Kaliforniya'da yaşayan Kim Nari, ablası Kim Nora'nın evlilik haberiyle Kore'ye geri döner. Sadece düğüne katılıp hemen evine dönmeyi tasarlarken ablası yerine Jeon Jungkook ile evlenmek zorunda kalır.
****
"Vücudunu da beğendim." Neredeyse dudaklar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bayan Jeon'un odadan çıkışı geride yalnızca tek bir yankı bırakmıştı; Jeon Jungkook birine aşık...
Bocaladı Nari. Sanki o anda Bayan Jeon tarafından dibi görünmeyen bir suya atılmıştı da çırpınıyordu. Derin nefesler aldı. Suya atılmış gibi hissediyordu çünkü dedikleri uyuşuk zihnini uyandırmayı başarmıştı. Fark etmişti ki, Jungkook hayatına bir anda girmişse de varlığını hissetirmekteki başarısı Nari'nin aklını karıştırmış. Jeon Jungkook'un varlığı, sözleri, hareketleri haftalar içinde alışıldık ve olağan hâle gelmiş. Yanına her yaklaşışında mesela. Nari bilirdi ki tenine temas etmeden duramayacak. Kaşla göz arasında da olsa bedenine bir el izi bırakacak. Buluştukları her seferde bunu yaptığından Nari'nin gözünde temas bağımlısı oluşu sıradanlaşmış ve kabul görmüştü. Nasıl olmuştu ki bu..?
Gösterdiği ilginin hiç istemese dahi nezdinde normalleşmesi belki de afallamasının en büyük sebebiydi. Sınırlarına dayanan hareketlerini sadece onu uyuz etmek için yaptığını varsaymış oluşundan mıydı bu normalleşme? Kişisel, cinsel ya da samimi bir duyguyu üzerine alınmamasından... Basit kışkırtmalar diyerek gözünde küçültmesinden. Şimdi ise annesinin yüzünden birine aşık olduğu için kendisini benimle uğraşarak oyalamaya çalışıyor şeklinde düşünmeye başlamıştı. Nari artık amaç değil, araç idi. Yani birincil amaç Nari'yi rahatsız etmek değil de, Nari'yi kullanarak kendi kafasını dağıtmaya çalışmasıydı. Belki düşündüğü hiçbir şey böyle değildi. Fakat bu tohumları aklına Bayan Jeon ekti. Bu sebeple artık öyleydi ve Nari öyle farz ederek davranacaktı.
Kendisini rahatsız hissetti. Üstündeki gelinliği çıkartmak için kuvvetli bir istekle doldu. O rezalet akşam yemeğinden sonra biraz olsun yakınlaştıklarını düşünmüştü. Koca bir poşet peçetenin, sarhoş bir kadını sihre inandırmaya çalışmaktaki samimi çabanın yeterli gelmediğini, hatta yüzeysel kaldığını kabul etmek zorunda bırakılmıştı. Hâlâ aralarında başka bir dünya vardı. Bayan Jeon bunu hatırlatmıştı. Ve bu, Nari'nin Jungkook'u ilk tanıştıkları zamankinden daha fazla yabancı bellemesine neden oldu.
Onu hiç ama hiç tanımadığımı neredeyse unutuyordum... Kendi içimde mevcudiyetini bir yerlere koymaya çalışmam hataydı. O Jeon Jungkook. Sadece bu kadar. Daha fazlası ya da daha azı olamaz.
Kendisini niye böyle yaptım diye azarladı önce, ardından aklı aşık bir Jungkook nasıl olur sorusuna kaydı. Beğenisini açıkça dile getiren Jungkook konu daha derin, daha hassas bir duygu olduğunda da düz mantığını mı kullanırdı? Mesela hoyrat cinsel arzusunu sana acımasız davranmak istiyorum diye rahatça belirten adam, aynı rahatlıkla sana sırılsıklam aşığım da diyebilir miydi? Dudaklarını büzdü. Birazdan en çok korktuğu şeyi yapıp evlenecekti ve ayakta dikilmiş Jungkook'un aşk anlayışını mı tasarlıyordu sahiden? Başını iki yana salladı. Aklını meşgul etmesi gereken tek konu ablası ile yeğeni olmalıydı.
