25

1.7K 180 130
                                    


yetistik yrtistikk

iyi okumalar🫶🏻









sharon sessiz olmaya özen göstererek kapıyı açtığında hemen arkasında kalan yoongi'ye önden içeriye geçmesi için öncelik tanımıştı. yoongi hafifçe gülümseyip içeri geçtiğinde direkt yerini bildiği oturma odasına yönelmişti.

ilk önce orta sehpanın üzerinde duran bitmiş iki kutu bira ve bir sürü peçete yığınına ilişmişti gözü. ardından yerde cenin pozisyonda yatan alfaya bakmıştı. elleri arasında duran kırmızı renkteki hırkası ne zamandır burdaydı bilmiyordu.

jungkook hırkayla nerdeyse tüm yüzünü kapamış gibiydi. sadece omegası'nın kokusunu iyice almaya çalışıyordu.

yavaşça ona doğru yaklaşmıştı yoongi. giderek artan içki kokusu midesini bulandırsada durmamıştı. eğilmesi çok güçtü. bu yüzden ilk önce seslenmeyi denemişti. "jungkook." ardı ardına söylediği ismin sahibi hiçbir cevap vermeyip uykusuna devam etmişti. "hasta olcaksın burda." kendi kendine söylenir gibi yakınmıştı omega.

"jungkook" yanında duran eşyadan destek alıp dizleri üzerine çökmüştü. bunu yaparken nefes nefese kalmıştı. karnı çok büyüktü ve artık en basit hareket bile kendisini zorlayacak seviyeye gelmişti.

birkaç saniye sessizce hırkasına gömülü olan alfayı izlemişti. onu sarsmalı mıydı? uyanırsa bir daha uyuyabilir miydi ki? tüm sorulara bir cevap bulmak ve o şekilde ilerlemek istesede daha fazla bu şekilde durmayacaktı. bu yüzden elini alfanın saçlarına yerleştirmişti tedirgince. parmak uçları siyah saçların arasında yavaşça hareket etmeye başlamıştı. "jungkook, uyan hadi."

jungkook saçlarında hafifçe gezinen parmakları hissetmişti. sharon'un ayağıyla kendisini dürtmesinden daha etkiliydi bu parmaklar.

aldığı yoğun feromon kokusu ve duyduğu sesle emin olmuştu başucundaki kişinin gerçekten burda olduğuna. yüzünü hırkadan uzaklaştırıp tam karşısındaki omegayla göz göze gelmişti. birkaç saniye uyku ve hala hafif etkisinde olduğu içkinin sersemliği ile sessizce eşine bakmıştı. "güzelliğim," demişti boğuk çıkan sesiyle. "nasıl geldin buraya?"

yoongi bir cevap vermemiş elini siyah saç tutamlarından çekmişti. "kalk yerden" kendisi zar zor durduğu dizlerinin üstünde daha fazla kalmamış ayağa kalkmıştı. jungkook pek hoş olmayan tavırlara karşılık iç çekmiş ve omegası'nın dediğini yaparak yerden kalkmıştı. "kiminle geldin?"

"sharon'la" jungkook ağrıyan başını tutarken kendini koltuğa atmıştı. "keşke zahmet etmeseydin. saat.." duraksamış kafasını duvarda asılı olan saate çevirmişti. en son saat on bire geliyordu. içtikçe zaman kavramıni yitirmişti. "çok geç olmuş" şimdi ise saat iki'ye geliyordu. bu saatte omegasının uyuması gerekirken burda olması endişelendirmişti kendisini.

"sen iyisin dimi?" karşısında oturmuş kendisini izleyen eşine bakmıştı. iyi gözüküyordu. çatık kaşlarına rağmen...

"konuşulması gereken şey bu değil ama için rahat edecekse, iyiyim."

yine konuşacaklardı. jungkook zorla yutkunup oturduğu yerden kalkmıştı. "elimi yüzümü yıkayıp geliyorum." demişti. tamamen ayılması gerekiyordu. yoongi sessiz kalıp arkasına yaslanmış ve giden alfanın sabırla geri gelmesini beklemişti.

jungkook banyoya girerken arkadan tutulan kapıyla duraksamıştı. sharon dudaklarının ortasına bastırdığı işaret parmağıyla sessiz olmasını söylüyordu.

"biz çıkıyoruz. baş başa kalın ve aranızdaki sorunu halledin." fısıltısına karşılık jungkook kafasını onaylar anlamda sallamıştı. ardından kapanan kapıyla soğuk suyu birkaç kez yüzüne vurmuştu.

waste it on me ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin