soulmate

65 1 0
                                    

Tanrı bize hayatını kabul ediyor musun diye sormaz. Seçim şansı yoktur. Kaderin zaten yazılmıştır. Sadece nasıl yaşayacağını seçebilirsin veya yaşamayacağını. O da bir seçenek.
Ahlak ve alçaklık diye bir şey yok. Hayatın sonlanana dek, sona dek. Yalnızca sen ve senin kuralların var. Bi' zamanlar olduğumuzu sandığımız kişilerin hayaletleri olduğumuz zamana dek.

_

O geceden sonra Yoongi 1 hafta boyunca Jeongguk'a ulaşamamıştı. Gidebileceği her yere bakmıştı, tanıdığı herkese sormuştu. Ancak Jeongguk'a dair hiçbir iz yoktu. Jeongguk'un gelmesini beklemekten başka çaresi yoktu. Şayet gelirse, geldiğine pişman olacaktı..

Evi aydınlatan tek ışık, televizyonun yanında duran abajure aitti. Yoongi evin karanlık olmasını umursamadan oturduğu salonda kaçıncı şişeyi içtiğini bilmeden yenisine geçmişti. Sabahtan beri yaptığı tek şey içki ve sigara içmekti. Birde Jeongguk'u düşünmekti.

Parlak yeşil gözleri aniden kapıya dönmüştü. Elinde ki şişeyi yere koymuş, dilini sivri dişlerinde gezdirmişti. 

Açılan kapı hafifçe ittirilmiş sonrasında durmuştu. Yoongi'nin evi saran yoğun feromon kokusu, kapıda ki deltayı etkisi altına almıştı. Bir kaç saniye sonra kapı kapanmış, sessizliğin içinde siyah botların gür sesi duyulmuştu. Salonun girişinde gördüğü tanıdık silüet ile sırıtmıştı.

"Ölümlerden ölüm beğen kendine."

"Sanada merhaba hyung."

"Birazdan hyungun ile özlem giderirsin."

yoongi ayağa kalkmış, deltanın üzerine yürümüştü. Jeongguk kaşlarını çatmış, geriye adımlamıştı.

"neler oluyor?"

Yoongi'nin ona bağırıp, kızacağını biliyordu. Lakin işler tahmin ettiği gibi olmamıştı. Jeongguk yediği yumruk yüzünden dengesini kaybetmiş, geriye sendelemişti.

"ne yapıyorsun lan sen?!"

Jeongguk, öfkeyle Yoongi'nin üzerine yürümüştü. Yoongi, Jeongguk'u sertçe omuzlarından itirmiş duvara çarpmasına sebep olmuştu.

"bir insanın kılına zarar verdiysen öldürürüm seni!"

"kimseye birşey yapmadım!"

yoongi, Jeongguk'un yakalarından tutmuştu.

"nerdeydin!?"

"o çocuğu arıyordum."

yakasında ki elleri boynuna sarılmıştı.

"bana yalan söyleme delta!"

Jeongguk'un gri gözlerinden nerdeyse ateş çıkacaktı.

"Jeongguk, babama acımadım. Sana da acımam."

"yemin ederim kimseye zarar vermedim."

boynunda ki ellerden kurtulmak için çabalamıştı ama nafile, güçlü ellerden kurtulmak imkansızdı.

"hyung, nefes alamıyorum."

Yoongi'nin yeşil gözleri yavaşça eski rengine dönmüştü. Ellerini çekmiş, Jeongguk'dan uzaklaşmıştı.

Yoongi, boğazını tutup öksüren Jeongguk'a bakmış, kaşlarını çatmıştı.

"Jeongguk, sen iyi misin?"

yardım etmek için yaklaştığı sırada Jeongguk, Yoongi'yi itirmişti.

"uzak dur!"

"sorun ne?"

Jeongguk, öfkeyle Yoongi'nin üzerine gitmiş. Duvarla kendi arasına sıkıştırmıştı.

"sorun ne mi? öldürüyordun beni! siktiğimin kurdu benden nasıl nefret ediyorsa, ilk fırsatta hemen canımı almayı hedeflemiş."

ParadiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin