2

46 10 2
                                    

"Yalıya hoş geldin Rosé" hayatımın yeni başlangıcına adım atmak üzereyim burası bir harikaydı gerçekten zengin olmalıydılar "tabiki öyle olacaklar rosé yoksa boşuna yapmazlardı o 1milyon teklifi"  "bir şey mi dedin?" siktir içimden demedim mi ben onu "ha yok artık ufaklığı görsek"  jisoo hafifçe güldü "tamam hadi odasına çıkalım yolda giderken de anlatırım sana" 

onaylarcasına kafa salladım biz yürümeye başlarken oda konuşmaya başladı " adı park hae 8 yaşında bu zamana kadar hep okula gitti ama anlaşamadı bu yüzden bu sene okula gitmiyor evden ders görüyor" "neden anlaşamadı?" "ilerde anlarsın ona sadece annesi hakkında soru sorma" "tamam az çok anladım" konuşmamızın yarı da kesilmesinin sebebi hae nın odasına gelmiş olmamızdı odaya girdiğimizde uyuyordu jisoo onun yanına gidip

 "hae kalk bitanem bak seni birisiyle tanıştırayım hae hareketlenince jisoo da biraz geriye çekildi  hae yatakta dikleşip gerildikten sonra bana baktı çok tatlı bir kızdı kahve uzun saçlarıyla ve çekik küçük kahve gözleriyle çok tatlı duruyordu "bak hae bu rosé senin yeni bakıcın" hae jisoo ya baktı "ben yeni bir bakıcı falan istemiyorum artık babam gelsin o baksın bana" jisoo nun yüzü düşmüştü bende araya girdim " hae beni bir bakıcı olarak değil de ablan olarak görmek ister misin"  hae bana baktı "  sen diğerlerin den farklısın" gülümsedim "bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum ve kendimi anlatma mı ister misin yoksa kahvaltıda sonramı 

"kahvaltıdan sonra çünkü çok açım" jisoo hemen araya girdi ve yalandan kaşlarını çattı "hae dün akşamki yemeğini yememişsin"  "evet yemedim jisoo hala sebebi ise midem bulanıyordu" jisoo hala mı  kafamın içi baya sorularla doluydu "hanımlar sonra tartırşınız" hae nın yanına gidip onu kucakladım ve banyoya götürdüm kucağımdan indirdim ve " hae sen rutinlerini hallet biz mutfakta bekliyoruz seni tatlım olur mu?" "tamam rosé abla" banyonun kapısını kapatıp jisooyu koluna girip onu mutfağa doğru götürdüm mutfağa gelince  onu sandal ye oturttum " evet jisoo o senin öz yeğenin mi ?" "evet aslında şöyle ben babasının kuzeniyim ayrıca asistanıyım da"  yani bir nevi halası ama hea nın babası kimdi " hae nın babası kim?" "çok ünlü iş adamı ve mafya olan park Jimin öz kızı" dur bir dakika ne park jimin mi onun hakkında çok makale okudum hatta o adama hayrandım ama bir ara onun kızı olduğunu bilmiyordum hatta evlendiğinden "medyadan neden saklıyor?" 

"çünkü jimini araştırdıysan bilirsin o hiç evlenmedi tek gecelik bir ilişki tarafından dünya ya hae geldi bunu jimin öğrenince hae dünya getirmek için çok çabaladı hae annesi doğurduktan sonra hae çekip gitti ve hep medyadan sakladı" 

"Jimin gerçekten çoçuğunu çok seviyor olmalı" jisoo kafa salladı " ama işte yanında olamıyor işler yüzünden"  " elbet bir gün gelicek demi o zamana kadar  hae nın yanında ben olucam" jisoo ayağa kalkıp bana sarıldı " teşekkürler rosé iyi ki bulmuşum seni" "benide aranıza alın" hae nın sesini duyunca arkama baktım bir kolumu açıp elimle gel işareti yaptım yanımıza geldiğinde onu kolumla kavrayıp kucağama aldım ve sarıldık 

"hanımlar hadi bakim beni bir salında kahvaltı hazırlayım size" ayrıldıktan sonra " ne istersiniz?" "ben pankek istiyorum" " ben kahvaltı yapmicam şirkete gitmek zorundayım" tamam anlamında kafa salladım "hala babam bugün de gelmicek demi"  " senin baban tam bir çılgın hae biliyorsun belli olmaz ona"  "bence hae da babasına çekmiş"  hae bana parıldayan gözlerle bakınca çok tatlı olduğundan tombik yanaklarını ısırmak istedim " rosé abla sen baba mı tanıyormusun" "şahsi olarak değil ama evet"  ben pankek hamurunu yaparken yanıma geldi " gerçekten benziyormuyum" gülümsedim ve yanına eğildim " evet hemde çok"  oda güldüğün de  ağaya  kalktım ve devam ettim  "kızlar ben gidiyorum rosé hae nın programını sana atarım  tamam anlamında kafa salladım bir süre sonra kahvaltıyı hazırlayıp bu küçük kızla sohbet etmeye başladık.

orendaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin