freesia diary ✔

29

içeriye kolaylıkla girebilmişlerdi çünkü kapıyı açık unuttuğumun farkında bile değildim.

gelenleri kızarmış gözlerim yüzünden zar zor görüyordum ve kucağımdaki sana döndüm, alnına dökülen saçları çektim gözünün önünden.

"artık canın yanmayacak güzelim." derken gülümsemeyi denedim, yanıma gelen görevli onu almaları gerektiğini söylediğinde bırakamadım kollarımdan.

"bırakmak istemiyorum."

"onu güzelce uğurlamamız gerekiyor ama değil mi?"

"onu uğurlamak istemiyorum ki ben? bir kez bile sarılamadık, beraber gidemedik bir yere."

"hadi, şimdi ona veda et ve ruhu daha fazla acı çekmesin."

"acıyor mudur canı? sarıldım ama, benim sarıldığımı görse mutlu olurdu eminim."

kucağımdaki sana çevirdim gözlerimi. yüzündeki ifade boştu ancak biliyordum işte, orada bir yerde yine kalbin sancıyordu.

"bir daha onu görmemeye dayanabilir miyim?"

seni kendime çekerek o kadar sıkı sarıldım ki kimse seni alamasın istedim. yanımdan hiç gitme istedim jisung'um, senin dediği gibi olurdu hem, dokunamazdım ama varlığını hissederdim.

"o eminim ki seni her zaman izleyecektir, bu kadar üzüldüğünü görse o da üzülürdü değil mi?"

"üzülmesin, daha fazla acı çeksin istemiyorum."

"hadi, onu artık götürelim."

görevli genç, kollarımı gevşettiğimde seni aldı kollarımın arasından ve ceset torbasına koyacağını fark ettiğimde hıçkırıklarımı tutamadım.

"böyle götürmeyin yalvarırım, kapatmayın üzerini, götürmeyin!" diye sayıklarken dünyam döndü han jisung.

başka bir zamanda, daha iyi bir hayatta,

bir gün yeniden buluşalım olur mu?

†

töreninde üç kişiydik.

ben, changbin ve seungmin.

benimle birlikte ağladılar, senin için birlikte dua ettik ve birlikte düzenledik törenini. seungmin'le birlikte senin için güzel bir yer seçtik, bolca güneş görüyor ve tam yanında bir ağaç var, her sene bembeyaz çiçek açıyormuş öyle söylediler.

bahar geldiğinde çiçekler üzerini örtecek ve yine çok güzel görüneceksin, bu mutlu eder mi seni?

"buluşmayı hayal etmiştik.."

seungmin duvara yaslanmışken söylemişti, gülümsemeye çalıştığın fotoğrafını zar zor bulabilmiştik ve çiçeklerin arasından bize bakıyordu.

"onu mutlu edebilmek için günlerdir uğraşıyorduk."

"onun yanından hiç ayrılmamalıydım."