6

144 10 16
                                    


"Sen niye benim kardeşimin başındasın lan yosun kafa?"

"Katsuki-chan artık tek kardeş, sen ne anlatıyorsun? Uyanınca kızın masum anından faydalanıp 'ben abinim ölmedim' diye yutturmaya mı çalışacaksın?"

"Sen ne hakla benim kız kardeşime chan eki kullanıyorsun?"

"Hala kardeşim diyor ya!"

"Ama gerçekten kardeşi, ben de vardım orada!"

"Sen hala siktirip gitmedin mi lan Monitsu!!!" deyip bir tane çaktı ona İnosuke. Muichiro onların kavgasını umursamadan Katsuki'nin yastığını aldı ve deminden beri kabartıyor olduğu diğer yastığı koydu.

"Hadi kalk git sen Nezuko'nun yanına."

"Aman ne ima ediyorsun İnosuke." dedi Zenitsu sanki imkansız bir şey söylemiş gibi. "Nezuko benim dünya ahiret bacım. Tch tch tch."

"Kentaro'nun kardeşi bacın da benimki niye değil?"

"Onunkisi Katsuki farkı-" diye yeniden Katsuki'ye asılacakken İnosuke bir tane daha vurdu ve kıçını tekmeleye tekmeleye odadan çıkardı. O arada Muichiro sakin sakin Katsuki'nin boynunun altından aldığı yastığı da pofurtup bir kenara koymuştu. Yatağın yanındaki sandalyeye otururken İnosuke'ye döndü.

"Katsuki'nin abisi yokken ben onu kardeşimden ayrı tutmadan sevdim. Gerçekten abisi olup olmadığın umurumda değil ama eğer senin yüzünden onun mavi gözleri yaşlanırsa canını yakmaktan fazlasını yaparım, anlıyor musun?"

"Aynısı senin için de geçerli Sis Hashirası!"

"Hayır değil." dedi Muichiro, hala uyuyor olan Katsuki'nin küçük bedenini kaldırdı ve saçlarını özenle topladı. Sonra aynı şekilde yatırdı. "Sence o, en yakın arkadaşı yüzünden mi daha çok üzülür yoksa öz abisi yüzünden mi? Aslında ikimizden de çok üzülür ama kendi kanından olan biri her zaman daha çok can yakar."

Sonra Muichiro ayağa kalkıp kapıya yöneldi. "Ben onun ilaçlarını getirene kadar burada kal. En azından yüzüne karşı ne kadar iğrenç biri olduğunu söylediğin kız kardeşin için bunu yapmayı çok görme."

Sonra İnosuke ile Katsuki'yi baş başa bıraktı.

***

Muichiro ecza deposu gibi olan odada kan kusan Shinobu'yu görmeyi beklemiyordu.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun!?" dedi Muichiro kadının elinde tuttuğu mor salkım zehri şişesini alırken. Shinobu elindeki mendile öksürmeye devam ederken konuştu. "Zehir içerek ne halt etmeye çalışıyorsun? Hashiraları, arkadaşlarını umursamıyorsan Kanao'yu düşün bari."

"Eğer *öksürür* burada olanları birine anlatırsan seni öldürürüm."

"Böyle giderse benden önce sen öleceksin!"

"Anlamıyorsun." dedi Shinobu, mendili buruşturup cebine koyarken. Bir başkasının daha bunu görmesi ihtimali bile olmamalıydı. "Er geç öleceğim. Bir iblis tarafından öldürüleceğim. Ve öldüğümde, o iblisi de benimle beraber cehenneme sürüklemek istiyorum. Mor salkım zehrini her gün aldığımdan artık benim için ölümcül değil, sadece biraz can yakıyor. Sakın kimseye söyleme!"

"Söylemeyeceğim." dedi Muichiro kısık sesle. Kapının önünden birinin geçtiğini hissedebiliyordu ve sessiz olmalıydı. "Ama sen de artık her gün almayı bırakacaksın. 2-3 günde bir, hatta hafta bir almaya devam et ama bu şekilde devam edersen seni öldürecek olan iblisi değil kendini zehirleyeceksin."

"Tamam." diye kestirip attı Shinobu.

"Söz ver!"

"Söz veriyorum. Oldu mu?"

Kayıp Kız Kardeş (ZenitsuxOC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin