Ardahan, askeri lojmanlar:
"Zilli Zileli Deli cemal ne edersun!" Annesinin abisine bağaran sert sesiyle kalkan küçük hanım hemen yatağını toparladı. Yumuşacık saçlarını taradı. Annesi ona bulut saçlım, çimen gözlüm derdi. Yeşil gözleri vardı bu miniğin. Adı zemheri hilal idi. Kapı açılma sesi duydu ama düşüncelerine devam etti.
Abisi ona sıçan demeyi tercih ederdi. Babası ise güzel gözlüm, inci sözlüm derdi.
"Ha uşak ne dikilursun! Gel içeri çay koyayım." Dedi annesi kapıdaki biriyle konuşurken. "Etma eylema ne dersun uşak!" Dedi annesinin haykırışıyla karışık sesi. Koşarak kapıya koştu minik zemheri hilal. "Ana!" Diye bağırdı abisi. Annesi yerde yatıyordu. Abisi annesini hafif sarsıyor ve yavaşça tokatlıyordu. Annesi kalktı. Askeri gördü ve anladı bu herzaman gördüğü kabuslardan değildi.
Yeşil hareler kapıya baktı. Annesi ne görmüşte böyle olmuştu? Gözleri gibi yeşil bir adam vardı. Hayır. Babası gibi yeşil bir adam vardı.
Gözleri sinirden kıpkırmızı olmuştu. "Anama ne yaptın!" Diye bağırdı. Küçücük boyuyla adamın önüne dikildi. "Baban şehit oldu, güzel evladım." Adama eğildi ve küçük kızın saçlarını okşamaya başladı.
Annesi feryat figan türkü söylemeye başladı. Bu yeniydi. Bunu ilk defa duydu minik zemheri. Nereden bilecekti ki annesinin söylediği son türkü olacağını.
"Mendilimin yeşili
Ben kaybettim eşimi
Mendilimin yeşili aman aman
Ben kaybettim eşimi..."Askerde ağlamaya başladı. İşte zemheri anladı. Bu bir dönüm noktasıydı.
"Al bu mendil sende kalsın
Sil gözünün yâşını
Al bu mendil sende kalsın
Sil gözünün yâşını..."Kalbinde bir yer öyle sızladı ki zemheri kan ağladı çünkü o bir yaraydı. Asla kapanmayıp hem kanayan.
"Mendilim benek benek
Ortası çark-ı felek
Mendilim benek benek aman aman
Ortası çark-ı felek...''Annesini ilk defa öyle gördü zemheri. Abisi ona sarılıyordu ama kadın kendini hırpalıyordu ve asla durmuyordu. Kapıda ise asker minik zemheri'ye sarılıyordu ama zemheri sarılmıyordu. Kız donmuş kalmıştı. Ne ağlıyor ne haykırıyordu. Hiçbir şey yapamadı. Annesinin haykırışları kulağında yankılanıyordu.
"Yazı beraber geçirdik
Kışın ayırdı felek
Yazı beraber geçirdik
Kışın ayırdı felek..."Devam etti annesi. Takıldı kaldı aynı cümlede. Asker geri çekilip kıza bakma gereği duydu çünkü kız titriyordu. "Sıkma kendini ağla. Güzel gözlerine kurban olayım ben senin. Güzel kızım benim, ağla." Saçlarını okşamaya devam etti.
Pamuk prenses gibi dedi içinden. Bu kıza kendi kızı gibi sahip çıkacaktı. Binbaşı sözüydü. Eğer bakmazsam dedi içinden siksinler beni diye devam etti. Bu kız babasız büyümeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ +18
Teen FictionBir kız çocuğu düşünün... Küçücük yaşında babasının şehitlik haberi geldiği gün gözlerinin önünde hem annesini hemde kardeşini kaybeden. Bir oğlan çocuğu düşünün... Küçücük yaşında ailesini takım elbisesi ve jöleli saçlarıyla beklerken şehitlik habe...