12 Saat Önce Finn Krallığı
Sarayımda oturmuş planlarıma devam ediyordum. Aklımda aynı anda oluşan onlarca plan ve sol yanımda ise bir ağrı.
3 Yıl geçmişti. Onlar gitti gideli 3 yıl geçmişti. Ve ben artık harekete geçeceğim. O kadar araştırma sonrası elime geçen şey bir hiçti. Aslında ne yapmam gerektiğini en başından beri biliyordum...
Ben gülümsemem, ben kahkaha atmam, ben sohbet sevmem, ben insan sevmem, ben dünyayı sevmem, ben kendimi de sevmem, ben hiçbir şeyi sevmem.Ben Gece'nin anlamıyım ,ben karanlığım,ben duygusuzum,ben bağımlıyım. Ben kalbi buzdan olan o kadınım.
Ben İris FİNN. Finn krallığının imparatoriçesi.
Her şeyi en iyisini düşünmeli ve ona göre yapmalıydım çünkü bana bu öğretilmişti. En iyisi olmam gerekiyordu çünkü. Babam Ivan asla göründüğü gibi olmamıştı. Herkes onu boşvermiş en küçük kardeş olarak bilirdi ama hayır. O tam tersine mükemmeliyetçi takıntılı pislik herifin tekiydi. Krallığı nasıl yönettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. O insanlar ona saygı duyar sanıyordu ama herkes o arkasını dönünce arkasından sallamaya başlıyordu. Gerçi üç krallıkta böyleydi. Birbirine sallayıp da şekil yapan salaklar. Yüz yüzeyken tatlış yalanlar.
Beni hep çok sıkı eğitmişti. En eski savaş kurallarını ve savaşçıları ezbere bilirim. Geri savaşta ve aşkta her şey mübahtır derler ama aşk benlik değildi. Aslında içten içe ben kaostan besleniyordum. Bu gün ise atık karnımı doyurmaya başlayacağım gündü. Tam şu anda YİNN Krallığına aktif ve tam 12 saat sonra patlayacak bir bomba yola çıkmıştı. Bense bekleme eylemini gerçekleştirirken kafamı dağıtmak için şehre indim.
Yaptığım yenilikler diğer krallıklara fark atacak türdendi. Yeni silahlar,yeni savaş teknikleri,yeni güvenlik önlemleri,yeni binalar...
Aslında savaş tekniklerinin çok yeni olduğu söylenemez,tam tersine en eski yöntemleri gün yüzüne çıkarttım.
Aslında amacım olası savaş durumlarında düşmanları hızlı ve kolay yoldan alaşağı etmekti.
Son 3 günüm kalmıştı. Gizemli bölge için hazırlıklar sarayda başlamalıydı.Daha doğrusu tüm krallıkta.
Sağdık yardımcım Arian'ı çağırdım. ''Çanları çalın. Kıyamet yaklaşıyor.'' baş selamı verip uzaklaştı.
Kafamı kağıtlardan kaldırdım ve fısıldadım kendi kendime.''Biraz sabret Azrail, çok az kaldı...''
♦
Şimdiki zaman Sunn Krallığı
Acı insanı değiştirirdi. Değişen insana ise hep ''Eski halini özledim.'' derlerdi. Ben acımı yansıtmam,sessizce çekerim acımı içimde.
Melinda konuşmaya başladı. ''Efendim, son 3 yıldır çok değiştiniz. Açık konuşmak gerekirse, eski halinizi özlüyorum.'' şaşırmamıştım. ''Özlemelisin.''dedim ve ekledim. ''Çok kişi özleyecek.''
Acı çok boktan bir şey. Ve insanlar bu bataklığın içine düştüğü zaman çıkmanın ne kadar zor olduğunun farkında değiller.
*
Üç gün. Son üç gün. Krallıkta hazırlıklar başlamış,herkes bir şeylerin peşinde koşturuyor.
''Melinda!'' yanımda biten kadına döndüm. ''Yanın 5 asker al ve şehre git,kasaba ve köyleri dolaş insanlara büyük bir adım atılacağını ve hazırlıklı olmaları gerektiğini söyle.''sözümü bitirdim ve gitmesini bekledim ama o beklediğimi değil tam tersini yaptı. ''Grace.'' ürperdiğimi hissettim. ''Aptal değilim ve bir şey geliyor, bunu görüyorum. Ve sende görüyorsun.''en baskın ses tonumla karşılık verdim. ''Emirlerime karşı geliyorsun. Bence yapma.''başını yere eğdi ve çıkıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHİRET KARDEŞLERİ:KARANLIĞA DOĞRU
FantasyDiğer bütün topraklardan verimli ve üç krallığı içine alabilen bir bölge. Üç gözü dönmüş kral. Bir gün saraylarında ölü bulunursa, ne olur?