İyi geceler bölümü!!
"sen ne?"
"Ee ben şey.. ben-"
"İstemiyor musun. Benimle evlenmek istemiyor musun?" Ne hayır beni yanlış anladı "hayır. Yani yanlış anladın, sadece-"
"Sadece ne?"
"Konuşmama izin ver. lütfen"yüzüne baktığımda kaslarını çatmış halde baktığını gördüm, endişeliydi. "Ben hazır değilim çağan."
"Ne, sen hazır değil misin?." Şaşkın gözlerini yumdu."ne için hazır değilsin?. İyi hayata mı, yoksa huzurlu bir geleceğe mi??,"
"Evlenmeye hazır değilim çağan, üzgünüm." Benden iyice uzaklaşmıştı"tamam Tuana anladım ben. Bence biz bu işi burda bitirelim, zaten sen benimle hiç geleceği hayal etmemişsin."
"Çağan lütfe-" gitmemesi için tuttuğum elini sertçe çekti, yüzüme öyle bi baktı ki, şimdiden pişman olmuştum. ama o arkasına bile bakmadan çekip gitmişti. Gözlerim gözyaşları içinde boğulurken öylece salonun ortasında kalakalmıştım. Beni seven adamı ben red etmiştim, bana güvenen adamı red ettim. Ben ne yaptım öyle. Hızla dış kapıya koştum, açtığımda taksiye bindiğini gördüm."çağan.. ÇAĞAN!" Yere çöküp ağlamaya başladım. araba sesi gittikçe uzaklaşmıştı, o gitmişti,
Birden yanağımda bir el hissettim, hızlıca gözlerimi açıp baktığımda. Çağan, çağan gitmemişti.
Hızlıca ayağa kalktım. "Çağan. Ben, özür dilerim!"
"Saçmalama!" Dediğinde sıkıca ona sarıldım."tamam evlenelim, kabul! valla bak evlenelim, hatta yarın gidip gün alalım, nasıl istersen öyle olsun yemin ederim ben sensiz yapamam.." Al işte laflarım birbirine girmişti.
"Şşş Sakin ol"diyerek saçımı okşadı. "Beni terk etme çağan, lütfen"
"Seni terk etmiyorum bebeğim, sakin ol. Hadi gel eve girelim?"geri çekilip yüzüne baktığımda baş parmağı ile yanağımdan yaşları sildi. "Ağlama yavrum, ben burdayım." Yeniden sarıldığım gibi beni kucağına aldı. Takmadan başımı boynuna gömdüm. kokusu, kokusu beni rahatlatıyordu, Hemde çok.
Eve girdik tekrardan. Çağan sırtımı okşarken kendimi uykuya bırakmamak için zor tuttum. "Küçüğüm"gözlerimi açmadan "efendim"diye yanıtladım."hadi in de üzerine rahat birşeyler giy?"
"İstemiyorum""Hadi ama in bakalım"beni kucağından indirmeye çalıştığında sümük gibi ona yapışmaktan başka bir seçeneğim yoktu bende onu kullandım"naz kızım hadi ama??"
"I-ı istemiyorum!"
"Ben mi değiştieyim yani naz?"
Başımı gömdüğüm yerden çıkarıp ona bakarak gülümsedim,"öyle birşey demedim ben sapık!." Gülüp başını salladı"sana küçük demekle çok haklıyım" kucağından inip yalancı sinirimle dolabımdan kendime kıyafet çıkarmaya başladım.
***
Caddede kendi başıma yürüyordum. kulagımda çalan şarkıyı dinleye dinleye yürüyordum. bazen insan uzaklaşmak, kaçmak, saklanmak ister ama hiç bir yer onu kabul etmez ya, işte şu anda da ben bu durumdaydım. Annem, kız kardeşim, ikisi de göçüp gitmişti bu acımasız hayattan, ya ben. ben ne yapacağım peki?, bu acımasız ve gaddar dünyada bi başıma kalmıştım. Sanki çırılçıplak kalmış ve benim üzerimi saracak herşey yanmış gibiydi şu anda hayat. Yüzüme çarpan poyraz gözlerimi kapatmama sebep olurken öylece sessiz, ıssız Yolda ilerledim. Çağan mı çağan evde uyuyordu belki de evine gitmiştir kim bilir
Geldiğim evin önüne öylece durup baktım. Babamın ailesi ile kaldığı eve gelmiştim, yavaş ve sessiz bir şekilde bahçeye girip cam kapıdan salonun içine baktım. Babam, babam küçük prensesi ile Barbie oynuyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Signore
أدب المراهقينYılar önce karşılaşan iki insanın gelecek zamanda beraber olucağını kim bilebilir ki