Akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu ağlardım_
yoongi uykusuzluktan şişen gözlerini yummuş, sıkıntıyla oflamıştı.
"Bana bu şekilde bakmaya devam edersen yüzüne yumruğumu yiyeceksin."
"bu halinle nasıl dövüştüğünü görmek isterim."
gözlerini aralamış, kendisi ile alay eden Jeongguk'a bakmıştı.
"yarın gözüme gözükme, yoksa 3 günün hıncını çok kötü çıkartırım."
"Bırak bugünün tadını çıkarayım."
yoongi sinirlenip ayağa kalkmıştı.
"evine git."
"o hataya bir kere düşerim. Uyumak istiyorsan gidebilirsin, ben tüm gün boyunca burdayım."
"Jeongguk bu halimle dışarı çıkacak değilim. Evde olduğunu bilmek rahatsız edici.. Sadece kendine evine gitsen."
Jeongguk, ayağa kalkmış Yoongi'nin yanına gidip yüzünü süzmüştü.
"sen iyi olduğuna emin misin?"
yanağına dokunan eli itirmişti.
"kes şunu."
"hyung sorun ne?"
"sorun sensin! Tekrar eski umursamaz, her gece içen, barlarda sürten, omegaları beceren pislik Jeongguk olsana."
Jeongguk, Yoongi'nin bileğini sertçe tutmuş, gri gözlerini koyu mavi gözlere dikmişti.
"Beni sinirlendirmeye mi çalışıyorsun? Gece seni dövenler aklını başına getirmedi mi? Bırak hakkımda böyle konuşmayı, düşünme bile. Bizzat ölümün benim elimden olur."
"doğrular canını mı yakıyor? Ruh eşini bile öldürmeyi düşünüyorsun. Bencilsin, egolusun."
"senin benden ne farkın var? Ruh eşini bulunca onu prensesler gibi mi yaşatacaksın? Yoongi herkese karşı acımasızım, sana karşı öyle olmamı istemezsin. Bırak bende ki yerin nasılsa öyle kalsın. Gözümden düşersen, ayağımın altında kalırsın."
Yoongi'nin baygın bakışları gri gözlerden çekilmiş, bileğini tutan ele kaymıştı.
"beni yaralamaya çalışıyorsun. Lakin bedenim de yara açacak yer kalmadı. Tuttuğun bileğin kaç kere kırılıp iyileştiğini bilmiyorsun, kaç kere ölüp dirildiğimi bilmiyorsun. İçi şişirilmiş boş lafların bana etki etmiyor.. Gitsen iyi olur, yoksa sana saldırmak için göğsümü parçalayan kurdumu daha fazla tutmayacağım."
yoongi bileğini sertçe geri çekmişti. Jeongguk'u kenara ittirmiş, odasına gitmişti.
_
Taehyung elinde ki havluyu tezgaha atmış, bar taburesine oturmuştu.
"Tanrım, çok yoruldum."
Jackson elinde ki şarabı Taehyung'a uzatmış, Taehyung gördüğü tanıdık beden ile gülümsemiş kendisine uzatılan kadehi almıştı.
"Bar eskisinden kalabalık olmaya başladı. Yeni çalışanlar alıp senin üzerinde ki yükü azaltacağım."
jimin başını elinde ki telefondan kaldırıp Jackson'a kulak vermişti.
"çevrende iş arayan birileri varsa lütfen sende sor."
"barmenlik mi?"
Jackson'ın bakışları Jimin'e dönmüş, onaylar anlamda başını sallamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paradise
FanfictionJeongguk ruh eşi saçmalığına inanmayan bir deltaydı. _ omegaverse