motordan inip kaskımı çıkartıp elime aldım ve okulun içine doğru yönelip yürümeye başladım.
merdivenleri üçer üçer çıkıp 4. kata geldiğimde koridorda ilerlemeye başladım.
bir yandan da sınıfların hangi sınıf olduğuna bakıyordum "11-C, 12-A, 12-B, 12-D hadi ama 12 c nerede cidden" diye konuşuyordum kimsenin olmadığını düşünerek. "amına koyduğumun sınıfı 12lerin katında değil mi cidden" diyerek arkamı döndüm.
arkamı dönmemle yaklaşık 5 adım arkamda duran çocuk konuşmaya başladı "12-C den misin" kafamı olumlu anlamda sallayıp "evet sen?" diyip çocuğu inceledim biraz.
uzun boylu hafif kaslı siyah saçlı ve üzerindeki ceketten ve elinde tuttuğu kasktan anladığım kadarıyla yakışıklı bir motorcuydu.
"evet ama yeni geldim okula" anladığımı belirtmek amaçlı mırıldandım "hoş geldin ne diyeyim" diyip yürümeye başladım ve yanından geçip merdivenlere yöneldim.