ZEMHERİ +18

5. HABİL İLE KABİL

5. HABİL İLE KABİL

İki kardeş ama iki düşman. Tanrının sevgisi için savaşan iki taraf. Biri saf sevgi iken, diğeri çıkar için yaklaşmak.

Tanrı herşeyi bilir. Ona oyun oynayamazsın, onu kandıramazsın.

Habil gerçekten inandı, kabil ise kıskançlığının kurbanı oldu.

İlk katil KABİL oldu. Cehennemin ateşini tattı. Su için yalvardı.

İlk öldürülen ise HABİL oldu. Cennetin ırmaklarından kana kana su içti. Her gün renk renk şerbetler ile ağzını tatlandırdı.

...

Yüzbaşı ile ateşli konuşmamızdan bir gün geçmişti. Şuan ise gizli görevler için kullanılan toplantı odasına gidiyorduk. Arkamda Devran abi hariç tüm tim vardı. Postallarımın sesi sert ve tok bir şekilde sessiz koridorda çınlıyordu. Burası yerin altındaydı ve çok güvenliydi.

Güvenlik açıqsından hiçbir sıqıntımız bulunmamaktadır.

Toplantı odasının kapısında bir parmak izi okuyucu ve yüz tanıma sistemi vardı. Bunun sadece timden birinde olması gerekiyordu. Gözlerimi diğerlerine çevirdim. "Anahtar kim?" Diye bir soru yönelttim. Sessiz kaldıkları için kaşlarım çatıldı. "Bilmiyoruz. Buraya ilk defa gireceğiz. Yüzbaşı bilgi vermedi ama bir dedikoduda duymuştum, tek bir yanlışta tüm Hakkarideki özel timler ve askerler burada olur. Korkutucu." Diye bir uyarı yaptı, çilem.

Küçük bir analiz yaptım, kimlerin daha önemli olduğunu düşündüm.

Devran, Şahin, Şahika.

Tam aksine düşman değerliyi anahtar sansın diye bir tuzaktı bu.

Ya çağrı, ya çilem.

Çağrı erkek diye daha üstün görülürse, tek kalan çilem oluyordu.

Kadınlar değersiz ve güçsüz değildi.

Çilemin elini tutup hiç düşünmeden hızlıca kapıya çektim. Baş parmağını tutup parmak izi okuyucuya bastırdım. Diğer elimle çenesinden tutup yüzünü, yüz tanıma sistemine çevirdim. Sistemden ses geldi; "onaylandı, anahtar girebilir."

Herkes bana şok içinde bakıyordu. "Ay ödüm bokumla bütünleşti, amına koyayım. Komutanım ne yaptınız öyle?" Diye titrek bir sesle konuştu çağrı. Bu çocuğunda görevdeki videosunu izlemesem güçsüz birşey sanırdım, herhalde. Tim ile görevde tanışma fırsatım olmamıştı. Bu sebeple ateşli konuşmamızdan sonra, yüzbaşı bana görevdeki asker dronu ile çekilmiş videoları göstermişti.

Çağrı bir elini kullanamayacak halde yedi yapılı terörist ile dövüşmüştü. Elinde bir silah yoktu ama vücut kondisyonu çok iyiydi. Tekmeleri bir bıçak gibi saplanırken, yumrukları vurduğu yeri çürütüyordu.