LOHP-3.KİTAP

Zhao Ya'nın Ayrılışı (2)

"Buzul Ovası Meclisini yıkmak mı?"

Elçi Liu Xuan bu sözler karşısında donup kalmıştı.

"Aynen öyle. Sözümün arkasındayım!" Zhang Xuan'in bakışları kayıtsız görünüyordu, ancak arkasında bir çeşit güç taşıyor gibiydi.

"Bu..."

Eğer bir başkası bu sözleri etmiş olsaydı, Elçi Liu Xuan kesinlikle gevşek bir vidası olduğunu düşünürdü.

Ne de olsa, Buzul Ovası Meclisinin muazzam gücü tüm kıtada bilinirdi. Bırakın 4 yıldızlı bir usta hocayı, 9 yıldızlı usta hocalar bile böyle sözler etmeye cesaret edemezlerdi.

İki parmağıyla öldürebileceği önemsiz bir figürün böyle kibirli sözler etmesi...

Eğer koşullar farklı olsaydı, kesinlikle karşı tarafın kibriyle dalga geçerdi. Ancak bir sebepten ötürü... genç adamın kararlı bakışlarını gördüğünde, kalbi endişeyle daha hızlı atmadan edememişti.

Sanki bilinç altında bir yer karşısındaki bu genç adamın... söylediklerini gerçekten de yapabileceğini söylüyordu!

"Endişelenmeyin, Buzul Ovası Meclisi sözlerine değer verir. Sözden dönmek hor görmediğimiz bir davranıştır..."

Fazla düşünmeden, içgüdüsel olarak ona garanti vermişti.

"Hm!" Karşı tarafın sözlerini duyan Zhang Xuan kalbini sıkıştıran büyük bir baskının azaldığını hissetmişti. Ardından Zhao Ya'ya dönerek konuştu, "Eğer oraya ayak uyduramazsan, herhangi bir Usta Hoca Köşkü'ne giderek beni bulabilirsin. Endişelenme, beni takip etmeye devam etsen bile, yine de dünyadaki en güçlü üstatlardan biri olabilirsin!"

"Emredersiniz!"

Zhao Ya başıyla onayladı.

"Pekala, o halde ben gidiyorum!"

Her şey ayarlandığına göre, Zhang Xuan'in burada kalması için bir sebep yoktu. Bu nedenle kapıya doğru yürümeye başladı.

"Hocam..."

Hocasının yavaşça uzaklaşan sırtını gören Zhao Ya diz çöküp, sekiz kez yere kapandı. Kararlı bakışlarında hiçbir tereddüt yoktu. "Hocam, sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım. Kesinlikle dünyadaki en güçlü üstatlardan biri olacağım!"

"Sen iyi bir öğrencisin!"

Zhao Ya'nın kalkmasına yardım eden Elçi Liu Xuan uzaklaşan figüre bakarak iç çekti. "O da iyi bir hoca."

"O iyi bir hoca, ancak ben iyi bir öğrenci değilim."

Zhao Ya kafasını salladı.

Hocası onun için bunca zorluğa katlanmıştı. Ancak o, onun yanından ayrılmayı seçmişti.

"Endişelenme. Saf Yin Vücudunu tamamen uyandırıp meclis şefimiz olduğunda, ona olan borcunu ödemen kolaylaşacaktır. Hatta, onu takip etmeye devam etseydin, onun gelişimini yavaşlatabilirdin. Bu dünyada bitmeyen bir şölen yoktur. Tüm öğrenciler eninde sonunda hocalarının yanından ayrılırlar; dünyanın kuralı budur. Ne de olsa, biri sonsuza kadar hocasının koruması altında kalamaz."

Elçi Liu Xuan devam etti, "Eğer seni zorla yanında tutmaya çalışsaydı, o zaman iyi bir hoca olmazdı."

Herkes bir noktada büyümek zorundaydı. Dünyadaki en güçlü üstat bile öğrencisini sürekli yanında tutamazdı, ve dahası, öğrenci tamamen hocasına bağımlı olmamalıydı. Yalnızca fırtınalarla yüzleşen biri gerçekten bağımsız olabilirdi.

"Bunu biliyorum! Sadece... Ondan ayrılmaya gönülsüzdüm!"

Zhao Ya'nın gözleri kızardı. Arkasını dönerek uzaklaştı.