Winter'dan
"Açıyorum filmi." Başını salladı. Filmin en gerici kısımlarında kaldığımız için açmamın üzerinden birkaç dakika bile geçmeden korkmaya başlamıştım.
"Nasıl bu kadar cesursun?" Bana soruyu soran kıza döndüğümde filme odaklanmış gözüküyordu. Ben de önüme döndüm. "Aslında dün korkak olduğumu görmüştün sanki." Aynı onun yaptığı gibi filmi izleyerek konuşmuştum.
"Öyle değil. Sen kendin olmaktan korkmuyorsun." Filmden başımı kaldırmasam da kaşlarımı çattım. "Neden korkayım?" Omuz silkti. "Neyse ne." Bir süre sessizce izledikten sonra film jump scare ile bitmişti. Yerimden sıçradığımda Jimin gülmeye başlamıştı.
O kahkaha atarken ben bilgisayarı yataktan indirmiş öylece boş ve sinirli bir şekilde yüzüne bakıyordum. "Sen de gülsene be." Aynı bakışla devam ettiğimde ellerini karnıma koydu. "Bunu sen istedin."
Gıdıklamaya başladığında ben de gülmeye başlamıştım. Sırtımı yatağa yaslamış kaçmak için iki büklüm olmuşken üzerime eğilmişti. "Jimin dur tamam." Gülmekten doğru düzgün cümle kuramamam umrunda olmamıştı.
İyice üstüme eğildiğinde ne kadar yakın olduğumuzu ikimiz de farketmiştik. O gıdıklamayı bırakmıştı ben de gülmeyi. Sessizce birbirimizi izliyorduk. Dudaklarına uzanmayı o kadar istiyordum ki. Onun istemeyeceği düşüncesi beni durduruyordu.
Onun gözleri de benim dudaklarıma kaydığında iistediğim cevabı almış gibiydim. Yanaklarından tutup dudaklarına aşırı hızlı minik bir öpücük bıraktığımda tepkisini izlemeye başladım.
Bana kızmadığını görmek rahatlamama sebep olurken bu sefer o beni öpmeye başlamıştı. Tam karşılık verecekken kapım tıklatıldı. Jimin annında üstümden kalktı. "Yemeğe bir saat var." Nöbetçinin sesi duyulduğunda kafasına vurdu.
"Hey sorun d-" Tam teselli edecekken sözümü kesti. "Bak ben senin gibi öyle değilim. Sana saygım var ama ben öyle değilim. Unutalım." Kapıya hızla gidip odadan arkasına bakmadan çıktı. Öylece ortada kalmışken kendimi fazla kırılmış hissediyordum.
1 saat boyunca öyle dizlerimi karnıma çekmiş oturduktan sonra yemek için odadan çıktım. Yuna ile karşılaşıp birlikte yemeğe indiğimizde Jimin ortada gözükmüyordu. Yemeğin başlaması için onu bekliyorken koridordan gelen adım sesleriyle o tarafa döndük.
İçeri girdiğinde ona bakan gözleri görüp duraksamıştı. Tek boş yer benim önüm olduğu için oraya oturdu. Sessizce yemek başlatıldığında yüzüme bile bakmamıştı.
Ben Yuna ile sohbet ederken yan sandalyemdeki kız omzuma dokundu. "Hey Winter! Yemekten sonra takılmak ister misin?" Tepkisini görmek için göz ucuyla baktığım Jimin gözlerini kaldırıp kısa bir bakış atmıştı.
"Takılmak?" Ben sorduğumda Jimin tamamen yemeğine dönmüştü bile. "Oyun falan oynarız sonra istersen benim odamda kalırsın." Karina başını kaldırıp kıza dik dik baktığında intikam almak istedim. Sonuçta o beni sikine bile takmayıp kapıyı çarpıp gitmemiş miydi? "Olur."
"Süper. Bekliyor olacağım." Kıza gülümsediğimde Karina'nın gözlerine döndüm. "Onu tanımıyorsun bile." Konuştuğunda başımı salladım. "Tanıdıklarım beni yalnız bırakmayı tercih etti." Dediğim onu kırmış gibiydi. Yemeğine dönmüştü.
Kızlardan hoşlanmadığı için ona kızacak halim yoktu ama en azından kapıyı çarpıp benim ne hissettiğimi umursamadan çıkmayabilirdi. Yemek bittiğinde yüzüme bakmadan çıktı. Neydi bu şimdi? Suçlu ben mi olmuştum?
Ben de çıkıp odama girdim. Tabi ki de ismini bile bilmediğim kızın yanına gitmeyecektim. Sadece kıskansın istemiştim ama bu da ayrı bir aptallığımdı. Beni umursamayan biri beni neden kıskansın ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Money | winrina
Fanfiction"Sana çok aşığım." "Alo? Jimin sarhoş musun sen?" "Ben para istemiyorum ki ben seni istiyorum. Neden herkes bana kızıyor?.. Sana çok aşığım." "Etrafında biri varsa başın derde girebilir. Neredesin sen?" "Korkuluk var. Ama benimle konuşmuyor." "Bu so...