Eşele.
Kanat,
Kanatabildiğin kadar,
Yarayı -yaramı, yaramızı-
Durma.
Tereddüt etme bir an bile.
Ellerin,
Ellerinde -o güzel ellerin-
Tutuk yaparsa silah.
Kurşunu etten,
Kurşunu sensen.
Durma.
Bas o tetiğe.
Tetik benim.
Mermi,
O sensin.
Geçmiş,
Belkide hiç geçmemiş.
Namlunun ucunda -belki bir avluda-
Ben varım şimdi.
Geçmiş ve geleceğin izleri.
Kör bir kuyu gibi.
Gizliyor her şeyi.5. BÖLÜM
Belkide yaşadıklarım üst üste geldiğinden farkına varamadım acılarımın, ne kadar kanadığımın.
Annemin öldüğünü öğrendim. Kimse iyi misin diye sormadı.
En yakınım kollarımda can verdi, kimse iyi misin diye sormadı.
Gelen yıktı, giden yıktı. Bir darbede ben vurayım dedi hepsi. Tökezlemeni bekledi ve ilk fırsatta, ilk darbe beklemediklerinden geldi. Acı çekmeni sadece izlediler ama sorsan senin acını acısı gibi görenlerde onlardı. Acına seyirci kalıp körü körüne acı çektiren.Seni tüketene kadar acı çektirirler ve sonrasında çekip giderlerdi. İnsanlar böyleydi. Onlara güvenmekte böyle hissettirirdi.
Tükenmiş.Zihnimde tükenmişti. Her yerde sadece anılar vardı. Gözlerimin önünden film şeridi gibi geçen anlar vardı. Her birinde deli gibi mutlu olduğum anlar vardı. Huzurlu olduğum.
Şimdi mutluluk ne bilmiyordum. Başkalarında görüyordum ama hissetmiyordum. Çünkü o his yabancıydı. İçimi kıpır kıpır eden o duygular uzaktı bana. Huzuru arıyordum deli gibi, parası neyse verirdim oysaki ama yoktu. Kaybolmuştu.
Gülüyordum mesela ama en son gerçekten ne zaman güldüğümü bilmiyordum. Kahkaha atıyordum ama içten değildi kahkahalarım. Bu dünyanın düzeninde, havada solup gidiyorlardı öylece. Oysa güzel anlardaki gülüşler var olmalıydı hep. Anı olarak kalmamalı, geçmişte kalmamalıydı.
"Dolanıp durma etrafımda, odaklanamıyorum kızım." Kucağına yatırmış karnımı gıdıklıyordu.
"Sende çok çalışıyorsun ama anne." Gülmekten nefesim kesiliyordu.Acıdan değil, mutluluktan kesiliyordu nefesim.
"Bugünde yaramazlık yapıp, anne çileden çıkartılmış bakıyorumda?" Kollarımı açarak babama koştum.
"Kardan adam, baba kardan adam yapalım!" Sesim şen şakrak çıkıyordu.Mutluyum.
"Hadi ama yağmur acele et yakalanacağız." Hızlı adımlarla yanıma geliyordu. Evin bahçesine gizlice girmiş ailemizin ne konuştuklarını duymaya çalışıyorduk.
"Dikkat et zemheri düşeceksin ağaçtan."
"Bir şey olmaz bana, hadi acele et sen. Koş! " içeriyi görmek için uzandığımda daldan bir çıtırtı sesi gelmiş ve yeri boylamıştım.
"Demiştim sana düşeceksin diye." Ağacın yaprakları saçlarımın arasına girmişti.
"Sana acele et demiştim." Elini kalkmak için bana uzattığında kahkahası kulaklarımı doldurmuştu.Acıdan değil.
"Bırak beni düşeceğim." Sırtına yumruklarımı geçiriyordum ama hiç oralı olmuyor sadece gülüyordu.
"Ya aral atma havuza beni hasta oluyorum sonra!" Havuzun başına geldiğimizde beni havuza atacaktı ki onuda kendimle beraber çekmiştim. Şimdi ikimizde havuzdaydık ve bu sefer bende gülüyordum.
"Al işte gördün mü yaptığını."
"Güzelliğinden başka bir şey göremiyorum ki ben." Kalbim kıpır kıpırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ
Teen FictionAcıma olmayan bir yerde acıma duygusuyla yaşanmazdı. Önce duygular köreltilmeliydi sonra insanlar. Düzen böyle oluşurdu. Ben o kızdım 3 soydan gelen ve geldiği gibi her şeyi pamuk ipliğine bağlı olan. Yok etmek ya da görmezden gelemezdiniz öyle bir...