Evlilik-2. bölüm

266 25 29
                                    

Yeni bolumu olabildigince hizli yazdim.

O donemle ilgili cok cok fazla arastirma yapmam gerekiyo bu yuzden biraz gecikti neyse

Ins begenirsiniz

Ve sizi bekletmemek için çok kontrol etmedim yazım yanlisi gorurseniz takilmayin sonra duzeltirim 😽

~

2 hafta sonra:
Gözlerimi yavaşça araladığımda Mi Sun perdelerimi açıyordu. Dik konuma geldiğimde beni gördü ve bana dönüp eğildi "Oh, uyandırdım mı efendim" kafamı salladım "Hayır hayır"

"Oh, şükürler olsun. Günaydın bu arada" gülümsedim "Günaydın, Mi Sun. Kıyafetlerimi nasıl yapacağız" gülümsedi "Düğününüze özel kıyafetler hazırladık siz banyo yaparken ben getiririm efendim" kafamı sallarken bir yandan da ayaklanmıştım. "Tamam ben banyoya giriyorum sen hazırlarsın kıyafetlerimi" kafasını salladı ve önümde eğilip odadan çıktı.

Üzerimdeki bütün kıyafetleri yıkanması için banyonun kenarına atıp banyoya girdim. Dürüst olmak gerekirse, sahte ve anlaşmalı bir evlilik de olsa bile baya stresliydim. Sonuçta biriyle evleniyordum. Bu yaşına kadar bir tane bile sevgilisi olmayan ben, birden tanımadığım biriyle evleniyorum. Hah, ne kadar komik değil mi?

Banyodan çıkıp odama girdiğimde, Mi Sun'un kirli kıyafetlerimi aldığını ve yatağımın üzerine damatlığımı bıraktığını gördüm. Damatlığımı giymiştim ancak her zaman ki gibi papyonumu takması için Mi Sun'u çağırdım. Mi Sun odama geldiğinde gülümsedi. Kaç kere takmayı göstermişti ama anlayamıyordum. Bu yüzden her seferinde gülüyordu.

Mi Sun, papyonumu bağlayıp kenara çekildiğinde aynada kendime baktım. Çok güzel olmuştum. "Yine çok yakışıklı olmuşsunuz, efendim. Bu arada evliliğiniz için de tebrik ederim" ona bakıp gülümsedim "Teşekkür ederim, darısı sana" teşekkür etmiş ve önümde eğilip odamdan çıkmıştı. Bende son kere kendime çeki düzen verip odamdan çıkmıştım.

Önce babamın yanına uğrayacaktım çünkü düğün öncesi beni görmek istiyormuş beyfendi. Zaten bu 2 hafta boyunca ne o prens bozuntusunu ne de babamı görmüştüm. Hep odamdaydım, bazen ise geceleri camımdan atlayıp göle gidiyordum o kadar.

Babamın kapısını tıklatıp içeri girdim. "Beni mi görmek istemiştin" bu sefer baba dememiştim ve o da bunun farkındaydı. "Otursana" diye bana koltuğu gösterdi. En son burada oturduğumda bu mükemmel ötesi haberi almıştım. Koltuğa oturunca babam lafa girdi. "Dinle, Jungkook" dedi "Biliyorum bana kızgınsın ama buna mecburdum. Ayrıca evlenin çocuk yapın diyen kimse yok burda. Belki sonra da neyse karıştırma. Bu sadece kağıt üzerinde olacak bir şey ayrıca koskoca saray yavrum isterseniz birbirinizi bile görmezsiniz" bana şuan tatlı ve anlayışlı baba rolü yapıyordu veya kendini buna zorluyordu..

"Ne olursa olsun ha kağıt ha değil sen beni zorla evlendiriyorsun önemli olan gerçek olup olmaması değil ya sen beni zorla tanımadığım bir adamın kollarına veriyorsun. Halk yapsa idam ettiriyorsun ama kendin yapıyorsun. Dedemden gördün diye yapıyorsun değil mi, babam yaptıysa doğrudur diye mi düşünüyorsun. Dedem çok mu doğru yapmış. Ki ikimizin hayatları çok farklı sen 37 yaşındaydın ve kimseyi bulamadın diyeydi. Dedem demekki ben ölmeden bu kimseyi bulamaz dememiş sana güvenmiş yataklara düştüğünde bulmuş annemi sana. Ama sen daha 67 yaşındasın. Dedem 87 yaşında öldü. Sende bana dedemin sana güvendiği gibi birazcık da olsa güvenseydin şuan bu konuşmayı yapıyor olmazdık. Hani sen babam yaptı doğrudur diye beni zorla evlendirdin ya, bak baban sana güvenmiş sende deseydin ya babam bana güvenmiş doğru yapmış bende güveneyim diye." dedim ve dolu gözler ile ona baktım "Doğru söyle şu zamana kadar bana birazcık da olsa güvendin mi" babamın sessiz kalması bu sorumun cevabını veriyordu.

Forced Marriage/TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin