Ferdi'den.
Yine mektup gelmişti bana. Açtım ve okudum. Okuduğum gibi fırlattım bir yere. Arda bana gel diyordu, bir saniye bile durmamalıydım. Çantamı taktım koluma. Ayakkabımı giyip çıktım. Koştum, koştum, koştum... Nereye gittiğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. En son birine çarpınca düşüncelerimden ayrılıp durdum.
"Özür dilerim, afedersiniz, çok özür dilerim."
"Sorun değil. Bir dakika, Ferdi?"
"Aaa Altay'ım."
"Nereye lan böyle."
"Arda mektup yolladı. Gel beni bul dedi, beni bulursan seninim dedi. Abi yardım et, Arda'mı bulmalıyım."
"Ben biliyordum en başından belli, Arda'nın nerede olduğunu..."
"Altay kurbanın olayım söyle."
"İspanya'da ulan, İspanya'da. Hiç mi düşünemedin bunu?"
"ALTAY UÇAK BİLETİ ALALIM LAN! İSPANYA'YA UÇUYORUZ!"
"Gerizekalı seni! Ben gelmiyorum, sen gidiyorsun."
Altay göz kırpınca öpücük atıp tekrar koşmaya başladım. Ne zaman vardığımı bilmediğim havalimanına vardım.
"Geliyorum Arda'm, sana geliyorum..."
2 saate uçak vardı. Fakat nasıl bekleyebilirdim? Özledim, çok özledim. Her şey benim suçum...
...
Hâlâ bekliyorum. Bu koskoca 2 saat nasıl sürecek, bir de bunun uçuşu var. Sanırım çok heyecanlıyım. Arda'm, geliyorum bir tanem. Yarım saat sonra uçağın kalkacağını belirttiler. Biraz gezmek istedim havalimanında. Biraz çikolata, kutu kahve aldım. Bir kaç kıyafet almalıydım, bavul falan hazırlamadan direkt çıkmıştım.
Fenerium vardı. Tabii ki de oraya girdim.
(Bunlar gibi altlı üstlü bir kaç takım)Saatime baktığımda uçağın kalkmasına 10 dakika kaldığını anladım. Aldıklarımı yanımdaki küçük sırt çantasına doldurdum. Ve hemen koşarak uçağa gittim, bindim.
10 dakika sonra hostes geldi.
"Sayın yolcularımız, uçağımız birazdan kalkacaktır. Lütfen kemerlerinizi bağlayınız."
(Bu uçuş esnasını yazmıyorum, direkt İspanyaya indiğini yazıyorum.)
...
Şu an İspanya'ya gelmiştim. Arda'm ile aynı şehirdeyim şu an. Belki hemen karşılaşacağız. Sırt çantamı sırtıma taktım ve İspanya'da yürümeye başladım. İspanyolcam çok iyi olmasada, bana yetebilir.Acıkmıştım, yemek yiyeceğim. Dolaştım, dolaştım.. En sonunda Türk yemekleri yapan bir mekan görüp, girdim içeriye. Çalışanlar Türk'tü, Türkçe konuşuyorlardı.
"Hoş geldiniz."
"Hoş buldum."
Siparişimi verdim ve garson gitti. Benim gözüm, en dipte oturan kişiye çarptı. Yüzünü tam algılayamadım. Yeşil gözlü, kumral bir çocuk. Ya o Arda ise.
O çocuğu izledim. Hareketlerini izledim. Arada gözgöze geldik. Garson gelince gözlerimi ayırmak zorunda kaldım ve yemeğime başladım..
Yemeğin bitince garsondan hesabı istedim. Hesabı ödedikten sonra mekandan çıktım. Neredesin Arda? Gel dedin, geldim. Fakat yoksun. Bulucağım seni bi'tanem. Bekle beni, geliyorum.
...
Onemli haber neydi biliyonuz mu
Ficin sonu angst biticek naiahsidhdihd
Mutlu sonlarin adami degilimdir ben pek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Dünyaların İki İnsanı-ArFer
Fanfiction"Sonra aramıza, şehirler, ülkeler, belki dünyalar girecek. Hiç karşılaşamayacağız. Kader ağlarını örmeyecek bizi bir araya getirmek için. Sonra birimiz ölecek, diğerimiz bunu hiç bilmeyecek..."