5

33 7 0
                                    

Bazen işler tam tahmin ettiğimiz gibi gitmez,hayat bize her zaman oyunlar oynar biz fanilerde sürekli isyan ederiz, kimiz neden benim böyle bir ailem var? diye, kimiz neden başarı değilim? diye, kimizde neden hiç sevilmiyorum? diye.

Hayat gerçekten acımasız isyan etsen bile hala oyunlar oynar bize, Jiminin çektiği acılarda tam da buydu nefret,kin,acı,sevgisizlik ve intikam ben bunları anlayabiliyordum. Olayın üstünden tam 1 hafta geçmişti, bizimle kahvaltı yapmaz nede akşam yemeklerinde olurdu, hae sürekli sorar babam gelicek mi diye ama cevap veremezdim yemeği hep odasına götürdüm, bazen alırdı bazense almazdı yarası nasıl hiç bilmiyorum. hae kucağımda uyuya kalmıştı bugün çok yorulmuştu oyunlar oynamıştık dans etmiştik tabiki derslerinede çalışmıştı ihmal etmemesi gerekiyor onu  kucama alıp odasına doğru yol aldım merdivenlerden çıktıktan sonra odasına geldim odasına girdiğimde Jimin  burdaydı yatakta oturmuş hae nın oyuncağına bakıyordu beni görünce ağa kalkıp yanıma geldi ve hae kucağımdan alıp yatağına götürdü onu yatırdıktan sonra anlına uzun bir öpücük bıraktı bende onları yanlız bırakmak için odadan çıktım

aşağa inip havuzun yanına gittim cebimden bir paket sigara vardı paketi çıkarttım ve içinden bir dal alıp yaktım arada sigara içerdim ama buaraya geldiğimden beri ilk defa içiyordum şenzloga geçip oturdum "bu kadar içten sigara içen birisini ilk defa görüyorum." arkamdan Jiminin sesini dıuyunca ona baktım "istermisin?" yanıma gelip yanımdaki şenzlonga  geçip oturdu " gerek yok acılarımı dindirmicek" elimdeki sigaraya baktım bende acılarım için içmiyordum içmek istediğim için içiyordum " sigara birtek acılar için içilmez içmek istediğin için içersin" bana baktı ama ben havuza bakıyordum " annem her zaman beni zorlardı başarılı ol ünlü ol zengin ol diye bende dediklerini yaptım hep ama istediğim hayat bumuy du peki hayır ben anneme göre düzenledim hayatımı belki beni sever diye ama hiçte öyle olmadı" 

Her insanda olduğu gibi onunda acıları vardı " hayat zor Jimin benim işim aşçılıkken ben bakıcılık yapıyorum hayatta beklemediğin şeyler olabilir benim hayatıma çok tatlı küçük bir kız girmişti"  ve o kızın babası benimle acısını paylaşıyor annesine anlatması gereken her şeyi bana anlatmayı seçmişti hayat gerçekten acımasız dı "kendini bukadar yıpratma jimin senin bir kızın var kendini bu şekilde yıpratırsan oda üzülücek 1 haftadır seni sebekledi babam bugün yemeği bizimle yicek mi diye" ona baktım gözünden yaşlar dökülüyordu "jimin ben buraya ilk geldiğimde hae ben babamı istiyorum bir başkasını değil demişti onun hayatında en değerlisi sensin.

"biliyorum çok üzüldü çok yanlız kaldı bu zamana kadar,ki bakıcılarda hiç bir boka yaramadılar biliyormusun bir bakıcı olarak ilk defa sana gülümsedi seni istedi ben onu aradığımda bana dediği tek şey lütfen rosé ablamı kovma hep seni anlattı ben yokken bana ona o kadar iyi gelmissin ki seni annesi yerine koymuş."  bana hae bunlardan hiç bahsetmemişti o kadar sevmişti beni ayağa kalktım bakışları benim üzerimdeydi elimi ona uzattım anlamaz bakışlar sunmaya devam etti elimi tekrar hareket ettirdim elimi tuttuduğun da ağaya kaldırdım onu.

haenın odasının önüne gelince kapıyı açıp içeri girdim mışıl mışıl uyuyordu saçlarını sevip anlını öptüm ardından jimine onun yanına yatması için hafif bir şekilde ittirdim "yarın sabah ikiniz saat 8 de kahvaltıda görmek istiyorum" bana gülümseyip yatağa yattı ardından bende odadan cıktım ikisinde bir destekçiye ihtiyacı vardı ve ben bunu üstlencektim odama geçip günlük kıyafetlerimi çıkartıp siyah pijamalarımı giydim ve ardından derin düşüncelerle yatağıma geçip uykuya daldım 

