secrets

55 1 0
                                    

Karamsarlığa kapılan kalpler, çözümleri düşünmeye fırsat bulamazlar.
_

Zar zor açtığı gözleri yüzünden önünü bile göremiyordu. Dikkatlice merdivenleri inmiş salonda film izleyen Jeongguk'a bakmıştı.

"uyumadın mı?"

Jeongguk daldığı televizyondan bakışlarını çekmiş yanına oturan Yoongi'ye bakmıştı.

"berbat görünüyorsun."

yoongi, Jeongguk'a yandan bir bakış atmış sonrasında gözlerini devirmişti.

"uyumaya ihtiyacım var."

"getirdiğim ilaçlar fayda etmedi mi?"

"hayır."

Jeongguk sıkıntılı bir nefes vermişti.

"senin için bastırıcı bulmamı ister misin?"

Yoongi'nin gözleri bir anlığına maviden yeşile dönmüştü. Gözlerini sıkıca yummuş, başına giren ağrı ile dişlerini sıkmıştı.

"kurdun ile aran bu kadar boktan olamaz."

"Jeongguk, başım ağrıyor lütfen sus."

etrafını kaplayan okyanus ve nane kokusunu içine çekmiş, hafifleyen baş ağrısı ile rahatlamıştı.

"uyumaya çalış. Aksi taktirde feromonlarım pek işe yaramayacak."

"Namjoon'un yanına gidip durumu anlat."

"seni görmeden haline çare bulacağını sanmıyorum."

yoongi gözlerini aralamış kendisine bakan Jeongguk'a gülümsemişti.

"kurdum yorgun diye kimseyi istemediğini mi sanıyorsun?"

"hyung, çok ayıp. Arkadaşın o senin chı chı."

yoongi, Jeongguk'un başına vurmuştu.

"yürü git lan!"

"iyi be."

Jeongguk ayağa kalkmış masanın üstünde ki anahtarını alıp, Yoongi'nin askıda duran ceketlerinden birini giymişti. Tam evden çıkacakken aniden durmuş, Yoongi'ye dönüp kaşlarını çatmıştı.

"sen beni dışarı göndermeye mi çalışıyorsun?"

"niye böyle birşey yapayım?"

"artık eve birini mi atacaksın yoksa başka işlerin mi var orasını sen bilirsin."

Yoongi'ye göz kırpıp sırıtmıştı.

"saçmalama."

Jeongguk, Yoongi'nin ciddileşip, gerildiğini fark etmişti.

"Şaka yapmıştım. Neden ciddiye aldın ki?"

yoongi yeşile bürünen gözlerini Jeongguk'a çevirmişti.

"gidip ne olduğunu öğrenmezsen, bizzat kendim halledeceğim delta."

Jeongguk, yeşil gözlere öfkeyle bakmış, kapıyı aralayıp evden çıkmıştı.

_

Yeonjun yorgun bedenini yatağa bırakmış, dolmuş gözlerle dağınık odayı süzmüştü.

"öylece çekip gitmezsin değil mi?"

yatağın üstünde titreyen telefonunu almış yabancı numarayı görünce korkuyla açmıştı.

"alo?"

"Yeonjun benim hoseok."

"Tanrıya şükür, hoseok iyi misin? nerdesin? senin için çok endişelendim-"

ParadiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin