6

21.3K 2.1K 1.1K
                                    

Haiii ben geldiim! 

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyiifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Gel şuraya."

"Ben... Ben mi? Yanınıza? Ben yanınıza mı?" Cümleyi bir türlü toparlayamazken, hafifçe yerinden doğrularak koluma uzandı ve bileğimden kavradığı gibi beni yatağa, yanına düşürdü.

Yanına bodoslama yapışmış olmamın verdiği şokun etkisiyle genzimden garip, tiz bir ses fırlayıverdi. 

"Komutanım ben şey... Burada sizinle mi..." diye gevelerken, elini kaldırarak işaret parmağını dudaklarıma bastırdığında kalbim yerinden çıkacakmış gibi çılgına döndü. İçimden sevinç çığlıkları atarken, dışıma yansıttığım tek şey kirpiklerimi kırpıştırarak yuvalarında çevirdiğim gözlerimle ona bakmak oldu.

"Sessizlik Jeon, başım ağrıyor." diyerek o sıcacık parmağının dudaklarımla olan temasını ayırdığında boşluğa düşmüş gibi hissettim.

Ufacık bir teması dahi içimi kıpır kıpır yapmaya yetmişti. Tek ihtiyacım olan sanki buymuş gibi. Onun temasları...

Tavana diktiği gözlerini gözkapakları örttüğünde heyecan içerisinde onu izledim. Az önce parmaklarıyla temas ettiği dudaklarımı ısırırken, "Beni izlemeye son ver ve önüne dön Jeon!" diye sıktığı dişleri arasından tıslayışını işitince başımı onunla paylaştığım yastığımda çevirdim.

Bakışlarımı tavana tırmandırırken ellerimi göğsümde birleştirdim ve parmaklarımla oynamaya başladım. 

Aklıma mastürbasyon çektiğim evrede onun adını inleyişim gelince bacaklarımı sıkı sıkıya birbirine bastırdım.

O an fark ettim ki, kalçalarımız birbirine değecek kadar yakındık. Biraz kayarsam yataktan yere kapaklanırdım. Yerim olsa bile pek gitmeye hevesli olmazdım, çünkü ona yakın olmak güzeldi. İmkansızımdı belki benim. Ama ben imkansızımdan hoşlanıyordum işte.

Belki de imkansız olduğunu bildiğim için daha çok cazip geliyordu bana. Bakışları, duruşu, aurası, ses tınısı, sert ve otoriter havası ve heybetli, cezbedici karizması... Baktıkça daha çok bakası geliyordu insanın. 

Başımı kıpırdatmadan, gözlerimi çaktırmadan yuvalarında çevirerek ona baktım. Tıpkı benim gibi ellerini göğsünde birleştirmişti. Tek elini şapkasını gevşek bir şekilde tutacak konumda göğsüne yaslı tutuyordu.

Bugün izinli olur diye düşünmüştüm. Çünkü genellikle hafta sonları askeriyede olmazdı. Bazen cumartesi günleri yarım gün kalıp giderdi. Pazar günleri bir kere bile rastlaştığımı bilmezdim onunla.

Göğsü kontrollü nefesleri eşliğinde yavaşça şişip inerken, alt dudağımı dişleyerek onu izledim. Başımı yastıkta usulca oynatıp onu daha iyi açıdan görmeye çabaladım. 

Onun sivri çenesini ve keskin yüz hatlarını izlemeye dalıp giderken gözkapaklarım ağırlaştı. Sessizlik beni iyice mayıştırırken açık tutmakta güçlük yaşamaya başladığım gözlerimi yavaşça yumdum.

-

Yüzümü iyice bulunduğum noktaya gömerken bacaklarımın arasında sıkıştırdığım yastığıma sıkıca sarıldım. Sonra bunun bir yastık olamayacak kadar sert olduğu gerçeğiyle uyku sersemi hafifçe parmaklarımla kontrol ettim. 

Tam o sırada kollarımda bir tutuş hissederken gözlerimi yerimden sıçrarcasına araladım. Komutan Kim'in dokunduğum kol ve karın kaslarındaki ellerimi yakaladığını görünce küçük dilimi yutuyormuşçasına derin nefes aldım.

OBSESSED COMMANDER • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin