35

183 25 6
                                    

doktor geldi, gitti, bir sorun olmadığını söyledi.

neredeyse ölüyorken gördüm seni, neredeyse yanına gelmeyi başarıyorken sana kocaman sarıldım.

ama beni yalandan, pislikten ibaret olan bu dünyada kalmaya mahkum ettiler sevgilim.

o kadar güzel gülümsedin ki, sanki gerçektin kollarımın arasında.

bulanık hatırladığım o sarılmadaki sıcaklığımızı hissettim sanki. ne olurdu orada seninle olsaydık?

kucağına yatıp saçlarımı sevmeni isteseydim çok mu şey istemiş olurdum?

midem ağrıyor, kusmak istiyorum ama tutuyorum kendimi.

burada ne kadar kalabilirim bilmiyorum.

rüyama gir, bir kez daha sarılayım sana.

kavuşmamızın tek yolu ölmek olacaksa eğer...

sadece sana saracağım kollarımı.

- sevgilim'e.

"ben iyiyim, gidebilirsiniz artık." diye sinirleniyor gibi yapsam da takmamışlardı beni.

"gitmeyeceğiz hiçbir yere!" diye sızlandı seungmin, yanıma oturup koluma sarılmıştı her an kaçabilecekmişim gibi. diğer yanımda da changbin oturuyordu ve her an beni tutacakmış gibi hazırdaydı.

"ölmedim bakın. maalesef yaşıyorum."

gülmeyi denedim ama kıvrılmadı dudaklarım.

çünkü seni düşünüyorum sevgilim.

gözlerime üzgün üzgün bakan gözlerini düşünüyorum.

yanına gelmemi istediğinden mi yoksa gittiğin için olan pişmanlığından mı bilmiyorum ama üzgün olmanı kaldıramıyorum.

"minho!"

"demedim bir şey." diye kıvırmaya çalışıyorum konuyu ama yemiyorlar.

"bir de seni kaybedersem ne hissedeceğimi düşündün mü? dalgasını geçme yalvarırım."

birazdan ağlayacakmış gibi baktığı için kıyamadım ona.

"üzgünüm."

"ben ölmeden önce ölürseniz sizi affetmem." gülümsemeye çalışmıştı, sonra yerinde rahatsızca kıpırdanmaya başladı.

"changbin, sen buradaysan ben gitsem olur mu?"

"nereye?"

"sevgilimi özledim."

titreyen dudaklarını görmemiş gibi yaptık ve changbin kalacağını söylediğinde seungmin gitti yanımızdan. arkasını döndüğü gibi elini ağzına kapatıp çıkmıştı dışarıya.

o gittiği gibi changbin sıkıntılı bir nefes alıp verdi.

"endişeleniyorum."

"ne için?"

"seungmin'in durumu ilk zamankilere benzemeye başladı. hyunjin'in dolabının yanına gidip bütün gün orada duruyor, fotoğraflarına bakıyor. geçen gün gece ikide gitmiş... ağlayarak geldi eve, sorun yok diyip geçti odasına ama kapı kapandığı gibi hıçkıra hıçkıra ağladı."

"kötü hissediyor."

"ama hayatının bir yerinde bunu atlatması gerekiyor. çok ağır bir duygu olduğunun farkındayım ama... onu biraz olsun unutmayı kabullenmesi gerekiyor."

changbin'in sözleri o an sadece seungmin'e değildi.

bana, bizeydi.

bana seni unutmamı söyledi.

"benim için de böyle mi düşünüyorsun?"

"minho.."

"seungmin ve hyunjin sevgiliydi, senelerini beraber geçirdiler ama sen şunun şurasında ne kadar zaman geçirip anı biriktirdin ki üzülüyorsun diye mi düşünüyorsun?"

acımın taze olduğunu bildiğinden bir şey demek istemediğinin farkındaydım.

ama böyle düşünüyordu.

"unutamıyorum, aklımdan çıkmıyor çünkü yaşayabilirdik changbin. jisung ve ben... ne kadar mutsuz olsak da beraber anılarımızda mutlu yaşayabilirdik. o kadar geç öğrendim ki hislerimizin karşılıklı olduğunu, o kadar zaman geçmişti ki artık... unutamamam, unutmak istememem yaşadıklarımızdan değil."

gözlerimin dolmasını engellemeye çalışırken artık kendimi bu kadar sıkmaktan usandım ve onun önünde ellerimle oyalanırken hüngür hüngür ağlamaya başladım.

"onu çok özlüyorum çünkü biz hiçbir şey yaşayamadık. bir kere doya doya sarılabilseydik, onu yanaklarından öpebilseydim, tereddüt etmeden dokunabilseydim. herkes için basit olan o temaslar bizim için öylesine zordu ki."

"özür dilerim, ben öyle demek istemedim."

changbin beni avutmayı denerken daha çok ağladım.

"onu korumak istedim, zarar görmesin istedim ama yine de engel olamadım hiçbirine. kimse bana el uzatmamıştı, aşağılanırken elini uzatan kimse yoktu. ona ben el uzatmak istedim ama... ama jisung tutamadı."

o günü anlatacağım şimdi sevgilim.

seni, ilk gördüğüm o günü.

†

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
freesia diary ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin