Rosé'den
Hepsi bana bakıyordu. Jimin beni fena kenara sıkıştırmıştı. Ona hala öldürücü bakışlarımla bakıyordum."Ne ceketi Rosie?" Kendimi toparlayıp Lisa ile Taehyung'a döndüm. Yüzüme tebessüm yerleştirdim. "Ya Jimin şeyden bahsediyor. Geçen şirkette ceketime içecek dökülmüştü. Bende yıkatmaya göndermiştim. Almaya gidecektim. İşim çıktı. Bende Jimin'den rica ettim." Ona sertçe tekrar bakıp onlara geri döndüm. "Sağolsun aldı. Sonrasında buraya getirmiş. Ondan bahsediyor."
Jimin öksürdü. Seslice kahkaha attı. "Pes cidden." Hepimiz ona döndük. Jimin'e öldürücü şekilde bakmaya devam ettim. Taehyung konuştu. "Ne oldu abi?"
Jimin sırıtarak bana bakıyordu. Lafı değiştirmek en iyisiydi. "Teşekkür ederim Jimin'ciğim. Giderken alırım ceketimi oradan." Başıyla rica etti.Kahvaltıya kaldığımız yerden devam ettik. Bunu Jimin'in yanına bırakmayacaktım.
--------------------
"Hadi görüşürüz. Öptüm ikinizi de." Taehyung ve Lisa'ya veda ettikten sonra çıktım. Çağırdığım taksi gelmişti. Arkamdan Jimin de çıkmıştı. Elini cebine soktu. "Ne gerek vardı taksi çağırmana? Aynı yere gidiyoruz sonuçta?" Kısaca ona bakıp tısladım. "Hah! Bir de seninle mi gelecektim. Sağol kalsın."
İlerlerken kolumdan tuttu. Ona döndüm. Kolumdaki eline baktım. Geri çekti. "Rosé ödeştik işte. Uzatmayalım."
"Benim yaptığımla senin yaptığın bir mi? Sen neredeyse uyarmama rağmen beni kapana kıstırdın. Bir de yine bir şey uydurunca devam etmen yok mu?"Yerimde tepinip çığlık attım. "Ah beni deli ediyorsun Jimin." Taksiye doğru yürümeye devam ettim. Arkamdan bağırdı. "Tatlıyım ama. Sen de öyle dediğine göre." Taksiye binmeden önce ona öldürücü bakışlarımı sundum.
Taksiyle şirkete giderken düşünmeye başladım. Uzun zamandır Jimin ile böyle tartışmalarımız olmamıştı. Ve onu hiç bu kadar gülerken ya da eğlenirken görmemiştim.
--------------------
Şirkete gelmiştim. Yine işler beni beklerdi. Yuna'yı çağırdım. "Günaydın Chaeyoung Hanım."
"Günaydın. Bugünkü programımı söyler misin?"
"Hemen." Ajandasını çıkarıp programa bakmaya başladı. "Bugün sadece inşaat alanına uğrayacaksınız efendim." Onu onayladım. "Tamam. Jungkook Bey geldi mi?"
"Odasında efendim." Onaylayıp, odadan çıktı.Sandalyemi cama doğru sürdüm. Üst camdan gelen havayı içime çektim. Dışarıya bakmaya başladım. Gökyüzü gök güzeldi. Aşağıya baktım bu sefer. Jimin daha yeni geliyordu. Havalı havalı gözlüklerini de takmıştı. Arkasından, göze zarar verecek kadar her parlak şeyi üstüne takıştırmış Seulgi onu durdurdu. Jimin ile bir şeyler konuşmaya başladılar. Sonrasında ikisi birlikte şirkete girdiler. Göz devirip masama geri döndüm.
Kapı çaldı. "Gir."
"Günaydın Chae." Jungkook gelmişti. Ona biraz sinirliydim. Ne olduğunu bilmiyordum ama Lisa'nın dünkü sesi ve bugünkü halinden kötü şeyler dediğini anlamıştım. "Günaydın." Kaşlarını çattı. Masama yaklaştı. "Bir şey mi oldu Chae?" Geçiştirdim. "Yok bir şey. Neyse inşaat alanına gidilecekmiş. Sende geliyor musun?" Kafasını iki yana salladı. "Hayır. Şirkette yapmam gereken işler var." Onu onayladım.--------------------
Arabaya doğru yürüyordum, Yuna da bir adım arkamdan geliyordu. "Efendim iş ortaklarımızla inşaat alanında buluşacağız."
"Tamam." Siyah minibüse bindik.Aracın hareket etmesini bekliyordum. Ama şoför aracı çalıştırmamıştı. Yuna'ya döndüm. "Neden gitmiyoruz?"
"Efendim Jimin Bey'i bekliyoruz." Kaşlarımı kaldırdım. "O da mı geliyor?" Dediğim anda bindi. "Evet bende geliyorum." Tam karşıma oturdu. Soğuk bakışlarla ona baktım.