Yemekten sonra salona geçip üçlü koltukta birbirimize dönerek oturmuştuk. Demir sürekli bir şeyler anlatıp gülmemi sağlıyordu, birden aklına bir şey gelmiş gibi yastığı alıp sinirle suratıma geçirdi.
"Lan noluyo yine deli?" Suratıma sinirle bakarken kafasını çevirdi. "Oğlum neye sinirlendin?"
"Aklıma senin lisedeki manitan geldi, neydi adı, Emel miydi? Koca memeli hatun, durmadan kucağına otururdu. Boğasım gelirdi onu sürekli." Kahkaha attığımda sinirle bana baktı.
"Oğum öpmedim bile kızı hiç, zaten o teklif etmişti. İki hafta çıktık altüstü, sen nasıl hatırladın onu?" Bir yatıştı, bir duruldu.
"Öpmedin mi lan harbiden?" Kaşlarımı kaldırıp cıkladım. "İlk kimi öptün peki?" Sinsi köpek...
"Seni..." ağzı açıldığında güldüm suratının haline.
"Şaka dimi, bak dalga geçme benimle."
"Yoo, şaka değil. Geçen sen öpene kadar dudaklarımı kimseye öptürtmedim, sen öpmeseydin de kimseyi öpmeden ölürdüm heralde." Masum bir gülümseme oluştu yüzünde, sonra hüzün çöktü üstüne gözle görülür şekilde.
"Benim ilk öpücüğüm değildi ama." Yine güldüm, biliyordum zaten.
"Gülme şerefsiz Eşref.." daha çok güldüm tabi ki.
"Kimi öptün peki?" Suratı garip bir tiksintiyle buruştu, sonra derin bir nefes aldı.
"Hani bir ara beni evine çağırıp markete yollayan bir hatun vardı lisedeyken, dul Sevgi. Sigaraya yolladı yine, sonra götürünce merdivenlerde yakaladı beni. Kudurmuş gibi eve gel diyip duruyordu, kendimi zor kurtardım kadından. Yeni onsekiz olduğumu öğrenmiş, doğumgünü hediyem olsun diyor birde ıyyyy."
Ben kendimi arkaya atıp deli gibi gülerken oflayıp pufluyordu, bu daha çok gülmemi sağladı sadece. Bacaklarımı çekip uzanmamı sağladığında gülmekten yaşaran gözlerimle ona baktım.
"Emel'i hep kıskandım, bu kucağa o oturuyor ama ben oturamıyorum diye. O her oturduğunda sana bakardım, ona sevgi dolu bir bakış atacak mısın diye. Boş bakardın sen hep, etkilenmezdin."
Yüzünü eğip dudaklarıma masum bir öpücük kondurdu, onu kucağıma çektiğimde yüzünü boynuma gömdü. Kalçalarından tutup kendime çektim, sımsıkı sardım kollarımla.
Tamamlanmış hissetmek ne demekmiş şimdi anladım, kollarımdaki sıcaklığıyla tamamlanmıştım. Kokusunu içime çektim, kalp atışlarını kendi göğsümde hissediyordum.
"O zaman bile sadece seni seviyordum, anlamaman için kendimi paraladım. İşe yaradığı için mutlu olamasam da, sonunda kavuştuğumuz için oldukça mutluyum."
"İlk bana mı kaldırdın?" Piç piç sırıtarak sorduğu soruya başımla onaylayarak cevap verdim.
"Bende ilk sana kaldırdım, hatta şuan fark ettim de bir tek sana kaldırmışım onca sene." Boynuma sokulup burnunu sürttü oyuncu bir havayla.
"Lisede hani bir dağ evine gitmiştik ya, Fuat ayarlamıştı. Havuzu falan vardı, ikimiz yine tek kişilik yatakta yatmak zorunda kalmıştık. O zaman anladım, ben bir tek senden etkileniyordum. Başka kimseyle öyle hissetmemiştim, hala başka kimseye öyle hissedemiyorum." Tek kaşımı kaldırıp yüzüne dik dik baktım.
"Bir zahmet amına koyayım." Tripli konuşmama gülerken belime sımsıkı sarıldı.
"Beklediğime deyen bir kavuşma oldu ama, en tatlı kavuşma bu bence. Dudaklarının tadı dünyadaki herşeyden daha tatlı."