Saat 01.47'ydi. Seslice nefes vererek başını yastığına vurdu ve telefonunu kapattı. Uyumak istiyor ama uyuyamıyordu ki bir kaç saat sonra uyanıp antrenmana gitmesi gerekiyordu. Beynini neyin yorduğunu bile bilmeden sadece uyumak için gözlerini kapattı ve hafiften ağrımaya başlayan başının geçmesini de umdu. Lakin bu gece evren Kerem'den yana değildi buna emin olmuştu artık. Kapısının çalmasına küfrederek ayağa kalktı, telefonunu da eline almıştı ve ayağa kalkınca gece ikide kapısına gelen birinin iyi bir sebeple gelmeyeceğini anca fark etmişti. Hızlıca odadan çıktığında telefonunu da açmış ve son aramalarda ailesinden birini görmediği için rahatlamıştı bir nebze.
Kapıya ulaştığında ise küçük dürbünden görünen kişiyle kaşlarını çatıp ama daha çok merak eden bir ifadeyle kapısını açtı. Yorgun yüzünü yere doğru eğmiş adamı izlerken "Mauro?" Dedi soran bir ses tonuyla. Yorgun gözler ona ulaşınca adamın yüzüne koymaya çalıştığı gülümsemeye takıldı gözleri Kerem'in.
"Gel içeri." Dedi Mauro daha tek kelime etmeden. Kerem kenara çekildiği an sarışın adam da içeriye doğru ilerlemişti.
"Bu saatte gelmemeliydim, seni uyandırdım mı?" Diyen mahçup çıkan sese "Uyumamıştım zaten, iyi oldu geldiğin." Dedi.
Beraber salona geçip büyük L koltuğa oturduklarında "İyi misin?" Diye sordu Kerem o garip sessizliği bozmak için.
Mauro ise dizlerine yaslandığı ellerinin arasına başını alıp saçlarını gergince karıştırdı. "Değilim." Dedi dürüstçe.
"Bu gece ya bir kulübe gidip dağıtacaktım ya da evde kavga çıkarıp çocuklara ve olası magazincilere rezil olacaktım."
"O zaman iyi ki buraya geldin." Dedi Kerem yumuşak çıkan bir sesle.
Mauro da yere eğdiği gözlerini kaldırıp onu izleyen çocuğa bakışlarını dikmişti.
"Nereye gideceğimi bilemedim. Aklıma sadece sen gelmiştin, önceden arayamadan kendimi burada buldum zaten."
"Açıklama yapmana gerek yok Mauro, iyi ki geldin. Hem ben de uyuyamıyordum dertleşmek iyi gelir."
Mauro bunun ardından hafifçe gülümseyip duruşunu düzeltti ve koltuğa yaslandı.
"Neden uyuyamıyordun?"
"Önce sen cevaplıyorsun, sorun Wanda mı?" Dedi Kerem.
Mauro ise derin bir nefes alıp başını tavana doğru başını kaldırdı.
"Öyle."
"Çıkan haberler.." doğru mu diyememişti Kerem. Çünkü magazin ve rakip taraftarın gazetecileri karalama kampanyası yapmayı bir kaç tıklanma uğruna çok yapıyordu. Aldatma ve benzeri bir durumu bir aşağılama olarak gören kitleler için sadece basit malzemeydi ama karşısındaki adam için bunlar yıkıcı unsurlardı belli ki.
"Değil. Yani tam olarak değil." Dedi Mauro ve Kerem'in kafası karışmış ifadesine gülmesini engelleyemedi.
"Başkalarıyla ilişki yaşıyordu evet." Kerem'in anında iyileşen gözleriyle Mauro da hızlıca ekleme yapmak zorunda hissetmişti. "Ama ben de yaşıyordum."
Kerem gözlerini kırpıştırıp "Anladım." Dedi yavaşça. Ama içinden yargılama yaptığı yüzünden okunuyordu.
"Açık ilişki yaşıyorduk biz. Başkalarıyla beraber olmak bir sorun teşkil etmiyordu ama işte..."
"Artık seni rahatsız ediyor?" Dedi Kerem tahminde bulunup.
"Hayır. Beni değil onu rahatsız ediyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Golden Heart | İcardi x Kerem
Fanfiction"Evet," dedi duraksayarak "Senin gerçekten altından bir kalbin var."