Yanımda uyuyan küçük meleğe baktım, onunla tanışalı tam 2 ay olmuştu bu zamana kadar jimin hiç gelmemişti, hae sürekli soruyordu ama o hiç gelmiyordu gizlilik önemli ama hae hiç mi düşünmüyor du, komidinin üstünde duran telefonumu elime aldım ve saate baktım saat 08.20 geçiyordu 40 dakika sonra haenın özel dersi vardı.
Telefonu tekrar yerine bıraktım ve yatakta dikleştim hae'nın omzundan tutup sarstım onu "hae tatlım kalk hadi 40 dakika sonra dersin var" hae ilk kıpırdandı sonra gözünü açtı "günaydın abla" gülümsedim ve yataktan kalktım "günaydın prensesim hadi sen hazırlan bende hemen kahvaltı hazıliyim" kafasını olumlu anlamda salladı ve kalkıp odasına gitti bende hemen rutin işlerimi halledip kısa siyah şort ve üstüme beyaz crop giydim beyaz spor ayakkabımı da giydikten sonra direk mutfağa indim
inmemle bir şok yaşadım mutfak masasının üstünde harika bir kahvaltı vardı etrafa baktığımda kimse yoktu "iğide bunu kim hazırladı" arkamdan bir ses gelince hemen arkamı döndüm jisoo vardı oda bir kaç haftadır yoktu "jisoo sen ne zaman geldin" jisoo masanın yanına gelip bir bardak su içti ardından bana dönüp düz bir ifadeyle baktı burda garip bişeyler vardı " jisoo iyimisin?" " evet iyiyim sana söylemem gereken bir şey var" endişelenecek ne vardı bu kadar
"dinliyorum." saçlarını geriye atıp derin bir nefes aldı "jimin burda şu an hae'nın yanında dır bu kahvaltıyı hazırlayanda jimin" bu çok güzel bir haberdi hae özlemini gidercekti sonunda ama jisoo yu geren neydi "peki seni geren şey nedir?" " işler biraz kötü" şirket değil bunu biliyorum çünkü daha geçen gün büyük bir yatırım yaptılar o zaman geriye kalan tek şey mafyalık kısmıydı "ne oldu?" "aslında karşı tarafa oldu ama jimin vuruldu" ne demek vuruldu çatışmaya mı girmişler "doktora gittinizmi?" hayır anlamında kafa salladı " sıyrık diyip geçiştirdi ama baktığımda derin gibi gözüküyordu"
aslında dikiş yapmayı biliyordum annem bir doktor du bana gençken öğretmişti "onun yarasına bakmam gerek eğer izin verirse tabi" "sen aşçı değilmiydin?" "evet öyleyim ama annem doktordu bazı temel adımları biliyorum dikişte atabilirim tabiki malzeme gerek" "sorarım ona gerekirse zorla" jisonun arkasından kucağında hae ile birlikte giren jimini görünce gülümsedim hae çok tatlı gülüyordu gerçekten hae babasının kucağından indi ve bana doğru koştu bende eğilip bana gelmesini bekledim geldiğinde sarlıp kaldırdım onu "yüzünde güller açııyor prensesim" hae kollarını iki yana açıp "evett babam geldi ya başka bir şey istemem"
"o zaman bu küçük prenses yemeğini bol bol yicek demi" "kesinlikle rosé ablaa" onu sandalye ye oturtup masaya yakın olsun diye sandalyeyi biraz ileri ittim ardından jimine ve jisooya baktım jisoo bana bakınca kaş göz işareti yaptı ve ardından jimini gösterdi demekki konuşmuştu jimin hae'nın yanına geldi ve saçlarını okşayıp öptü " benim güzel kızım sen yemeğini ye ben rosé ablan la bişey konuşmam gerek gelicez hemen" "tamam baba" jimin bana bakıp beni takip et der gibi bir bakış atıcınca onu takip etmeye başladım.
merdivenler'den yukarı çıkıp koridorda ilerlemeye başladık sonundaa koridorun sonundaki odaya geldiğimizde jimin kapıyı açıp bana döndü "geç içeri" herkes kamera karşısında aynı değildir ve buna şu an tam anlamıyla emin oldum "yerinde olsam kaba ifadeler kulanmazdım bıçaklarla aram iyidir" gülümseyip odaya girdim burası çalışma odasıydı odanın dekoru tamamiyle sade renklerdi gri beyaz ve siyah üçlüsünü burunduruyor'du
"Jisoo ya yarama bakmak istediğini söylemissin" odanın dekoruna yeterince büyülendim şimdik bu bay ukalayı çekme vakti "evet söyledim yaran derinse dikiş atabilirim değilse pansuman yapar geçerim anlaşıldı galiba" jimin düz bir ifadeyle bakınca bana bende tam adım aıyordum ki üstündeki gri hırkayı çıkarınca olduğum yerde durdum "çabuk baksan iyi edersin asi kız" bay ukala bana az önce asi kızmı dedi? off bu sinirlik" "bana bak benim adım rosé adımı zaten biliyorsun" yüzüme hala mal mal bakınca bende sol göğüsünün olduğu yaraya baktım derindi
"ekipman varmı dikiş gerek" kafa salladı ve bay ukala konuştu " şu arjkadiki büyük beyaz dolabın içine bak aradıkların ordadır asi kız" direk dolaba doğru yürüyüp açtım herşey vardı bunlarla birisini ameliyat bile edebilirsin gerekenleri alıp jiminin yanına gittim odanın ortasın da duran koltuğu oturdum ve malzemeleri yanımdaki masaya koydum sehbaya koydum.
"evet yat bakalımda hemen hallediğim hae bizi bekliyor" ikiletmeden yattı kucağama yara ilk temizledikten sonra uyuşturucu hazırladım yaranın üstüne sıkıp biraz bekledim ardından dikme işlemlerine başlicaktım " bay ukala uyuşturucu verdim ama yinede canın yana bilir dayana bilirmisin" kucağında yatmak zatn uyuşturucu gibi asi kız dayanırırm" dur bir dakika bu da ne lan noluyor buna piçlik moodumu açıldı yoksa " piç değilim rosé hadi işne bakta bitsin"
aklımı okuyor bu yok sa ben dışımdan mı söyledim kafamı sallayıp işime baktım ilk dikişi atıyordum jimin yüzünde gram acıma yoktu içim rahatladı bir süre sonra dikişleri attım tam tamına 7 dikiş atılmıştı son olorak oansuman kalmıştı onuda hızlıca yapıp bitirmiş oldum
"o dikiş ipleri kendi kendine eriyor bu yüzden iğleştiğnde kendisi yok olucak ha birde pansumanı günlük değiştirmelisin"
"tamam bir süre burdayım sen değiştirirsin" piçlik moodu mood on "ben senin bakıcın değilim ben hae'nın bakıcısıyım ve ayrıca bir süre burda olman güzel hae çok mutlu olucak" jimin güldüğünde gözlerim onun gülüşünde takılı kaldım sahi doğru ya ben jimine bu yüzden hayrandım lütfen o gülümseme yok olmasın lütfen
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
selammm canlar ahh size 800 kelimelik bir bölüm umarım beğenirsiniz
ayrıca gif dikkat edin diğer bölüm spoi içermekte kendinize iyi bakın canlar
