33

686 56 21
                                    

"san kapıya bakar mısın?mutfaktayım."

"müsait değilim hyung sen bak,wooyoung zaten."

seonghwa bıkkınlıkla oflayarak ellerini yıkadı ve mutfaktan çıkıp kapıya yöneldi.bugün izin günü olduğundan ve zaten wooyoung'a alıştığından ev haliyleydi,üzerine özenme ihtiyacı duymamıştı.

"adamın sevgilisine de biz kapıyı açıyoruz ya." wooyoung'la uğraşmak amacıyla yaptığı şakaya gülerken karşısında ona utançla gülümseyen hongjoong'u görmeyi beklemiyordu tabii.

"sürpriz." wooyoung seonghwa'nın hongjoong'a odaklı şaşırmış yüzüne doğru elini sallarken gülümsedi ve amacına ulaşıp seonghwa'nın irkilmesini sağladı.

tam o sırada ıslak saçlarını havluyla dağıtarak kurutmaya çalışan san odasından çıkmış ve heyecanla kapının önüne doğru koşmuştu.

"hoşgeldin sevgilim." seonghwa'nın önünden geçip wooyoung'a sıkıca sarıldı diğeri de kollarını sıkıca boynuna doladığında kıkırdayarak ayrıldılar.

"ee girsenize içeri neden kapıdasınız?"

san,seonghwa'ya bakarak konuştuğunda utanarak gülümsedi.

"özür dilerim hongjoong'un geleceğini bilmiyordum o yüzden şaşırdım hadi geçin içeri."dedi eliyle içeriyi işaret ederken.

"kusura bakma hyung,wooyoung'la konuşurken san'a haber vereceğini söylemişti o yüzden yazmadım sana." herkes içeri girip kapı kapandığında hongjoong dişlerini sıkarak göz ucuyla wooyoung'a baktı.

"ee ben san'a söyledim ki."

wooyoung'un konuşmasıyla tüm bakışlar san'a döndüğünde san'ın şaşkın bakışları wooyoung'u bulmuştu beni satıp kendin sıyrılıyorsun demek istercesine.

"kusura bakma hyung sana söylemeyi unutmuşum."

"önemli değil,hadi siz salona geçin san sen de bana mutfakta iki dakika yardım et." san'ın omzunu tutup sıktığında gülümsedi.

san seonghwa'yı tanıyordu,bunun onun için ne kadar önemli olduğunu bildiğinden bu kadar kolay susmayacağının da farkındaydı.

"yardım edilecek bir şey varsa-"

"yok hongjoong siz içeri geçin hadi."

seonghwa gergindi,sonuçta hoşlandığı kişiyle henüz ikinci buluşmasının böyle olacağını düşünmemişti.iki arkadaş salona doğru yöneldiğinde seonghwa san'ı tutup mutfağa doğru çekti.

"olum neden söylemiyorsun hongjoong'un geleceğini.unutmuşmuş bi de.şu halime bak lan pijamalarımlayım resmen." sinirle ses tonunu ayarlamaya çalışırken üzerini gösterdi.

"şunları al götür masaya üzerimi değiştirip geliyorum ben." eliyle tezgahın üzerindeki dolu tabakları gösterip hızlıca mutfaktan çıktı seonghwa.

san oflayarak tabakları alıp salona geçtiğinde karşıdaki koltuğun ucunda oturan hongjoong'u görünce kısa bir kahkaha attı.

"olum niye öyle süt dökmüş kedi yavrusu gibi oturuyosun köşede."

"gülme lan zaten gerginim." göz ucuyla koridoru kontrol ederken kısık sesle konuştu hongjoong.

hongjoong'un tepkisine wooyoung kendini tutamayıp yüksek sesle kahkaha attığından koltuğun diğer tarafına uzanarak wooyoung'un omzuna vurdu.

"wooyoung,güzelim sen beni affettin mi?" tabakları masaya özenle yerleştirirken sordu.wooyoung'un dün akşam yazmasına şaşırsa da tekrarlanmasından korkup bi türlü sormaya cesaret edememişti bu soruyu.

what are we!? | woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin