Test sonuçları açıklandıktan sonra azat bey doktora tehditler savurarak hastaneyi dava edeceğini söyledi.
Sonunda sakinleştiğinde ise bize dönüp,bir kafede oturup,konuşmayı teklif etti.
Tüm bunların sonucunda ise kafede oturmuş bir birimizi izliyorduk.
Biyolojik annem durmadan ağlarken muhtemelen üçüzlerim olan iki çocuktan bana tıpatıp benzeyen gergin bir şekilde beklerken siyah saçlı olan umursamazca telefonuyla uğraşıyordu.
Aden ise korku dolu gözlerle azat beye bakıyor arada gözleri bana değincede o duygu nefrete dönüşüyordu.
Sessizliği bozan azat bey oldu.
"Sonuçlar belli Delfin liya bizim kızımız ve biz onu yanımızda istiyoruz"
Üvey babam tam azat beye cevap verecekken araya girdim.
"Ama ben sizinle yaşamak istemiyorum"söylediğim şeyle azat bay ve karısının yüzü düşerken araya piç sırıtışıyla üvey babam girdi.
"Kızımı duydunuz azat bey,liya bizimle yaşamaya devam edecek. istediğiniz zaman gelir, görürsünüz"söylediği sözlerle alayla gülüp ona döndüm.
"Sizinle yaşayacağımı kim söyledi"
Herkes bana anlamsız bakışlar atarken tekrar konuştum.
siyah saçlı çocuk bile ilk defa bana bakmıştı.
"Bunca zamandır velayetim sizde olduğu için sizinle yaşadım.Artık üstümde hiçbir hükmününüz kalmadığına göre sizinle yaşamak zorunda değilim"
Babamın yüzü git gide morarırken bu durumdan zevk aldığımı inkar edemezdim.
"Ayrı eve geçmek için daha küçüksün delfin,ayrıca henüz 18 yaşını doldurmadın velatey davası açıp seni yanımıza alabiliriz"dedi azat bey.
Her ne kadar Delfin ismimi kullanması beni rahatsız etsede şuanlık onu bu konuda uyramaktan vazgeçtim.
Delfin ismimi sadece sevdiklerim kullanabilir.
"Ayrı eve çıkmıyorum dedem ile birlikte yaşayacağım"diye cevap verdim.
"Delfin zor kullanmak istemiyorum ama ben 17 yıl kızımdan uzak yaşadım,daha fazla senden ayrı kalmak istemiyorum.Lütfen işi zorlaştırma ve bizimle gel"diyen azat beyle derin bir nefes aldım.
Zor kullanmaktan kastı'nın velayet davası açıp beni yanına almak olduğunu anlamıştım.
Bıktım bu velayet davanlarından ya bir an önce 18 yaşına girmem gerekiyor yoksa bok yoluna gideceğim.
Sessiz kaldığımda azat bey cevabını almış gibi piç sırıtışıyla konuştu.
"Yarın saat 12 de hazır ol gelip seni alacağım güzelim"
Güzelim mi? (düştün demi düştün düştün)
HAYIR!
Babam yanımda kasım kasım kasılırken elinden hiç bir şey gelmiyordu.Bu durum o kadar hoşuma gidiyorduki azat beyin beni tehdit etmesini bile takmıyordum.
Dedemin henüz olanlardan haberi yoktu ama olsaydı elinden bir şey gelmeyeceğinide biliyordum.
Neyse sadece 5 ay,sanırım dayanabilirim.
"Ben ne olacağım"duyduğum ince sesle adene döndüm.
"Sende öz ailen ile yaşayacaksın"diye cevap verdi azat bey umursamaz bir sesle.