4. YALNIZLIK SENFONİSİ

39 5 0
                                    

4. YALNIZLIK SENFONİSİ

İnsan kendini en zaman yalnız hisseder?

En güzel gününde mi, en acı saatinde mi?

Peki ya her ikisi?
İşte bu Yalnızlık senfonisi...

...

"Uy dedem, sen olacağusun paşima ha dildâde!" Dedem saçımı okşuyordu.

*Dildâde: Gönlünü vermiş, âşık.

"Ha! ben mi dildâde olacağum." kahkaha patlattım. "benden olsa olsa elfida olur, dedeciğum." Dedemin saçımı okşayan eli durdu. Yüzüme bir yaş düştü. Hayır, ben değil dedem ağlıyordu. Hemen kafamı kaldırdım ve parmak uçlarımla yüzündeki yaşları sildim.

*Elfida: Gözden çıkarılmış kişi.

"Kizum etma eylema. Elfida demeyesun kendine. Elbet sende olacağusun meftun." Yüzünde olan ellerimi tuttu ve yalvarır gibi konuştu.

*Meftun: Gözü başka bişey görmeyen, tutkulu âşık.

"Aşka lâl olmuş kalbi, tekrar hayata döndüremezsın, Celalettin Korallı!" Ben gerçekten çok büyük bir pişmanlıktım.

*Lâl: dilsiz, susmuş.

Gözlerimi açtığımda gördüğüm rüyanın etkisinden kalan birkaç göz yaşı gözümü buğulaştırmıştı. Bu yaşanmış bir olaydı ve ikide bir rüyalarıma giriyordu. Hemen sildim gözyaşlarımı ve ayağa kalktım. Baş ucumdaki su bardağında ki son kalan suyu kafama diktim.

Hava hâlâ karanlıktı. Sabah olmamıştı. Yine tam gün uyuyamamıştım.

Annem ile babam öldüğü zamandan beri tam gün uyuyamıyordum. Saat 10:45'ten ise nefret ediyordum.

Hafif lüleli olan küllü kumral saçlarımı yukarıdan sert bir at kuyruğu yaptım. Odadan çıktım ve lavaboya girdim, dişimi fırçalayıp, elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynada ki zemheriye baktım.

Üstümde siyah bir sütyen vardı. Yaralarım kendini gösteriyordu. Benim vücudum çirkindi. Benim vücudum hasarlı bir bina gibiydi. Her yerinde dikiş izi olan bu tenin normalde pürüzsüz olması kaderin bir cilvesiydi.

Lavabodan da çıktıktan sonra bir elim ile gözümü ovuşturken diğer gözümü odada dolaştırdım ve üzerime bol bir t-shirt giydim. Salona ilerledim. Rafa çarptı, gözlerim. Gülerek rafa ilerledim. Yıllanmış şiir kitabını aldım, raftan. Dedemindi bu. Celalettin Korallınındı. Kitaptaki tüm şiirleri ezbere biliyordum ama bugün başka bir şey farketmiştim. Eskimiş asker yeşili bir defter, dedemin şiir kitabının yanındaydı. Dedemin şiir kitabını yerine bıraktım.

Defteri aldım ve birkaç sayfa ilerlettim. Neredeyse tüm sayfalar yırtılmıştı. Ciddiyetle çevirmeye devam ettim, birbirine yapışmaya yemin etmiş sayfaları. Sonra ise diğer yazılardan farklı renkle; kırmızıyla yazılmış bir dörtlük gördüm.

ZEMHERİ  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin