20 bölüm

601 25 3
                                    

Zeyno'nun gözlerinin içine bakıp nefesimi kesiyorsun kadın adeta kalp krizi geçirecek gibiyim diyerek dudaklarını zeyno'nun dudaklarını üzerine bastırıp onu öpmeye başladı. Ellerini saçlarımın arasından geçirerek beni daha çok kendine bastırıp dudaklarımı sanki cöylde susamış su içer gibi içiyordu dudaklarından ne yaparsam yapayım ondan kendimi kurtaramıyorum boşlukta kalan eleri benim beli boşluğumda sımsıkı kendine bastırarak dudaklarından şehvetle öperken kendini hafif geri çekip nefessiz kalmış bir şekilde gözlerimin içine bakarak seninle birlikte olmayacağım ama bu değil ki seni öpmeyeceğim dedikten sonra elini kalçamın üzerine koyarak okşadıktan sonra tekrar dudaklarıma yapışıp öpmeye başladı nefessiz kalmış bir şekilde ondan kurtulmak istesem de boştu.

Onun omuzuna elimi koyup iteklemeye başladım ama nafile idi ondan kurtuluşum olmadığını anlayınca ellerimi boşlukta bırakarak onun benden ayrılmasını bekledim kendini geri çektikten sonra seni o kadar istiyorum ki adeta bütün benliğimi kaybetmiş gibiyim dediğinde onun gözlerine bakarak elimin tersiyle dudaklarımı silip ama ben istemiyorum anladın mı ben seni istemiyorum neden bunu anlamıyorsun ben bir başkasının kocasına göz dikecek bir kadın değilim bunu neden anlamıyorsun o kadını hamile bırakıp sonra gelip bana seni seviyorum diyorsun birine seni seviyorum demekle her şeyi hallol olmuyor o kadın ne olacak karnındaki çocuk ne olacak bunu hiç düşündün mü ona önce bir sahip çık ondan sonra gel karşıma dikil dediğinde bana bakarak ben onu sevmiyorum hiçbir zaman da sevmeyeceğim ona sahip çıkmak dersen eğer karnında gerçekten eğer benim çocuğum varsa çocuğuma sonuna kadar sahip çıkacağım ama ötesi yok o kadın bu eve geleli 3 yıl oluyor sor kendine bir gün olsun onun odasında yatmış mıyım ona dokunmuş muyum sarhoşken ne yaptığımı bilmiyorum aklıma bile gelmiyor ben şimdi sana kalkıp nasıl söyleyebilirim ki ben ona dokundum isteyerek bilerek ondan çocuk istedim mi hayır bunu sen de biliyorsun istersen gel onun yüzüne karşı da konuşayım onun kardeşi benim abimi öldürdü üstüne bir de onu bana aldılar ben zaten daha önce de onu sevmiyorum annem sürekli sana fatma'yı alacağım dediği her zaman annemin kalbini kırmış benim fatma'yı daha önce istemeyen bir adamken abimin katilin kız kardeşini olarak bilmem bu daha çok benim canımı yakıyor.

Dediğinde onunla daha fazla tartışmamak için arkamı dönerek elime aldım kitapla kanepenin üzerine oturup okumaya başladım.

O günün üzerine 3 gün geçmişti ve ben kesinlikle onunla muhatap olmuyordum artık o odaya girdiğinde ben çıkıyordum Sabah erken kalkıp mutfağa iniyordum gece geç saatlerde odaya girip yatıyordum ya da erkenden girip uykunun kollarına kendimi bırakıyordum sırf yüzünü görmemek için.

Merdivenden inip mutfağa gideceğim sıra Fatma elini onun omuzuna koyarak mirza'ya bakarak  ismini ne koyalım dediğinde Mirza arkası bana dönük olduğu için beni görmüyordu Fatma mirza'nın yanağından öperek kendini geri çektiğinde o sıra hızlı bir şekilde yanlarından geçip mutfağa geçtiğimde Mirza fatma'ya bakarak ne istiyorsan onu koy bana hiçbir şey sorma dedikten sonra hızlı bir şekilde arkamdan gelip mutfağa geldiğinde ona bakmamıştım çünkü gerçekten artık umurumda değildi canım yansa da umursamayacaktım elini kanımın üzerine koyarak sırtımdan doğru bana kendini yaslayıp ne olduğu neden moralin bozuk dediğinde başımı iki yana sallayarak hiçbir şey olmadı diyerek elime aldığım çaydanlıkla suyu doldurup ocağın üstüne koyduğumda onunla kesinlikle konuşmayacaktım her benimle konuştuğunda kısa cevaplar verip o şekilde başından gönderecektim.

