sabahın erken saatlerinde gözünü açtı hongjoong.seonghwa'nın bugün onunla ilgilenmeye gelicek olmasının heyecanıyla sabahı zor etmişti hatta gece en erkene kurduğunu sandığı alarmı bile henüz çalmamıştı.ayrıca bacağı ve kaburgası yüzünden uyurken sağa sola dönememek uykusunu hafifletiyordu.
sıkıntıyla ofladı iki gündür evde öylece oturmak canını sıkmaya başlamıştı okula gitmek istiyordu derse girmek değil arkadaşlarıyla vakit geçirmek istiyordu.elleriyle yataktan destek alarak sırtını başlığa yasladı ve bi süre telefonda oyalandı,salonda uyuyan arkadaşını uyandırmak için en azından alarmının çalmasını beklemişti.yedi buçuğa kurduğu alarmı çalmaya başlayınca hiç beklemeden üzerindeki örtüyü kaldırıp bacaklarını yavaşça yere indirdi ve yatağın yanındaki değneklerine uzanıp tutunarak ayağa kalktı.odanın karşısındaki salona gitmek için kısa koridoru sekerek yürüdü,değnekler kollarını ağrıttığı için ağırlığını vermeden sekerek ilerlemek en azından kısa mesafe için rahat oluyordu onun için.
jongho'nun yanına vardığında durdu ve derin bir nefes alıp verdi ardından koltuğun kol kısmına oturup hızlıca jongho'nun omzunu dürttü.
"uyansana." diye bağırdı dürterken.jongho iç çekerek uyandığında gözleri araladı yavaşça.
"noldu bu saatte?saat kaç?"uykulu sesiyle sorduğunda güldü tepesindeki çocuk.
"7.30 hadi kalk jongho hadi okula."
"olum ne okulu ya?" sona doğru kısılan sesiyle arkasını dönüp tekrar uyumaya hazırlandı.
"ya jongho kalk lan kalk." hongjoong sinirli sesiyle tekrar omzunu dürttüğünde koltukta doğruldu jongho.
"ne var oğlum ne istiyosun bu saatte ya söyle hadi?"
"okuluna git jongho hadi."
"aynen seni bu halde bırakıp gideyim." derken kısaca arkadaşını işaret etti sonra elleriyle yüzünü ovuştururdu jongho.
"yalnız olmayacağım sen gidebilirsin."
"annenler mi geldi,yarın geleceklerdi hani?" ellerini yüzünden çekip meraklı gözleriyle sordu arkadaşına.
" hayır seonghwa gelecek bugün." sessizce söylemeye çalıştığı için aynı zamanda kafasını aşağıya eğmişti.
jongho duyduğu ismin şokuyla kısa bir kahkaha atıp arkadaşına yaklaştı.
"seonghwa mı? bizim hyung olan seonghwa?" jongho kahkahasına devam ederken hongjoong koluna vurdu hızlıca.
" komik mi lan dün gelememiş bugün geleceğini söyledi."
"komikliğinden değil de.." kahkahasını durduramadığından derin bir nefes alarak duraksadı jongho.
"siz baya yakınlaştınız he."
hongjoong arkadaşının koluna bir kere daha vurduğunda ağrıyan kolunu tutarak bağırdı jongho.
"acıttın lan tamam ya bi şey demedim,giderim okuluma da."saçlarını elleriyle geri atarak ayağa kalktı ve salondan çıktı.
"nereye gidiyosun?" arkasından merakla bağırdı hongjoong.
jongho anlamsız bakışlarıyla arkasına dönerken baş parmağıyla tuvaleti işaret etti yavaşça.
"iznin olursa işeyeceğim belki sonra elimi yüzümü yıkarım." samimiyetsizce sırıttı ardından.
"of jongho iğrençsin git napıyorsan yap."
...
jongho hazırlanıp tekrar salona girdiğinde arkadaşını giyinik ve saçları yapılı otururken görünce kıkırdadı.
