"Han Jisung tekrar ülkemize giriş yaptığı öğrenildi. Han Jisung lakabıyla Şirin Hırsız, tam tamına 10 ülkede aranıyor. Yıllar sonra tekrar ülkesine döndü!
Bugüne kadar kusursuz şekilde saklanan Şirin Hırsız'ı polisler bulmak için her yeri en ince ay...
Ağrıyan ve kanlı gözleriyle barın içine girdi Jisung. 3 gün içinde öyle çok çökmüştü ki, insanların tanıdığı Han gitmiş yeni biri gelmişti. Cansız yüzü ve zayıflamış bedeni, insanların onlara acımasına neden oluyordu.
Bir bar sandalyesine zayıf bedenini yerleştirdi, ve kendine likör söyledi. Bardaktaki içkiden bir yudum aldı, yüzünü buruşturdu. Uzun zamandır alkol almamıştı, bu onun aylar sonra midesini bozacaktı. Derin bir nefes aldı, yoğun içki kokusu cidden mide bulandırıcıydı. Üstünden neredeyse hiç çıkarmadığı siyah kapüşonlusunu çıkardı. İnsanlara servis yapan adama baktı ve boğazını temizledi. Yapılıydı barmen, insanlara bir o kadar sert bir o kadar da sevecen bir tavırla yaklaşıyordu. Boğazını içtiği sıvıdan temizledi. "Seo Changbin." iki kelime barmenin Jisung'a olan ilgisini artırmıştı. "Nerede?"
Adam elindeki işini bıraktı ve Jisung'u süzdü. Tanımayı başaramayınca ona odakladı. İki elini tezgahta konumlandırdı. "Benim." diye yanıtladı soruyu.
"Park Minjun hakkında bilgi sahibi olduğunu söylediler." bacak bacak üstüne attı. Yorgun gözleri Changbin'in üzerindeydi.
"Neden bilmek istiyorsun, onun hakkında ki şeyleri neden öğrenmek istiyorsun?"
"Gerekeni yapacağım." cebindeki halka küçük elmaslarla süslenmiş altın küpeleri çıkardı. "Londra'da çok saygın bir ailenin kızının küpeleriydi, sana iyi bir miktar fiyat biçerler. Eğer işim tamamlanırsa daha fazlasını alırsın." bardaktaki içkiden bir yudum daha aldı. "Şimdi sıra sende."
"Arada buraya gelip takılırdı. Eskiden şu yandaki eski otelde kalıyordu, şimdi Busan'a gitti. Bir hafta önce borçlarını ödemeye geldiğinde söyledi. Birkaç ay orada kalacakmış. Tek görüştüğü bir kız vardı, oda yakın zamanda ölmüş."
"Ne iş yapıyordu?" arkasına yasladı ve dinlemeye devam etti.
"Sabit bir işi yoktu, en son kaldığı otelde çalışıyordu."
"Eli silah tutar mıydı?"
"Uğraşırdı."
Ayağa kalktı ve tezgaha biraz banknot bıraktı. Kafasıyla veda etti Changbin'e. Oda gülümseyerek yanıt verdi. Bardan çıktığında yağan yağmur üstüne boşaldı. Bir sigara yaktı. İçine çektiği dumanı havaya püskürttü. Ceketini giydi, kapüşonunu kafasına çekti. Ve gideceği yere doğru yer aldı. Bir eski dostuna...
______________________;)
Kendinize iyi bakın <3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
