"Seni mi aramış bir de puşt!" Diyerek bacağını esneten Barış'a doğru topu sertçe attı. Barış acımış gibi bir yüz ifadesi yaptığında onun gibi yere oturup "Sessiz ol, birileri duysun istesem kendim bağırırdım zaten." Dedi dişleri arasından."Kim olduğunu bilirsin sen diyerek konuşuyoruz Kerem, merak etme bu evrende kimse Voldemort'un kim olduğunu bilmiyor." Dedi abartılı şekilde göz devirerek.
"Açık vermeye devam ettiğin sürece üçüncü sayfa haberlerine düşeriz."
"Orası magazin yeri değil yalnız."
"Seni öldüreceğimden cinayet olarak geçeceğiz literatüre."
"Ulan," diyip tamamen yüzünü ona çevirerek başını da ortalarına doğru eğdi ve sesini alçalttı. "Seni sik gibi ortada bırakan o pezevenk ama öldürmeyi planladığın ben miyim?"
"Off ne çok seviyorsun olayları dramatikleştirmeyi. Kimsenin kimseyi sik gibi ortada bıraktığı yok."
"Yazın beraber içmeseydik buna inanırdım kardeşim."
"O içtiğim güne sokayım zaten. Bir kez içtim başıma dert diye sen düştün."
"İlk kez içen biri olarak yanında ben değil de başka biri olsaydı senin döktüğün skandallar tüm hayatını bitirirdi. Otur şükret pezevenk." Diyerek ayağa kalktı ve koşu öncesi diz çekme hareketlerine başladı.
"Kimse yokken içecektim ben zaten, sen kuruldun lan evime."
"Çok kıymetli evin olduğundan hep gelip seni sinir edesim geliyor." Diyerek şirince gülümsedi.
Evet, Kerem evinde gerçek manada insan sevmiyordu. Düzenini bozan herkesi sevmiyordu. Orası onun alanıydı ve her şey sadece onun kurallarına uysun isteğindeydi. Lakin bunun tek istisnasının platin saçlı bir herif olduğunu hatırladığından gözleri direkt onu aradı. Çok kısa bir sürede orbları kesişince onun çatılı kaşlı ifadesiyle Barış'la olan konuşmalarını izlediğini anlamıştı. Yakınlardı ve duyabileceği bir mesafe vardı aralarında ama Türkçe konuştukları için tek bir cümle anlamadığına emindi Kerem. Lakin anlamak istediğini gösteren ifade büyük olanda mevcuttu.
"Ne bok atmış bari onu de. Geri aramadığına inanmak istiyorum da." Diyerek ona bakmadan konuştu Barış.
"Aramadım. Mauro benleydi öyle arada kaynadı."
"Ee?" Diyerek başını ona çevirip kaşını kaldırdı Barış.
"Ne ee?"
"Ne sikim attı bu döl israfı sana."
"Düzgün konuş, aynı formayı terletiyorsun herifle."
"O yedek kulübesinden kadro dışılığa iki aya düşer merak etme bu sayede milli arada bile görmem kendilerini. Allah'ıma şükürler olsun ki kolsuz."
Kerem bunun ardından abartılı bir şekilde gözlerini devirdi.
"Mental olarak iyi değildi o yüzden kötü oynuyordu. Şimdi herkesten uzakta," diyip kaşlarını hafifçe çattı. "Yeteneğine ihanet etmeden oynayacaktır."
"Senin bu anlayışlı eski sevgili ayaklarını da sikmek gerek de dua et arkadaşımsın."
"Öyle değil." Dedi hızlıca Kerem. Barış da başını iki yana sallayıp ne, ifadesi yapmıştı.
"Biz sevgili falan olmadık hiç."
"Fuck buddy olduğunuzu öğrenmek ister gibi bir halim mi vardı sence?" Dediğinde, Kerem gözlerini yine devirdi ve buradaki iki kelimeyi çok net şekilde duyan Mauro'nun ona bakışını görmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Golden Heart | İcardi x Kerem
Fanfiction"Evet," dedi duraksayarak "Senin gerçekten altından bir kalbin var."