"evet son olarakta meyve susalarını koyim ve hazır"  dediğim anda bacağıma hae'nın sarılması bir oldu bende eğilip onu bacağımdan kurtarıp kucağıma aldım " rosé ablaa harika olmuş" 

"o zaman bu harika kahvaltıyı yeme vakti, ama ilk önce baban nerde tatlım?" sandalye oturturken "o hala uyuyor bende kaldırmak istemedim"  anladım diyerek kafa salladım haenın tabağına biraz bişeyler koyarken  o sıra saçı başı dağnık uykulu gözlerle jimin geldi onun bu hali acayip tatlıydı aman rosé kendine gel ne diyorsun o senin patronun "günaydın prensesim, sizede günaydın bayan park"  "günaydın bay park"  " günaydın baba ama sana pek aymamış gibi"  jimin tabağına bişeyler koyarken kaşlarını çatıp hae ya baktı " o demek küçük hanım" hae bıkkın bir yüz ifadesine büründü "rosé abla sen açıklarmısın lütfen"  ağzımdaki yemeği bitirip hae ya baktım "hae sen anlatabilcek yaşındasın"  hae kollarını billeştirip trip mooduna geçiş yaptı " olsun ben senin anlatmanı istiyorum"  " peki,ben anlatıyorum jimin bey haenın demek istediği tamamen dağnık bir şekilde görünmeniz" jimin kaşlarını daha çatıp bana baktı " neyim varki"

" gözleriniz şiş saçlarınız dağnık tamamen depresyon havası veriyorsunuz"  anladım diyerek kafasını salladı ardından hızla kalkıp merdivenlere ilerledi " benim babam napıcağını şaşırdı artık, sencede öyle değilmi abla?"  "baban biraz zaman tanı tatlım düzelicek" gülümseyip başını salladı  " o zaman mutlu olabilcekmiyiz"  " tabiki tatlım baban seni çok seviyor mutlu olman için elinden gelenin hepsini yapmaya çalışıyor" " biliyorum abla buda onu yıpratıyor annem beni terk ettiğinden beri babam hep beni korumaya çalıştı benden uzakta olsa bile " " hepsi geçiçek bitanem merak etme "  " abla ben jisoo halamla busan' a gitmek istiyorum"  " nedenki tatlım?" 

"halamla vakit geçirmek istiyorum hem sende dinlenmiş olursun benle uğraşmaktan yoruluyorsun"  " hayır tatlım yorulmuyorum  aksine eğleniyorum ama gitmek istiyorsan sen bilirsin talım babanlada bir konuş istersen"  kafa salladı kahvaltımız bitince masayı topladım jimin adam akkıllı bişey yememişti ona atıştırmalık bişeyler hazırladım ve odasına çıktım kapıyı tıklatıp ses gelmesini bekledim gel sesini duyunca odaya girdim karşımda ıslak saçlarıyla üstünde hiç bir şey olmayan altında ise sadece eşofman olan bir jimin vardı

"bişeymi olddu rosé kat kası kesildin birden" yanıma gelip elimdeki tepsiyi tutduğu anda konuşmaya başladım " ş-şey ben bişeyler hazırlamıştım kahvaltınızı etmeyince bende  getirmek istedim yani şey halsiz kalırsınız lütfen beslenmenize dikkat edin" dedikten sonra selam verdikten sonra odadan hızla çıktım ne dediğimi bile bilemedim off rosé salaksın sen çok salaksın hemde " abla babam odadamı" " evet tatlım gir içeri sen" kafa salladıktan sonra bende aşağa indim mutfağa girip soğuk bir kahve hazırladım kendimi ancak bu şekilde yerine getirebilirdim hazırladıktan sonra kotuğa geçtim ve televizyonu açtım o sırada kapı çaldı yerimden kalkıp kapıyı açmaya gittim kapıya gelince açtığım zaman karşımda genç yaşlarda bir bayan vardı.

"bişeymi olddu rosé kat kası kesildin birden" yanıma gelip elimdeki tepsiyi tutduğu anda konuşmaya başladım " ş-şey ben bişeyler hazırlamıştım kahvaltınızı etmeyince bende  getirmek istedim yani şey halsiz kalırsınız lütfen beslenmenize dikkat edi...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 selam canlar nasılsınız umarım iyisinizdir

uzun zamandır yoktum sınavlarıma başlamasına çok az kaldı bu yüzden derslere odaklanmıştım

ama 2 bölümle geliyorum umarım seversiniz yorumlarınızı unutmayın canlar seviliyorsunuz <3

orendaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin