10.Bölüm

916 56 4
                                    

Ellerimi yüzümden yavaşça indirip arenaya baktığımda yabancı adamın galip geldiğini gördüm. Heyecandan ne ara ellerimi yüzüme kapadım hatırlamıyordum bile. Şuan düşündüğüm tek şey yabancı adamın hala nefes alıyor olmasıydı. Birazdan finale kalan beş savaşçı arenada kozlarını paylasacaktı. Göz ucuyla arenanın sağ köşesinde duran iri adama baktım. Yabancı adamın onu yenebilmesi neredeyse imkansızdı. Yan yana getirirsek aralarında deve cüce farkından başka bir şey gözetilmezdi doğrusu. Neden yabancı adamın kazanmasını istiyordum ki? Şimdi de bu düşünce beni içine hapsetmişti. Ya kötü biriyse? Ya James aslında her şeyi biliyorsa ve beni uyarmaya çalıştıysa? Ah Hayır hayır o zaman bana direkt her şeyi anlatması gerekirdi beni sorgulaması değil.
Çan sesi tekrar duyuldu, beş kişi arenanın ortasına geldiler. Ve işte bir çan sesi daha.. savaş başlamıştı. İri adam ikinci dakikadan adamın birinin kafasını uçurmuştu bile.
Gözümü yabancı adamdan alamıyordum. Her hareketini izliyor analiz etmeye çalıyordum sanki..Sarayın kapısında ilk gördüğüm gün, Onu bahçede gördüğüm gece.. hepsi bir soru işaretiydi benim için.
Arenada üç kişi kalmıştı. Gerçekten de iyi dövüşüyorlardı.
İri adam birden yabancı adamı bir köşeye fırlattı ve diğer adamın tam kalbine kılıcı sokarak onu öldürmüştü.Kazanması için artık tek hedefi olan yerde iki seksen yatan yabancı adama döndü. Kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atmaya başlamıştı. Hayır, yabancı adam ölemezdi. Şimdi sırası değildi onunla kesinlikle konuşmalıydım. İşte her şey bir anda gerçekleşmişti. Birden ayağa kalkıp çaresizce arenaya doğru uzanan merdivenlere koşturmuştum. İçimdeki onu kurtarma isteği daha bir kuvvetlenmişti. Alex' in arkamdan geldiğini hissediyordum ama durmaya hiç niyetim yoktu.
Yere ayak basmaya son beş basamak kala dengemi kaybetmiştim. Aslında beş saniye olan ama benim için dakikalarca sürmüş olan düşüşümü gerçekleştiriyordum şuan. Elbisem yırtılmış, bileziğim bilegimden çıkmış ve yüzüm yaralanmıştı. Yerden kalkmaya bile fırsatım olmadan gördüğüm manzara beni şok etmişti. İri adam yabancı adami yakasından tutmuş tam kılıcı ona sokmak uzereydi ki
" hayııııııırrrr!!!!" Diye çaresizce bağırdım. Arena susmus herkes dikkatini bana yönlendirmişti.
Tekrardan " yeter durun!" Diye bağırdım. Iri adam kılıcı saplama düşüncesine ara vermiş bana bakıyordu. Tam o sırada yabancı adamla tekrar göz göze gelmiştik. Gözlerini hafifçe benden ayırıp göğsüme doğru kaydırmıştı. Ne yani nereme bakıyordu ki? Üzerim mi yırtılmıştı yoksa?
Başımı eğip onun baktığı yere baktım. Hayır kıyafetim yırtılmamıştı. Birden gözüm madalyona çarptı. Düşmenin etkisiyle elbisemden çıkmış boynumda Parıl Parıl parlıyodu. Aman tanrım! Yabancı adam görmüştü artık. Madalyonun bende olduğunu biliyordu. Hızlıca madalyonu elbisemin içine geri soktum. Yabancı adamla tekrar göz göze gelmiştik. Saniyeler sonra yabancı adamdan beklenmedik bir şekilde kılıcı yerden aldığını gördüm. Hızlı bir şekilde afallamış olan iri adamın sırtına öylesine bir darbe indirdi ki iri adam yere yığıldı. Turnuva bitmişti ve yabancı adam galip olmuştu. Neye sevindiğimi bile bilmeden hafif gülümsedim ve göz kapaklarımın ağırlaşması ile olduğum yere yığılıverdim.

SAVAŞÇIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin