3 gün sonra
"Minho bak, unutma onu küçümsiyerek konuşcaksın, tamam mı"
"Ay momo, daraldım ha. Anladım tamam, bin kere anlatma aynı şeyi"
"Üf iyi be, bunada iyilik yaramıyo"
Dedi kız, son cümlesini kısık bir sesle.
Şuan ne mi oluyordu lee minho, han jisung üzerindeki şeytani planını gerçekleştiriyordu.Mini etekli çocuk arkadaşına son kez baktıktan sonra bakışları sahadaki basketbol takımına yönelmişti. Derin bir nefes aldıktan sonra sahaya yönelmişti, bu gün bunu yapacaktı.
"Jisung"
Genç adam duyduğu sesle arkasına döndü, karşısında gördüğü minik tenisciyle terlemiş yüzünde gevşek bir sırıtma yer edindi.
"Efendim minik teniscim"
Kullandığı hitap şekliyle minho göz devirip kollarını göğüsünde bağlamıştı.
"İddaya varmısın"
Momo'nun ona ne kadar lafı uzat demesine rağmen bir anda konuya girmesiyle onları uzaktan izleyen kız elini anlına vurmuştu. Minho'ysa beklemek istemiyordu, karşısındaki egolu herif sinirini bozuyordu ve onunla daha fazla muhattap olmak istemiyordu.
"İdda ?"
Demişti jisung alayla, "evet" cevabını vermişti minho tek kaşını kaldırıp , "bi sıkıntımı var ?" Söylediği şey jisung'u güldürürken, minho'ya bir adım atmıştı -bir adımdan fazla-
" ne üzerine iddaya gireceğiz tam olarak, ah wattpad'teki hayran kurgu şeyleri gibi kucağıma çıkıp 'ilk karşılık veren kaybeder' adlı bir iddiamı"
Verdiği cevapla minho'nun yüzünde bir sırıtma olurken beklediği şey olmuştu, jisung iddiayı cinsel yönden düşünmüştü, bu minho'nun yararınaydı eline bir koz vermişti.
"Ah jisung" elini ağzına kapatarak kıkırdamıştı minho, jisung'un yüzündeki yarım ağız sırıtma silinirken karşısındaki çocuğa çatılı kaşlarla bakmıştı.
"Hatırlarsan, umm sanırım bana böyle bir konuda senin için son seçenek olacağımı söylemiştin"
Karşısındakine küçümseyici bakışlar atarken sözlerine devam etmişti, "ama sen benim için son seçenek bile olamazssın aşkım"
Cümlesini flörtöz bir şekilde söyleyip elini jisung'un omzuna koymuştu. Jisung'un dumura uğramış ifadesini görünce tekrar kıkırdamaya başlamıştı.
Karşısındaki çocuğun onunla alay ettiğini gören jisung, sinirli bir nefes almıştı,
"Hm ne iddası ozaman"
Jisung sinirle konuşunca minho keyifle sırıtmış ve,
"Sinirlenme aşkım, turnuva üzerine bir idda"
Jisung dilini ağzının içinde yavaşça gezdirip başını sağ tarafa döndürmüştü. Jisung'un bu hareketiyle minhonun bakışları oraya kaymıştı, boğazının kuruduğunu hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little tennis player
Fanfictionminik tenisci lee minho ve basketbol kaptanı han jisung'un hikayesi