Flex It || WH : REBOOT

[0]

꩜

•

"Bu bilgisayar kaç yıllık biliyor musun sen?"

"Biliyorum ki istiyorum, değil mi?"

"Hadi ama... Anlamıyorum eski şeylere olan düşkünlüğünü, 2023'ün sonlarındayız be...!"

"Anla diye istemiyorum zaten arkadaşım."

"Kaba..."

Bu zamana ait hiçbir zaman ne hissettim ne de bu zamana ait olan şeyler favorim oldu.

Ah, belki telefonumu çok seviyordum kabul. Bazı gençlik kitaplarını okumaksa çıtır-çerez geliyor, boş olduğum zamanlarda kafamı dağıtmamı sağlıyordu.

Pekâla, bazen günümüz dizilerini de salonumda, tam da arkaplanda açarak loş bir ses gürültüsü oluşturmasını sağlıyordum buna da kabul.

Ama yine de hissedemedim kendimi bu dönemin insanı.

Yıl 2023; insanların birbirlerine çok benzediği, çoğunun kafasını Starbucks ya da bunun türevi şeylerden kafasını çıkartmadığı, neredeyse herkesin birbirini kırdığı ve bir farklılığın bile dışlandığı bir dönemdi 2023.

Hastalıkları ve pandemileri unutursak elbette taş kesilirdim buracıkta. İstemezdim bunu.

"Eee, karar mı değiştirdin yoksa?"

Ah şu kız... Bir kere de beni hayal dünyamdan ve kendi kendimle konuşmamdan kesip alıkoymasa tamamiyle motive edecektim kendimi.

Bir de yapmasa...

"Asla...! Saniyeler içinde fikrimi mi değiştireceğim? Sen de."

"Alıyorsun o zaman?"

"Herhalde be kızım...!"

Kucağına alabilse bilgisayarı kucağıma verecek ve beni olduğum yerden bir itekleme ile çıkartacaktı. Ne de aceleciydi şuncacık güzelim eski güzellikten kurtulmaya...

Oysa benim çok dikkatimi çekmişti eski bej renkli kasası ve eski tip klavyesi...

"Bekle. Bu bilgisayar çalışıyor, değil mi?"

"Ne çalışması?? Ben diyorum elimden verip kurtulacağım, sen diyorsun çalışıyor mu? Kullanmayı düşünüyor musun cidden?"

"Belki kullanacağım, nereden biliyorsun?"

"Yeni bilgisayar al diyorum. Çünkü bu antika gram çalışmıyor."

Ben bu bilgisayarı çalıştırırdım.

Evet, belki yıl 2023'tü ve bu 2000'ler bilgisayarını çalıştırmak bu zamanın teknolojisi ve edevatları ile işimi zorlaştırabilirdi ama düşünsenize bir kere çalıştırdığımı o antika bilgisayarı...! 2000'leri damarımda hissedebilirdim ve havasını biraz da olsa soluyabilirdim hatırlayamadığım o zamanların.

Okuduğum kitaplarda anlatıldığına göre oldukça özgür hissettiren yıllarmış. Bense o yıllarda daha bir bebek olduğum için pek hatırlayamıyorum.

Ya da sebebi çok daha başka... Ama açmayalım şimdi bu konuları, değil mi? Şu mükemmelliyete odaklanalım biraz.

Deli değilim, sıkıcı da değilim, yalnızca eski şeyleri çok seviyorum ve şu an arkadaşım bana bir deliymişimcesine muamelede bulunuyor.

Onur kırıcı...

Evet dostlar, bu yılda herkesin birbirini ittiği ve tuhaf karşılandığı normal davranışlar var, benimsenmediği... Bunlardan biriyse farklı zevklere sahip olmanız.

"Ben çalıştırırım."

"Çalıştırdığında anlat bana öyleyse. Rüyana giremem ne de olsa."

"Sen bana rüyanda görürsün mü demek istiyorsun??"

"Eh, belki."

Gözlerini devirdi karşımdaki canım arkadaşım.

Aman aman aman, ne de nazik bir arkadaşım var...! Isırırım ben onu ama tatlı mânâda değil.

Bilgisayarın eski tip klavyesini, uzun ve karmaşık kablolarını, faresini ve bağlantı noktalarını kucaklayıp minik aracımın arka bagajına yerleştirmek için yola çıktım. Açıkçası o araç da benim değildi, kiralamıştım.

Ah şu fakirlik ve sistemin kölesi olmak yok mu...? Ben her şeye sâhip olabilen bir Wattpad karakteri değilim.

Bu zamanda sahip olabildiğim güzel şeyler yalnızca minik buzdolabım, kendime ait düzenlenmiş bir odam, abur-cuburlarım ve çevireceğim dökümanlarım.

Bir de telefonum ve sık sık kapanan bozuk dizüstü bilgisayarım.

Ne de olsa ben bir çevirmenim ve bundan sağlıyorum paramı. Artık beni ne kadar geçindirirse...

Fakat unutalım biz bunu! Bu bebeği itip kakılan arkadaşımın evinden kaçırıyorum ya? Buna sevinelim biz asıl çünkü gerçekten de sevinilecek bir şey aslında!

Hele ki fazla bir şeyi olmayan birisiyseniz elinizde.

Her şeyin değerini bilesiniz geliyor sahip olduğunuz...

Bu benim bir hatam değil. Sadece çok hoşuma gidiyor ve ne kadar anlamsız bir şekilde ilginç karşılansa da umurumda değil.

Vroom,

vroom,

vroom...

•

꩜

**Bakış açısı "Sen" in üzerinden.