miniciksin lann

373 36 15
                                    

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Başla

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Bugünde yoongi'ye söve söve eve gelmiştim. Nefret etmiyorum ama sevmiyorum da, çok yapışkan ve hemen söz dinliyo.

Anahtarı kapıdan çıkarıp eve adımımı atmıştım ki yine annemle babamın bağırış seslerini duydum. Alışkındım ancak chaeyoung hala alışamamıştı. Gözleri dolu dolu gelmişti yanıma, elini tutup salondan odaya geçtim.

Roseanne'yi odamda bırakıp salona gittim. Hala kavga ediyorlardı, değişen bir şey yoktu yani. Beni görünce babam sustu ve kapıyı çekip gitti. Annemde sinirlenip gitti, evde sadece rose ve ben kalmıştık...

1 saat sonra kapı çaldı, gelenleri tahmin etmek zor değildi bizimkiler gelmişti. Namu jin'in belinden kavramış, hyunlix ise ele elelerdi. Tae ise üzgün üzgün bakıyordu. Elimle içeriye geçmelerini işaret ettim. -etmesem de giriceklerdi çünkü görgüsüzler- saat 22:30'a kadar oturduk, yemek yedik ve hafif dedikodu yaptık. Tabi Roseanne de bize katılmıştı, aslında tam kardeş değildik aynı yastaydik sadece ben ondan 5 ay erken doğdum ✌🏻.

Fl: "napiyoruz şimdi?"
Hy: "bilmem"
Jm: "şişe çevirmece oynicaz"
Jn: "niye?"
Jm: "çünkü yoongi'ye öyle söyledim"
Nm: "inanmıyorum sana kalleş!"

Dingdong

"Kim lan bu saatte!" dedi aç, öküz, sığır Jin. İçimden umarım yoongi'dir diye geçiyordum. Büyük bir sevinçle kapıyı açtım ve yanılmadığımı görünce daha da mutlu oldum. "Hoş geldin yoongi" "gerçekten hoş geldim" gülümsedim ve içeri davet ettim. Elindeki poşeti masanın üzerine koydu ve ekledi. "Sormadan aldım ama içer miyiz?" "ah elbette yoongicim" diye atıldı hemen cin.

Küçük masanın etrafına dolustuk hepimiz. Rose bir şişe alıp oturdu ve çevirdi. Hyunjin rose'ye soruyor.

Hy: "D mi C mi rose"
Rs: "C"
Hy: "lisa'yi ara"
Rs: "a-ama biz ayrıldık"
Hy: "olsun ara"

🤳🏻


Alo

A-alo

Efendim Roseanne

Ş-şey Lisa

Efendim
Bişey mi oldu

Sadece sesini duymak istedim

İyi duydun işte kapatıyorum

Bişey daha var

Ney

SENİ SEVİYORUM


ARAMA SONA ERDİ

Hepimiz rose'ye baktık "ne?"
"Telefonun çalıyor"

Rs: "yapcağınız işe, lisa arıyor!"
Hy: "sana onu seviyorum de diyen biz miydik salak"
Rs:"anlık geldi napıyım!"
Th: "açmaya ne dersin? kızı bekletmee"

Yoğun israrlarimiz sonucunda çekinerek telefonu açtı.

🤳🏻

e-efendim lisa

Konuşmamız gerekenler olduğunu düşünüyorum, ama yüz yüze

a-am-ama lisa

Meraklı gözlerle rose'ye baktık. O ise bize nefret dolu bakışlarla bakıyordu, anladığımız kadarıyla Lisa telefonu kapatmıştı.

Fl: "ne olduu??"
Rs: "ANANIN AMI OLDU! LİSA BURAYA GELİYOR!"
NM: "sıçtık"
HY: "sakin olun en fazla ne olabilir Kİ?"
RS: "ne olamaz ki! siz daha lisa'yı tanımıyosunuz"

15 dakika sonra kapı çaldı.
gelen elbette lisaydı, rose korkuyordu.
Hepimiz tedirgindik, evde o kadar erkektik ama hepimiz lisa'dan korkuyorduk, yoongi dışında o kimseden korkmazdı.

Fl: "bence normalce konuşbiliriz, rose eğer yanımızdan gitmezse bi şey olmaz değil mi?"
Jm: "roseanne sakın yanımızdan ayrılma"
Rs: "isteseniz de ayrılmam"


hızlıca kapıya yöneldim.
lisa kapıda bekliyordu,
beni görmezden gelip hızlıca roseanne'yi alıp dışarı çıktı.

Jn: "lan kızı indirimli ürün gibi alıp götürdü!"
Th: "bizi de sallamadı"
RS: "ne yaptığını zannediyorsun!"
Ls: "sence?"

lisa yavaş adımlarla ilerliyordu ve bu roseanneyi duvara sıkıştırına kadar devam etti.
hızlıca roseannenin yanına gittim ve kardeşimi kurtarmaya çalıştım.

Jm: "ne yaptığını sanıyorsun lisa!"
Ls: "(dişlerini sıkarak) seni uyarıyorum bana bulaşmak istemezsin!"

arkadan yoongi geldi, onunla uğraşacak enerjim yoktu,
hem şuan konumuz o da değildi!

Yg: " 10 saniyen var! eğer 10 saniye icinde rose'yi bırakmazsan gerisine ben karışmayacağım Lisa!"
Ls: "ne yani senden mi korkucam?"
Yg: "ah elbette şimdi korkmuyor olabilirsin çünkü daha acımasız tarafımı görmedin ama emin ol çok yakinda goruceksin


roseanne yavaş adımlarla bana doğru geldi. Korktuğu yüzünden belliydi.

Ls: " nereye gidiyorsun balım, ufak bir konuşma yapmamız lazım!"

Lisa'yı görmezden geldik ve içeri girdik.

Ls: "sana diyorum!"

Evde

Th: "iyi misin rose?"
Rs: "SİZİN YÜZÜNÜZDEN ARTIK BİR ŞANSIM BİLE YOK!"
FL: "oynamasak mı acaba?"
Th: "böyle sorular sormayarak oynayabiliriz"

Felix jimin'e soruyor

Fl: "doğruluk mu cesaret mi?"
Jm: "cesaret"
Fl: "bebeklik fotoğraflarını göster"
Jm: "göstermem!"
Th: "mizikcilik yapma Jimin"
Rs: "ahahaha evet oyun bozanlik yapma Jimin"
Jm: "çok komiksin rose"
Hy: "hadi boş yapma göster"

İçeri odama gidip bir kutu getirdim. Sevmiyordum ama mecburdum yani göstermeye. 'umarim bunlarda dalga geçmez'

Jm: "İşte bunlarda benim bebekligim. Şimdi tatmin oldunuz mu!"
Yg: "Jimin sen ciddi misin, miniciksin lann!"
Jm: "Vay anasını minicik miyim? Gerizekalı mısın yoongi bebeğim tabiki minicigim!"
Yg: "Tamam be ne kızıyon, şimdi kim çeviriyor?"
Rs: "benn"

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Haftaya görüşürüz 🖕🏻
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Hadi bayss daha why hate me'yi yazicamm

şişe çevirmece Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin