Multimedya; Defne Gündoğdu.
Bölümü yazarken ben çok eğlendim, umarım siz de okurken eğlenirsiniz. Şimdiden teşekkürler. :))------------------------------------------------------
Sabah olmuştu, hazırlanıp kafeye doğru yola koyuldum. Hava dün sabahki hava ile yarış içerisindeydi ve aşırı sıcaktı. Sokakta çok fazla insan yoktu. Tuhaf. Sonra birden itfaiye sirenlerini duydum. Hızla yanımdan geçip gideceğim yolda ilerledi. İçime kurdumsu bir şeyler düştü ve koşmaya başladım. Gördüğüm sahne orada yığılıp kalmama yeterliydi. Kafem yanıyordu. Alevler içinde.
Bağırıyor ama bağıramıyordum. Sesim çıkmıyordu. Ne kadar çabalarsam çabalayayım olmuyordu.
Bir anda gözlerimi açtım. Oh be. Rüyaymış. Derin bir nefes aldım ve saate baktım. 07.15. Kafeyi açmama daha vardı ama rüyamın gerçekleşmesinden korktuğum için hemen kalktım, duş aldım.
Giyinip aynanın karşısına oturdum ve makyajımı yapmaya başladım. Yeşil bir şort ve üzerine beyaz , kuyruklu bir tunik giymiştim. Bu yüzden sade bir makyaj yaptım. Aynadaki görüntümü çok beğendim. Gülümsedim ve çantamı alıp çıktım.
Evde yalnız yaşıyorum. Annem ve babamı hiç tanımadım, sadece fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla tanıyorum onları. Beni anneannem büyüttü. Annem ve babamın nerede olduklarını ve beni neden görmeye gelmediklerini sorduğumda hep geçiştirirdi anneannem. Bu yüzden asla öğrenemedim bu soruların cevaplarını.
Her şeye rağmen bugünlerde olmamın sebebi olarak anneannemi gösterebilirim. Ne istediysem hepsini yaptı. Beni hep destekledi. Kafemi ve evimi almamda büyük katkısı var. O kadar minnettarım ki ona...
Kafe tabiki de yanmamıştı. Kilidi açtım ve içeriye girip masaları düzenlemeye başladım. Dün canlı müzik dinlemek isteyenler fazla olduğu için bütün masaları içeriye sığdırmaya çalışmıştık. Sığmıştı da aslında ama bayağı sıkış tepiş olmuştu. O yüzden masaların bir kısmını dışarıya çıkardım, diğer kısmını içeriye yerleştirdim. Çok şık görünüyordu her şey. Mutfağa girdim ve aperatifler yapmaya başladım.
Bir saate yakın bir süre sonra kurabiyeleri halletmiştim. Halletmiştim derken pişirme kısmı kalmıştı sadece. Ama yalnızca kurabiye yapmak bile beni bu kadar yormuşken diğer şeyleri nasıl yapacağımı inanın ben de bilmiyorum. Sanırım bir fırınla anlaşacağım. Hani şu yiyecekleri hazırlayıp pişirmeden getirenler var ya. Onlarla işte.
"Ooo, kolay gelsin Defne."
Olduğum yerde sıçradım. Duyduğum ses... Düşündüğüm kişi miydi acaba? Ta kendisi. Arkamı dönmemle Deniz ile göz göze geldim. Onun burada, bu saatte ne işi vardı ki şimdi?
"Teşekkür ederim Deniz."
Kısa bir süre sessizce birbirimize baktık. Bu çocukla her karşılaşmamda neden korkarak sıçrayan ben oluyordum, bilmiyorum. Neden her seferinde aptal aptal cevaplar veriyordum, bilmiyorum. Bildiğim şeyler ise tamamen onun dış görünüşü ile ilgiliydi. Uzun boyluydu, gözleri elanın en sıcak tonuydu, çok sık olmasa da vücut çalıştığı belliydi. Bugün üzerinde gri V yaka bir tişört ve altında kot bir kapri vardı. Fazla yakışmıştı. Tamam, aşırı yakışmış da olabilir. Böyle, baktıkça bakasım geliyordu. Neyse ki kendimi tekrar kontrol altına almayı başarıp birkaç şey söyleyebildim, saçma da olsa.
''Şey, acaba bu saatte neden burada'' , kaşlarımla mutfağı işaret ettim. En azından öyle yapabildiğimi umuyorum. ''mutfağımda, olduğunu öğrenebilir miyim acaba?'' Cevabı merakla bekliyordum, gerçekten merakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANCAĞIZIM
ChickLitDefne Gündoğdu, henüz 23'ünde İzmir'de yaşayan bir genç. Hayalini kurduğu kafesinin açılışında biriyle tanışır. Deniz Akın... Genç, yetenekli ve yakışıklı şarkıcı Deniz Akın... Birbirinin rüzgarına kapılan iki genç...