O mutfak masasının üzerinde oturduğunda ben hızlı bir şekilde çalışan kızlardan birine bakıp çaya bakar mısınız dedikten sonra avludan ayrılıp direkt ahıra giderek kendime bir ad seçip üzerine binip arka kapısından çıkıp dağ tepe demeden atı sürmeye başladım içindeki öfkeyi ancak bu şekilde dindirebilirdim madem karısını seviyordu neden beni burada tutuyordu anlam veremediğim tek şey buydu Bir de yarın gidip onunla nikah kıyacaktım Allah kahretsin diye içimden geçirerek arkamı döndüğümde Mirza atabilmiş arkamdan geliyordu bana yaklaşarak atını hızlı bir şekilde sürüp önümü keseceği sıra ona bakıp elimi dur işareti yaptığımda bana bakıp gülerek gitme Turnam burada dediğinde ona nefretle bakarak bna huzur ver nefes almama izin ver her daim yanında olma sürekli ensemde senin nefesini hissetmek istemiyorum lütfen yalnız kalmak istiyorum dediğine başını iki yana sallayarak işte bu dediğin olmaz.

Ne söylesem boştu çünkü beni dinlemiyordu atımı hızlı bir şekilde sürerek geri eve dönmeye başladım döndüğümde o da geliyordu arkamdan atın üzerinde inerek ipini tutup ahıra doğru ilerlediğimde o atın üzerinde Durmuş bana bakıyordu başımı eğerek kesinlikle ona bakmamayı tercih ettim çünkü artık ona bakmak benim canımı yakıyordu neden de bilmiyorum onu her baktığımda canım yanıyordu.

Atı ahıra götürüp bağladıktan sonra tekrar avlaya döndüğümde herkes kahvaltı masasına oturmuştu gidip  asmin'le suna'nın arasında oturarak kahvaltımı ettiğimde içeriye giren Mirza suna'ya işaretle bakıp kalkmasını istediğinde Suna hızlı bir şekilde kalkarak boş olan sandalyeye oturduğunda ne kadar zoruma gitse de insanların içinde artık onunla tartışmak istemiyordum yanıma oturup elini omuzuma koyarak kulağıma doğru fısıldamaya başladı benden kaçışın yok güzelim boşuna uğraşma dediğinde derin bir nefes çekerek onun gözlerine bakarak bunun farkındayım diyerek tekrar kahvaltıya geri döndüm biten kahvaltının ardından hızlı bir şekilde odama çıkarak onunla artık yüz yüze bile gelmek istemiyordu pencerenin önünde durup dışarıyı seyrettiğimde kapının açılması ile onun geldiğini görünce hızlı davranıp balkona gidip balkon kapısını arkadan kapattım kapıyı çalarak bence bu kapıyı aç yemin ederim burada da kararım dediğinde kapıyı açarak ona bakıp hayırdır kapi Karan Mirza Ağa mı olacaksın.

Dediğinde tebessümle bana bakarak evet gerekirse öyle olacağım sen kapıyı her kitlediğine ben o kapıyı kırar yine içeriye girerim ne pahasına olursa olsun her daim senin yanında olacağım dediğinde ona bakarak derin bir nefes içmeye çektim ve dimdik gözlerine bakarak neden bırakmıyorsun nefes alayım ne istiyorsun benden dediğinde ellerini yanaklarımın üzerine koyarak seni seni istiyorum anlıyor musun beni hayatım boyunca senin gibi bir karım olmasını isterdim ve olmuşken kesinlikle elimden uçup gitmesine asla izin vermeyeceğim yarın seninle bu vakitlerde resmi olarak karı koca olacağız dediğinde onun gözlerinin içine bakarak yazık sana resmi de olabilir dini de olabilir ama gerçek anlamında senin karın olmayacağım dediğinde bana sarılarak kulağıma doğru fırsatlara belki bir gün o da olur kim bilebilir ki yarının kime ne getireceğini asla kimse onu bilemez dedikten sonra ellerini bel boşluğuma koyarak beni kendine doğru çekip sımsıkı bastırıp dudaklarını şakgima bastırarak tekrar hafif kendini geri çekip gözlerimin içine bakıp seni gerçekten seviyorum neden beni anlamıyorsun Sevgi arada varsa her şey olir bunu unutma sen belki farkında değilsin ama sen de beni seviyorsun dediğinde ona bakıp başıma iki yana sallayarak asla senin gibi bir adama asla aşık olmayacağım onu sakın unutma.

Bana bakarak bence büyük konuşma bir gün o nefret ettiğin adamın gözlerinin içine baka baka seni seviyorum diyeceksin ve o günü ben sana bugünü hatırlatacağım dediğinde başımı tekrar iki yana sallayarak bunu asla görmeyeceksin belki rüyanda ama gerçek anlamında görmeyeceksin.

Sizce Zeyno çok büyük konuşmuyor mu.

İyi okumalar

Zeyno gelinin hikayesi. berdel ve KOMA +)18.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin