Evin içerisinde yankı yapan topukluları ile arkamdan gelen kişin Ayta Hanım olduğunu anlamışdım
yürümeye devam etdim büyük salonun içerisinden geçerken yemek masasına yaklaştım tüm sevdiğim yemekler masada duruyordu Yemeğin kokuları burnuma geldikçe başım dönüyor gibiydi ama soğukkanlılığımı korumalıydım masaya varıp durmuşdum arkamı dönüp arkadakilerin gelip gelmediğini görmek istemişdimki döndüğüm an Oğuzun Sinirini basdırmaya çalışan Ela gözleri ile buluşmuştum.. hala aynıydı bakışları
Ela gözleri içerisindeki parlaklıkları fark etmişdim.. gözleri parlamışdı.. bir anda tam karşımda durup "Otururmusunuz hanımefendi" dedi az önceki sözlerimden resmiyetini bildirerek
ama dilim yutmuş gibiydim.. noldu az önceki Cesur kıza? Al işte beni tek bakışı ile bile kendine teslim etmişdi.. kolay lokmamaydım ben? hayır sadece ona erimiştim salak gibi.. soğukkanlılığını koru Sara Kılıç!
bakışlarımı emire yöneltdim yüzümü kitap gibi okumuşdu sanki neyse..
Emir hemen yanıma gelip diğer sandalyeyi çekip oturmuşdu diper tarafımada Oğuz oturmuşdu. şuan 2 kişinin ortasında oturuyordum
masadakı yemekler den çok azını yemişdim 2 baş köşelerde Hande hanım ve yanında Ayta hanım oturuyordu diğer baş köşede ise Bay Cihan yanş Oğuzun babası ve hande hanımın kocası oturmuşdu
önümde mine minenin sağı ve solunda aylin ile sena oturmuşdu
Yemek yerken sessizdik.. lavobaya gitmek için ayaklandığımda "Lavoba Ne tarafta? " diye sordum
Hande hanım gülümseyerek oğuza baktı "Oğuz Arkadaşına yardım et" dedi
oğuz ayaklanıp başını salladı ve o önden bende arkasından giderek merdivenlere yöneldik lavobanın önünde durunca eli ile işaret etdi tam içeri gireceğim sırada bileğimi tutup direkt içeri sokup kapıyı kapatdı ani haraketiyle ona bağırdım
sara; Ne yaptığını sanıyorsun sen?!!
oğuz elini ağzıma koyup sesimin çok çıkmasını engelledi
oğuz: ne bağırıyorsun karşında sağır mı var!
sara: kes!
oğuz sinirle burnundan soluyup bana baktı
oğuz: bana baksana sen! yine eskiye dönmek ister misin kılıç!?
söyledikleri ile kulaklarımı tuttum Lanet olsun hala değişmemşşti ban abunları hatırlatarak acı çektirmek istiyordu..
hemen arkamdakı sabunu alıp yüzüne hızla vurdum Sabun gözune kaçmış olmalıkı inleyerek geri çekildi, geri çekildiği esnada bacak arasına sert tekmeyi geçirdim onunlada dizleri üzerine düşdü saçından tutup yüzüne eğilip konuşmaya başladım
sara: kendini çok yükseltme Oğuzcum! artık karşında eski Sara Kılıç yok! bana birdaha yanlış hamle ile yaklaşmaya çalışırsan bunun 2 katını yaparım!
Saçından tutfupum gibi duvara vurdum
inleyerek Yerde görmeyicek halde duruyordu hemen lavoba dan çıktım aşağı kata inip yemek masasına gittimgörünüşe göre ortam kızışmışdı herkes gülüp konuşuyordu masaya bıraktığım çantayı alıp şöyle söyledim
sara: ben gidiyorum size iyi eğlenceler
söylediklerim ile herkesin fikri bana dönmüşdü birde yetmezmiş gibi gülüşmeleride solmuşdu arkamdan Oğuz'un sesini duymuşdum
oğuz: daha nereye fazla erken?
yüzümü ona çevirdim Görünüşe göre yüzündekilerden kurtulmuşdu ama Yüzünün kızarıklığından kurtulamamışdı :)
Sara: Sanane? ben erken gitmek istiyorum
emir ayağa kalkıp
emir: bende seninle geleceğim
dedi
diğerleri de kalkmaya başladı
onlara dönüp
sara: Sizi oğuz bıraksın. Biz emirle yalnız gidicez
diyip ordan ayrıldık arabaya doğru ilerleyip bindim ardından emirde bindi
sessiz yolda ilerlemeye başladık kısa süre sonra emir soru sormaya başladı
emir: Oğuz ile arandakı ne?
sara: birşey yok
emir: neden onunla birlikteydin?
sara: sevmiş olabilirim...?
emir: Tabi aynen sevmişsindir.. Peki ya o sevmişmi?
Dedi tek kaşını kaldırarak
Düşündüm.. Düşümdüm..
Ama hayır onun beni sevdiğine emin olacak hiç birşey yaşamadım.. Yada yaşatmadı ? Neden sevmemişdi beni? Onu o kadar çok seven birisini değilde neden başkasını sevmişdi? Neyim eksikdi o kızdan..? güzelmiydim? Bilmiyordumama çevremden hep iltifat alırdım? Konu güzel olmak değildi, konu güzeli olmaktı.. Ama başaramadık birdaha dikenli yollara girmeyizŞuan büyük bir kavramın içindeydim.. Eskiden onu seven tarsfım baskın iken şuan tam tersiydi.. Evet kabul ediyorum kalbimde bir yerde onu az da olsa seviyordum.. Ama baskın olan tarafım nefret kusan tarafdı sanki içimde farklı birisi yaşıyordu ve o uyanmışdı sorun ise o uyandıysa nasıl biri olacakdım?
Düşüncelerim beni derinliğe çekerken Emirin bakışları yüzümü buldu dikkatle beni incelerken bir şeyi fark etti yüzüm olduğundan fazla soğuk bir hal almışdı evet... Hemen soru yöneltti
Emir: Ne oldu?
Sara: birşey olduğu yok
Sanki aklımı okur gibi gülüp yeniden bana bakdı
Emir: birşey var ve sen hırsından deliriyorsun yüzüne yansıyan şey ise umursamazlık aynı zamanda üzgünlük duygusu keçmişin yarattığı bir kişiliye sahıbmi oldun?
Dedin sırıtarak.. Güldüm
Sara: Beni iyi tanıyorsun.. Psixolog falan mısın?
Emir: Hmm, sence?
Sara: sadece çok bilmişin tekisin
Dedim gülerekEmir: evet 4 dakika 23 saniye önce bir soru sordum Sara hanım peki ya cevap?
Sorduğu soruyu hatırlayarak şunları söyledim
Sara: Ha, hayır o beni asla gerçek hissler ile sevmedi .. Zaten bir hissizin manyağıydı
Emir yüzündeki gülümsemeyi geri çekerek
Emir: ondan uzak dur sana asla iyi gelmicek..
Biraz sonra varmıştık
"bölüm sonu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seri Katil Zanlısı
FantasyEmir:(...) Soyunurmusun?? Söyledikleri ile Kulaklarimın içerisi uğuldadı. Dudaklarım aralandığında diyecek bir şey bulamadım. Vücudumdaki kanlar kızışarak geçtiği damar yollarıinı yakıyordu sanki. Tenimin alev aldığını hissettim....