LOHP-3.KİTAP

Göklerden İnmek

Karşı taraf geçen sefer en azından biraz korkmuş, bağırdığında geri çekilmişti. Ancak görünüşe göre bu kez, niyetleri neyse elde etmeye kararlıydılar.

Bu grubun genç efendinin 4 yıldızlı hoca kimliğini bile hiçe saymalarına neden olacak ne olmuş olabilirdi?

"Ne mi yapıyoruz? Aptalı oynamayı kes!"

Tarikat Lideri Luo Huang soğuk bir tavırla dudak büktü. "Usta Zhang nerede? Hemen onu buraya getir, aksi halde yapacaklarımız için bizi suçlama!"

Tarikat Lideri Bai'nin kaşları küçümseyen bir tavırla kalktı.

"Usta Hoca Köşkü gerçekten de kurallara sahiptir. Usta Zhang'in konumunda birine el uzatamayabiliriz, ancak söz konusu yalnızca basit bir kahya ve birkaç öğrenciyse... Karargahın böyle önemsiz karıncaları sakat bıraktık diye bize ceza vereceğini mi sanıyorsun?"

Usta hocaların uymaları gereken katı kurallar vardı, ancak bu birer aziz oldukları anlamına gelmezdi. Yalnızca ruh kahinleriyle ve Dünya Dışı İblislerle yaptıkları savaşlarda akan kanlar bir okyanusu kolaylıkla doldurabilirdi.

Usta Hoca Köşkünün nedensiz cinayetlere karşı olduğu doğruydu, ancak biri yaptıklarında fazla ileriye gitmediği sürece, karargah bu tarz meseleleri görmezden gelirdi.

Eğer bu insanlar iş birliği yapmayı reddederlerse, onları sakatlamayı, hatta öldürmeyi düşünüyorlardı. Bunun etkisi en fazla itibarlarında ufak bir azalış olurdu.

"Genç efendi şu anda inzivada ve şu anda rahatsız edilmemeli. Eğer onunla görüşmek istiyorsanız... lütfen yarın gelin!"

Karşı tarafın sözlerinin doğru olduğunu bilse de, Sun Qiang şu anda geri çekilemeyeceğini biliyordu.

Genç efendi kimsenin onu rahatsız etmemesi için ona görev vermişti. Ölmediği sürece, şu anda kimsenin içeri dalmasına izin veremezdi!

"Eceline susadığına göre, yapacaklarımız için bizi suçlama!"

Bu herifin yerini korumaya devam etmesini beklemeyen Tarikat Lideri Bai parmağıyla bir fiske savurdu.

Bom!

Bir kılıç çi'si havayı yararak ilerledi ve Sun Qiang tepki bile veremeden önce göğsüne çarparak ağız dolusu kan kusmasına neden oldu.

İblis Penç Canavarı ve Bahçe Sahibi Xue'nin bile karşı koyamadığı bir rakibe nasıl dayanabilirdi? Eğer karşı taraf bir hizmetkarı öldürerek itibarına leke sürmemek istemeseydi, şu anda çoktan ölmüş olurdu.

"Lanet olsun!"

Manzarayı görünce, Zheng Yang ve diğerlerinin gözleri öfkeyle kızardı. Öfkeyle haykırarak ileri atıldılar.

Ancak henüz Yarı Yüce Ölümlü alemine bile ulaşmadıkları düşünülürse, Ahenkli Ruh alemindeki bir grup üstada karşı ne yapabilirlerdi ki? Tarikat Lideri Bai'nin parmağının birkaç fiskesiyle, çoktan yaralı şekilde yere serilmişlerdi.

Tüm güçlerini ortaya koymalarına rağmen, düşmanlarına en ufak bir hasar bile verememişlerdi. Çaresizlikleri yüzünden öfkelenmeden edemiyorlardı.

Bunca zamandır, hocalarının koruması altında hiçbir endişe duymadan rahatça eğitim yapabilmişlerdi. Ancak şu anda, sonunda hocaları olmadan bir hiç olduklarını anlamışlardı.

Tehlike karşısında ona yük olmaktan başka hiçbir şey yapamıyorlardı.

Tarikat Lideri Luo Huang elleri ardına bağlı bir şekilde duygusuzca konuştu, "Sabrımın bir sınırı var. Eğer şimdi ortaya çıkarsa, hala hayatlarınızı bağışlamayı düşünebilirim!"