slave | heejay

•eight

whatsapp
heeseung-jay

odama gel

hemen.

dışarı çıkacağım

gelince uğrarım

odama gel dedim jongseong

okuman yazman yok mu

gidiyorum ben

öyle mi

peki

~

Jay

Heeseung'un mesajına bakıp sabır çektikten sonra ayakkabılarımı giyip ceketimi de üstüme geçirdim.

"Geri çıkart onu şimdi."

Her zamanki o emir verici boktan sesini duyduğumda yine sinirle kaşlarımı çattım. Kapının önünde olduğumuz için onu pek de takmadan elimi kapı kulpuna attım.

"Yah, Park Jongseong?"

Pes edip elimi kulptan çektim. Arkamı döndüğümde nefret dolu bakışlarıyla karşılaştım.

"Ne istiyorsun yine?"

Tek bir kelime bile etmeyip arkasına döndü ve odasına giden koridora girdi. "Odama gel" dediğinde bu kadar ciddi olduğunu düşünmemiştim. Burada da konuşabilirdik?

Oflayıp peşinden gittim. Odaya girdiğimizde kapıyı kapatıp konuşmasını bekledim. Ağzını açtıktan sonrası ise bizim için yine başka bir kaostu.

Yine birbirimize bağırdık, kavga ettik, yumruk attık, saçma sapan davrandık. Her zaman böyleydi. Bu evde neredeyse her haftam böyle geçiyordu. Benim için haftanın olayları bile vardı.

Ama ben biraz aptaldım. Nasıl diyeyim, bilerek aptaldım. Ben ona aptaldım.

Ne isterse yapıyordum, ne derse onaylıyordum... İsteklerini yerine getiriyordum. O beni bu evde bir hizmetçi olarak görüyordu, bende öyle davranıyordum. Her seferinde beni kabullenmesi adına yaptığım bütün bunlar ise boşa çıkıyordu. Ama ben yine de devam ettiriyordum.

Aslında dediğim gibi bunları hem kendimi kabul ettirmek adına yapıyordum, hem de sürekli onun etrafında olabilmek için.

~

asik misin jay itiraf et bizden sir cikmaz