3 yıl sonra Sunn krallığı
Adımın anlamı zarafet ve nezaket kelimelerinden geliyordu. İsmimi her zaman çok sevmişimdir ve ismim gibi olmuşumdur.
Tek sorun istemediğim halde böyle biri olmamdı.
Doğduğum akşam dolunay vardı. Ailemi kaybettiğim akşam dolunay vardı. Şimdi yine dolunay var. Bense ihtişamlı sarayımın bahçesinde oturmuş çiçeklerle konuşuyorum.
Evet. Çiçekler bütün hayatım. Bunun sebebi toprak krallığına hükmediyor olmam değil. Onlara insanlardan daha çok güvenmem. İçimde onlar için ayrı bir sevgi beslemem. Onların bana ihanet etmeyeceğini bilmem.
Başımı kaldırdım ve dolunaya batım. Bu gece dolunay kırmızıydı...
♦
Üşümeye başladığımı hissettiğim zaman saraya girdim. Son üç yıldır savaş eğitimleri alıyordum. Çünkü bir hafta sonra bütün her şeye sebep olan o yere gideceğim. Gizemli bölgeye.
Odamı değiştirmemiştim hala sarayın en üst tepesindeki kulede kalıyordum.
Arkamdan birinin geldiğini hissettim. Elbisemin cebinden hançerimi çıkardığım anda arkaya doğru savurdum ve hemen üç adım geriye gittim.
Yerde Melinda'yı görmek beklediğim bir şey değildi. Hemen hançeri cebime attım ve yanına gittim.''Melinda iyi misin?'' genç kadın telaşla sorduğum soruya gülümsedi.''İyiyim efendim,endişelenmeyin.'' duyduklarımla rahat bir nefes aldım. Melinda son üç yıldır hep yanımda olmuştu. Ona güvenmeyi ne kadar istesem de artık sarayımda bile kimseye güvenemiyordum.
Melinda ile yürümeye başladık. Hiç konuşmasak bile yanımda olması iyi hissettiriyordu. Melinda bana odama kadar eşlik etti. Ben odama girince arkasını dönüp yavaşça uzaklaştı. Onu biraz inceledim. Güzel kömür karası saçları vardı ve beline kadar uzanıyordu. İncecik ve kıvrımlı bir beli vardı. Gözleri çam yeşiliydi ve çilleri vardı. Dudakları dolgun ve pembeydi. Kısacası çok güzel bir kadındı.
Düşünmeyi bıraktım ve odama girdim. Üstümdekilerden kurtulup banyoya ilerledim. Bakır küveti sıcak suyla doldurdum. Biraz rahatlamanın zamanı gelmişti.
♦
Güzel bir banyodan sonra ipek geceliğimi giydim ve saçımın omuzlarımdan dökülmesine izin verdim.
Uzun zamandır çok çalışıyordum. Haftanın dört günü şehre iniyor kasabalara ve köylere gidip, insanların sorunlarını dinliyordum. Aslında son üç yıldır ilk defa rahat nefes alabilmiştim.
Düşünerek güzel günümü harcamak istemedim ve kitaplığa yöneldim. Kalın bir kitap gözüme çarptı. Kitabı aldım ve tavana kadar uzanan pencerenin hemen sağ tarafında duran koltuğa oturdum. Kitabın kapağını araladım ve ilk sayfayı okumaya başladım. Bu bir şarkı kitabıydı. içinde farklı sanatçıların şarkıları vardı.
Sayfaları çevirirken bildiğim bir şarkıya rastladım.
Biraz şarkı söylemekten kimseye zarar gelmezdi.
''Bir adam bir gün bu eski kaleye rastladı,
Bir zamanlar okuduğu bir kitap gibiydi.
Başını kaldırdı ve genç kadını gördü,
Ve işte genç kadının söyledikleri;''
Tam o sırada içeri Melinda girdi ve şarkıyı devam ettirdi.
'' ''Benim adım Matmazel Siyah,gördüğün gibi,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHİRET KARDEŞLERİ:KARANLIĞA DOĞRU
FantasyDiğer bütün topraklardan verimli ve üç krallığı içine alabilen bir bölge. Üç gözü dönmüş kral. Bir gün saraylarında ölü bulunursa, ne olur?