was all we needed

707 116 103
                                    


i think i'm finally clean

-

yine titriyordum. bacaklarım tutmuyordu ve göğsüm sıkışıyordu. aldığım her nefeste boğazıma bir şeyler batıyordu sanki.

babamla karşı karşıya geliyor olmak ilk kez bu kadar nefessiz bırakıyordu beni, ilk kez bu kadar korkutuyordu. bin bir tane şey geçiyordu aklımdan, jeongine en ufak zarar geleceği düşüncesi başımı döndürmeye başlamıştı artık.

şirketin kapısında duruyordum ve sakinleşmeyi bekliyordum.

sakin ol seungmin, hiç bir şey olmayacak. sevgilin evde seni bekliyor.

dakikalar sonra derin bir nefes verdim ve başımı hafif kaldırıp karşımdaki koca binaya adım attım.

bir sürü güvenlik vardı. her yer siyah giyinmiş adamlarla doluydu. babam çağırmadıkça buranın yakınından bile geçmezdim. bunaltıyordu bu şirketin duvarları beni. üzerine geliyor beni boğuyorlardı sanki.

asansörün önüne geldiğimde bir kadın kolumdan tutup bana baktı,

"adınız neydi acaba?" diye sordu

girişteki kadınlardan biri olmalıydı, siyah bir gözlüğü vardı ve üzerinde takım elbise vardı. bu şirkette takım elbise giymeyen bir kişi bile yoktu resmen.

"kim seungmin."

ağzı şaşkın olduğunu belli edecek bir şekilde hafif açıldığında anlamayan bakışlarımı göndermiştim ona

"patronun o-"

"evet bildiğiniz kim seungmin." dedim ve asansör düğmesine bastım.

oğlu demesini istemiyordum kimsenin, o adamın oğlu falan değildim ben.

"anladım." dedi ve uzaklaştı

bir kaç saniye sonra asansör geldi, ikinci kata tıkladığımda nefesimi tutmuştum resmen. sakin kalmaya çalışıyordum ama çok zordu.

yine beni annemi öldürmekle suçlayacaktı, mutlu olmayı hak etmediğimi söyleyecekti, vuracaktı yine bana. istemiyordum ben, annemi öldürmekle suçlanmak, sevgilime en ufak zarar gelmesini istemiyordum.

bu kat babam için ayrılmıştı. sadece babamın odaları ve adamları vardı burda. bir de babam.

babamın odasının olduğu koridora girdim. yine bir sürü adam vardı ama bu sefer hepsi bana bakıyordu.

onları umursamadan yürüyecektim ama bir tanesi beni durdurmuştu. tam konuşacaktı ki sakallı bir adam onu bölmüştü.

"bırak onu, kim seungmin o." dediğinde adam kolumu bıraktı. tepki vermeden odaya doğru ilerlemeye devam ettim.

aklımda jeongin vardı sadece. şimdi nefes almamın ve sakin kalmaya çalışmamın tek sebebi oydu.

derin bir nefes verdim, kalbim gerginlikten deli gibi atıyordu.

kapıyı tıklamadan içeri girdim, babam koltuklardan birinde oturuyordu. içeri girmemle bakışları bana çıktı.

annem için, jeongin için güçlü olmalıydım.

"sonunda teşrif edebildiniz." dedi ve elindeki telefonu bırakıp ayağa kalktı, bana doğru yürüdü ve karşımda durdu.

korkuyordum, deli gibi korkuyordum ama belli etmemeye çalışıyordum. belli etmemeliydim. annem için güçlü durmalıydım, evde beni bekleyen sevgilim için başımı eğmemeliydim.

cardigan, seungin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin