episode ten

44 5 0
                                    

Felix eve girdiğinde kapının önünde dikilen Minho'yu görünce kaşlarını çattı.

"Beni çok mu özledin?" 

Minho şakaya karşılık vermedi onun yerine pakedini alıp balkona çıktı. Felix ayakkabılarını çıkarmak için kapının yanındaki sandalyeye otururken seslendi. "Hoşgeldin de yok demek..."

Ayakkabılarını rafa koyup kapıyı kapattı Felix. Ellerini yıkamak için lavaboya ilerledi sonra da eşyalarını değiştirmek için odaya gitti. 

Kapıyı açtığında Minho'da balkondan çıktı. Pakedini sehpanın üzerine fırlatıp söylendi. "Annem ve babam birazdan akşam yemeğine geliyor."

Felix'in gözleri fal taşı gibi açıldı. 

"Ve sen bunu bana şimdi söylüyorsun?" dedi Minho'nun karşısına geçip.

"Sadece gelip gidecekler. Relax ol."

Felix sinir hakimiyetini kontrol altına aldıktan sonra bağırdı. "Akşam yemeği diyorsun evde makarna bile yok!"

Felix montunu kaptığı gibi markete koşarken Minho kıkırdadı. Aceleci Felix, en sevdiği Felix sıralamasında ilk ikiye girerdi.

Felix marketten geldiğinde Minho evdeki çiçekleri suluyordu.

"Mahalle yanarken orospu saçını tararmış." kısık sesle söyledi.

"Anlamadım?"

"Ailen ne zaman gelecek diyorum." dedi felix kese kağıdından eşyaları çıkarırken.

"Hmm" dedi saatine bakarken "bir yarım saate burada olurlar."

Felix hareketlerini hızlandırırken söyledi "Sikeyim seni Minho."

"O konu da biraz başarısızsın" dedi tezgâhın başındaki bar sandalyesine otururken "o gece anladım."

"Denedim mi yani?" dedi Felix gözlerini kocaman açıp. O gece hakkında hiçbirşey hatırlamıyordu ve aslında hatırlamak istemiyordu. 

"Üstte olmak için sence de biraz küçük değil misin?" 

Felix Minho'ya bakmadan cevap verdi ."Sana siktir olmanı söylemiş miydim?"

"Sana yardım etmeme izin ver" dedi Felix'in elinden kuşkonmazı aldı. Elleri kısa bir süreliğine birbirine değse de Felix bunu sorun etmekten uzaktı çünkü çok telaşlıydı.

"Onları uzunlamasına kes ki hızlı pişsin, hızlı ol! Hızlı pişecek diye yavaş kesme ben masayı hazırlayacağım."

"Anlaşıldı!"

Minho kuşkonmazları kesip kenara çekildi, diğer her şeyi Felix hazırladı. Bu çocuğun bu kadar tembel olup yine de mükemmel bir fiziğe sahip olması çok acayip diye düşünüyordu Felix bazen. Yemekler hazırlanınca Minho Felix'e seslendi.

"Üzerini değiştirmeye git, ben masayı hazırlarım. "

Felix birşey demeden dolaba koştu. Uzun ve yorucu gün son anda yaşadığı stres ile ikiye katlanmış, kalan son enerjisini tüketmişti. Aynı zamanda, bu evlilik bir oyundan ibaret olsa da, ailesinin onun hakkında ne düşüneceğini de önemsiyordu. Kafası o kadar doluydu ki, hayatı 2 ay öncesinden o kadar farklıydı ki o bile yetişemiyordu artık.

Makyajını tazeleyip, şık kıyafetler giydiğinde kapının çalma sesi de gelmişti. Acele edip Minho'nun yanında durdu kapı açılırken. Karşısında çok yaşlı olmayan fakat elli yaşına basmış olduğu kesin kır saçlı bir adam ve kahve saçlı güzel bir kadın vardı. Adam oldukça katı bakarken, kadın tatlı gülümseyişini sürdürüp Felix'e sarıldı.

lucky boys in vegas, minlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin