38

688 79 44
                                        

seonghwa bulaşıkları makineye dizerken aynı zamanda hongjoongla sohbet ediyolardı.ikisinin de çekingenliği konuşup birbirlerini tanıdıkça azalıyordu,özellikle hongjoong daha az çekiniyordu artık.

"evet şimdi ne yapmak istersin bakalım?" ellerini son kez durulayıp havluya kurularken sordu seonghwa.

"bilmem misafir sensin ne yapmak istersin?"

"ah doğru unuttum." mutfaktan hızlı adımlarla çıkan çocuğun arkasından bakakaldı hongjoong,ardından gelirken yanında getirdiği paketle tekrar mutfağa girdi seonghwa.

elindeki paketi oturan çocuğa uzattı.yüzündeki heyecanlı gülümseme hongjoong'u da gülümsetmişti.

"bu ne?" diye sordu meraklı sesiyle.

"ben lego yapmaya bayılırım belki sen de seversin diye düşündüm.evde otururken canın sıkılırsa yaparsın."

kucağındaki paketi,sanki kocaman bir hediye almış bir çocuk gibi heyecanla açmaya çalışıyordu küçük olan.en sonunda açmaya bitirip kocaman kutuyu görünce kıkırdadı.seonghwa'nın gözünde hongjoong küçük bir çocuk gibi tatlıydı şu haliyle.

"seonghwa bu çok tatlı bir şey."

senin kadar değil dememek için kendini zor tutmuştu seonghwa.

"beğenmene sevindim."

"şimdi yapalım mı?"

"nasıl isterseniz bay kim." dedi ve arkasını dönüp hongjoong'un önünde diz çöktü.

hongjoong,neden bir anda oturduğunu anlayamadığından ne yapacağını bilememiş sadece beklemişti.seonghwa diğerindeki belirsizliği anlamış gibi kafasını ona çevirip gülümsemiş ardından hongjoong'un kollarını kendi  boynuna dolayıp elleriyle de bacaklarını destekleyip ayağa kalktı.sırtındaki çocuk yaptığı şeyi beklemediğinden şaşırmıştı.

"s-seonghwa napıyorsun belini inciteceksin,bırak beni" şaşkın sesi diğerini güldürmüştü.

"bırakmayacağım."

salona girip koltuğun önüne aynı şekilde oturup yavaşça indirdi hongjoong'u ve ayağa kalkıp yanında bulunan yastıkları bacağının altına ve sırtına koydu.

"rahat mısın?değilsen söyle düzelteyim hemen."

"rahatım teşekkür ederim." utanmıştı.seonghwa'nın onunla bu şekilde ilgilenmesi hoşuna gitmişti.ailesinin bi süre daha gelmemesini hatta daha ötesi seonghwayla yaşamak istediğini düşündü ve bu onu daha da utandırdı.

seonghwa orta sehpayı hongjoong'un oturduğu koltuğa doğru götürdü ve yanında yere bağdaş kurup elindeki lego kutusunu açtı.farklı figürler için ayrı ayrı paketlenmiş ambalajları masaya dizdi ve hongjoong'un bir tane alması için işaret etti ardından seçtikleri paketleri açıp yapmaya başladılar.

...

"her şey için teşekkür ederim seonghwa. " elindeki değneklerle duvara yaslanmış seonghwa'nın ceketini giyinmesini izliyordu.

"asıl ben teşekkür ederim çok eğlendim." ceketini giyinmeyi bitirince son bir kez aynada kendini kontrol edip hongjoong'a döndü.

"iyi görünüyorsun." dediği şeyle seonghwa'nın kıkırdamasını duyana sesli düşündüğünün farkında değildi.

"sen de harika görünüyorsun,sarı yakışmış." dedi başıyla saçlarını işaret ederken.

"teşekkür ederim."

yavaş adımlarla duvara yaslanmış olan çocuğa yaklaştı seonghwa ve "sarılmak ister misin?" diye sordu sakince.

what are we!? | woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin