6

640 50 2
                                    

Yan odaya geldiğimizde sedyeye oturmuştum. Dolapları karıştırarak ilk yardım çantasını arayan Bay Kim'i izliyordum. Sonunda aradığını bulmuş olacak ki yanıma oturdu.

İlk yardım çantasını açarak tentürdiyotu eline alıp pamuğa damlattı. Elime uzanarak avucu içine alıp o adama vururken soyulmuş, akan kanımın kurumuş olduğu parmak boğumlarıma pamuğu sürmeye başladı. Canım acıdığı için yüzümü buruşturdum.

"Canın mı acıdı? Üzgünüm." dediğinde işine üfleyerek devam etti.

"Teşekkür ederim, Bay Kim." dediğimde eli bir an duraksadı. Başını kaldırıp yüzüme baktığında sıcacık gülümsemesini sundu.

Ah, şu gülümsemesi...

"Rica ederim Jungkook." dedi.

Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki kalp atış sesimi duyacak diye korkuyordum.

"Sussana!" dedim sol göğüs tarafıma bakıp fısıldayarak.

Ne kadar sessiz söylemiş olsamda beni duymuş olan Bay Kim pansuman yaptığı elimde olan bakışlarını bir kez daha yüzüme bakmak için kaldırdı.

"Efendim? Bir şey mi dedin?" dediğinde telaşla ona bakarak konuştum.

"Yo, hayır. Bir şey demedimin Bay Kim." dediğimde  gülümseyip, "Peki." diyip işine geri döndü.

Tentürdiyotu sürme işini bitirince ilk yardım çantasından sargı bezi çıkardı. Ardından elimi tekrar avuçları içine aldığında sargı bezini elime sarmaya başladı dikkatlice.

"Bay Kim." diye seslendim kısık sesle.

"Hm?"

"Pansumanı neden bir doktor veya hemşire değilde siz yapıyorsunuz?" diyerek soru yönelttim.

"İlk önüme çıkan hemşireyi durdurduğumda boş bir oda olup olmadığını sordum. Boş odaya yani buraya yönlendirdi beni. Pansuman eşyalarını nerede nerede bulabileceğimi sorduğumda eğer birisine pansuman yapılacaksa yapabileceğini söyledi. Fakat..." Bir süre duraksadı. Ama sonra konuşmaya devam etti.

"Fakat sana ben pansuman yapmak istediğim için onu reddettim."

"Neden?" dediğimde sessiz kaldı. Ama sonra sorumu yanıtsız bırakmadı.

"Bilmiyorum... Ben yapmak istedim işte. Ve yaptım bile, bitti." dediğinde elimi sarma işlemi bitmiş olamlı ki elimi serbest bıraktı.

Gözlerini yüzüme çıkardığında ben de ona bakmaya başladım.

Elini kaldırdı ve...

Yanağıma dokundu.

"Yanağın..." dedi. "Morlaşmaya başlamış, buz koymalıyız." Oturduğu sedyeden kalkıp kapıya yöneldi.

Tam o sırada kapıda geçen hemşireyi durdurduğunda, "Buzu nerede bulabilirim acaba?" diye sordu.

Hemşire ise, "Tam da malzeme odadına gidiyordum. Burada bekleyin hemen getiriyorum." dediğinde yandaki odalardan birine girdi.

Kısa süre içinde Taehyung hocanın yanına tekrar geldiğinde elindeki buzu evuçları içine bıraktı. Bay Kim gülümseyerek teşekkür ettiğinde tekrar odaya girip kapattığı gibi yanıma gelip sedyeye oturdu hızla.

Elindeki buzu yavaşça yanağıma değdirdiğinde acıyla inledim.

"Özür dilerim, acıttım." dedi üzgünce.

"Sorun değil." dedim gülümseyerek.

"Çok sağlam vurmuş... Acıması normal." dedi yanağımdaki morlaşmış tarafa bakıp.

Bir süre daha yanağımda buzla oturdum sedyede. Bay Kim'de hep yanımda durdu, beni yalnız bırakmadı.

Sessizlik hâlâ devam ederken gözlerimi sabitlemiş olduğum noktadan ayırmıyordum hiç.

"Biliyor musunuz Bay Kim..." diyip söze girdim bir anda.

"Ben küçükken babam hep gözlerimin önünde annemi döverdi..." dediğimde bana baktığını hissediyordum.

"Bir gün var, asla aklımdan çıkmaz. O gün ne olmuştu pek hatırlamıyorum ama 6 yaşlarına yeni yeni girmiştim. Babam işten dönmüştü ve her zamanki halinden daha da sinirli görünüyordu. Neler olacağını hemen anlamıştım çünkü babam ne zaman sinirli olsa sinirini annemi döverek çıkarırdı..." dediğimde burnumun ucu sızlıyordu.

"Annemi koruyabileceğimi sanıp hemen annemin önünde siper olarak beklemeye başlamıştım. Babam içeriye girer girmez bağırarak bize doğru yürümüştü. Çok korkmuştum ama yinede annemi tek bırakmamıştım. Babam önünden çekilmemi söylediğinde ona karşı çıkmıştım. Ama..." Buğazıma oturan yumruyu yutkunarak geçirmeye çalışsamda başarılı olduğum söylenemezdi.

"Ama beni hunharca duvara itmişti. Canım acısada direnmeye çalışmıştım. Fakat sadece çalışmıştım işte." dediğimde gözümden bir damla yaş akmıştı.

"Jungkook..." diye fısıldadı Bay Kim.

"Annemi öyle bir dövmüştü ki her yeri morlaşmış ve kanamıştı... Ardından ise bizi bodrum katına götürüp kilitlemişti. O daracık yerde, o karanlıkta iki gün boyunca aç susuz bırakmıştı bizi."

Tam o an beklemediğim bir şey oldu.

Bay Kim kollarını sıkıca bedenime sardığında başını omzuma yasladı.

(...)

bittii

cok hizli yazdigim icin yazım yanlisi olabilir bunun icin ozur diliyorum

Okudugunuz icin tesekkur ederim

bir sonraki bolumde gorusmak uzeree🧚🏻‍♀️💖

my teacher | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin